Türk İç Hastalıkları Uzmanlık Derneği (TİHUD) tarafından düzenlenen “18. Ulusal İç Hastalıkları Kongresi” kapsamında yapılan basın toplantısında konuşan İstanbul Üniversitesi İstanbul Tıp Fakültesi İç Hastalıkları Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Kerim Güler yüksek tansiyonun önemine değindi. Hipertansiyon ve diyabetin kardiyovasküler hastalıklara neden olduğunu belirten Prof. Dr. Güler,“Türk toplumunda üç kişiden birinde kardiyovasküler hastalık var. 2005 yılında 17 milyon insan dünyada bu hastalıklardan ölmüş. Yapılan çalışmalar ve bulunan yeni moleküllere, kılavuzlarla halkı bilinçlendirme çabalarına rağmen 2020 yılında bu rakamın 20 milyona çıkması bekleniyor. Hakikaten çığ gibi toplumumuzu tehdit eden en büyük hastalıklar, kardiyovasküler hastalıklardır” dedi.
DİYABET TEDAVİSİNDE YENİ GELİŞMELER VAR
Diyabet tedavisinde kullanıma giren yeni nesil ilaçlarla son yıllarda tedavide heyecan yaratan gelişmeler yaşandığını söyleyen İstanbul Tıp Fakültesi İç Hastalıkları Anabilim Dalı öğretim üyesi Prof. Dr. Tufan Tükek, “Son yıllarda diyabet tedavisinde yeni gelişmeler yaşanmaktadır. Umut verici yeni ilaçlar hekimlerin kullanımına sunulmuştur. Bunlardan en farklı olanı böbrek üzerine etki eden SGLT2 reseptör blokerleri dediğimiz, kan glikozunu düşüren ilaçlardır. Kan şekerini normalin altına indirmeden böbrek yoluyla glikozun uzaklaşmasını sağlayan ilaçlardır” diye konuştu.
SADECE 80 GERİATRİ UZMANI VAR
Türkiye nüfusunun hızla yaşlanmaya başladığını ve yaşlı hastaların başta sağlık sorunları olmak üzere pek çok sıkıntı ile mücadele ettiğini dile getiren Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi İç Hastalıkları Anabilim Dalı Geriatri Bilim Dalı öğretim üyesi Prof. Dr. Mustafa Cankurtaran ise şu açıklamalarda bulundu: “Türkiye’de yaşlı nüfus giderek artmaktadır. 2016 yılı nisan ayı rakamlarına göre ülkemizde 65 yaş üstü nüfus % 8.2, 6.500.000 65 yaş üstü vatandaşımız vardır. 60 yaş üstü ise yaklaşık 10 milyon vatandaşımız vardır. Yaşlıların bakıma ihtiyaçları vardır. Geleneksel aile yapısı değişmektedir. Çekirdek aile yapısı, yaşlıların sayısının ve hastalıklarının artması sonucunda ihtiyaçlar değişmektedir. Yaşlılara bakmak giderek zorlaşmakta ve uzmanlık gerektirmektedir. Ülkemizde geriatri uzmanı sayısı sadece 80’dir, geriatri uzmanı da dahiliye uzmanlığından yetişmektedir ve dahiliye uzmanıdır. Dahiliye uzmanları sahada her yerde yaşlı hastaları sıklıkla görmekte, tanı tedavilerini yapmakta ve bakımları için öneriler de bulunmaktadır. Ülkemiz için en büyük sorunlardan birisi yatak sayısının az olmasıdır; hastanelerde acillerde çok ciddi sayıda yaşlı hasta başvurusu vardır ve hasta yatırmak zorlaşmaktadır. Hasta taburcu olurken eve çıkamayacak hastalar için ara bakım servisleri, subakut servisler, hastanelere bağlı bakımevleri ve/veya evde bakım sistemleri, ülkemizde son 3–5 yıldır organize edilmektedir, ancak sayıca yetersizliklerimiz vardır. Buralarda sayıca yetersizliklerin dışında, verilen hizmetin içeriği-standardı–kalitesi konusunda da eksikler ve geri ödeme kapsamında sorunlar bulunmaktadır.”