Dünyada kalp damar hastalıkları ile ilişkili ölümlerde üçüncü sırada yer alan bacak ve akciğerlerdeki kan pıhtılarının (VTE) hastanelerde erken ölüm ve sakatlık nedenlerinin başında geldiği yeni bir bilimsel çalışma ile ortaya kondu. Dünya çapında aynı anda Journal of Thrombosis and Haemostasis (JTH) ve dört diğer önde gelen tromboz dergilerinde yayınlanan derlemelerden başlıca bilgiler:
■ VTE’nin küresel hastalık yükünde büyük katkısı vardır: Yüksek, orta ve düşük gelirli bölgelerde her 1.000 kişinin 0.75 ile 2.7’sinde VTE’ye rastlanmaktadır.
■ VTE’ye küresel hastalık sıralamasında öncelik verilmelidir. VTE Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) ve Dünya Bankası’nın “Global Burden of Disease, Injuries, and Risk Factors” çalışmasına (GBD Çalışması) dahil edilmelidir. 2010 GBD çalışması arteriyel trombozun başlıca nedenlerini kalp krizi ve inme olarak belgelemektedir. Ancak VTE ölüm ve sakatlık için özel bir neden olarak gösterilmemektedir.
■ DSÖ hasta güvenliği programı incelendiğinde hastane ilişkili advers olayların nedenleri arasında VTE erken ölüm ve sakatlığın önde gelen nedenlerinden biridir.
■ VTE’nin önlenmesi küresel bir sağlık önceliği olmalıdır. VTE’ye karşı kanıta dayalı önleyici tedbirlerin özellikle sistematik ve tutarlı bir şekilde kullanılması gerekmektedir. VTE’nin büyük ölçüde önlenebilir olduğu hekimler ve sağlık otoritereleri tarafından kabul edilebilir olmalıdır.
DÖRT KİŞİDEN ÜÇÜ RİSKTEN HABERSİZ
Uluslararası Tromboz ve Hemostaz Derneği Kuzey ve Güney Amerika, Avrupa ve Uzak Doğu’yu kapsayan dokuz ülkede VTE’nin bilinirliliği konusunda da bir çalışma yaptı. Anket çalışmasına katılan erişkinlerin sadece %50’si PE’yi duymuşken, DVT terimini duyanlar ise %44’de kaldı. Katılanların sadece dörtte biri VTE oluşumuna yol açan risklerden haberdar. VTE belirtilerini ise sadece %28 oranındaki katılımcı bilmiş. VTE’nin önlenebilir bir hastalık olduğunu ise katılımcıların %45’i bilmiş.
DVT ve/veya PE şüphesi olan hastalarda tanıyı doğrulamak için acilen yapılması gereken testler istenir ve hastalar kanama riski açısından hızlıca değerlendirilir. Kanama riski yüksek değil ise, sonuçlar çıkıncaya kadar kan sulandırıcı iğne veya haplarla tedaviye başlanır. Teşhis doğrulandıktan sonra en az 3 ay, genellikle 3–6 ay boyunca ilaçlar kullanılır. Daha önceki standart tedavide 3–6 ay boyunca pıhtılaşma önleyici heparin ya da düşük moleküler ağırlıklı heparinler sonrası varfarin ile tablet olarak devam ediliyordu. Ancak yeni gelişimlerle hedefe yönelik tedaviler bulundu. Yeni grup kan sulandırıcılar olarak adlandırılan bu grup ilaçlar (dabigatranın, rivaroksaban ve apixaban) ülkemizde de mevcut. Yaşamı tehlikeye sokan akciğer embolilerinde ise hızlıca pıhtıyı eritmek için bazı özel hazırlanmış pıhtı eritici (trombolitik tedavi) ilaçlar da kullanılabiliyor.