Doç. Dr. Zeynep Yezdan FIRAT
Memorial Ataşehir Hastanesi Kulak Burun Boğaz Bölümü
Üst solunum yolu enfeksiyonları (ÜSYE), üst hava yolu mukozasının yer aldığı ve devam ettiği tüm bölgelerin enfeksiyonlarına genel olarak verilen bir tanımdır. Bu bölgeler her iki orta kulak ve mastoid boşluklar, burun boşluğu, paranazal sinüsler, nazofarinks, oral kavite ve orofarinks, hipofarinks ve larinks olarak sayılır. Bu bölgedeki anatomik organların bölgesel enfeksiyonları olabileceği gibi, birden fazla bölgenin eş zamanlı enfeksiyonu da söz konusu olabilir. Bu enfeksiyonlar sıklık sırasına göre anlatılacaktır:
FARENJİT
Yutak bölgesinin enfeksiyonudur. Tüm enfeksiyöz farenjitlerin kabaca %75’i viral, %25’i bakteriyeldir. Viral enfeksiyonlarda sıklıkla rinovirüs, adenovirüs, influenza virüsü, parainfluenza virüsü, RSV, HSV, EBV izole edilir. Bakteriyel olduğu düşünülen farenjitlerin ise %100 e yakını A grubu b hemolitik streptokok (S.pyogenes) ile olmaktadır.
Akut Farenjit bakteriyel mi, viral mi?
Viral farenjitlere sıklıkla konjuktivit, rinit, laringotrakeit, bulantı kusma, ishal, boyunda yaygın lenfadenit eşlik edebilir. Ateş yüksek olabilir, bakteriyel enfeksiyonu göstermez, tonsiller üzerinde veya yumuşak damak üzerinde peteşi, vezikül, ülser olabilir. Tonsiller üzerinde kolay ayrılan membran varlığı viral enfeksiyonu düşündürür.
Bakteriyel farenjitte çok yüksek ateş mevcuttur, boyunda şiş ve ağrılı lenfadenopatiler eşlik eder, tonsiller üzerinde eritem mevcuttur. Hastada rinit, öksürük gibi diğer semptomlar yoktur. Tonsiller üzerinde zor ayrılabilen yaygun beyaz membran vardır. Ayrıca çilek dili ve cilt döküntüleri eşlik edebilir, bu tabloya kızıl denilmektedir, A grubu b hemolitik streptokok etkeni ile ortaya çıkan bir tablodur.
Kimler risk grubundadır?
Bakteriyel farenjitler en sık 5–15 yaş arasında görülür. Başka bir deyişle okul çocuklarında görülen farenjitlerin bakteriyel olma olasılığı daha yüksektir. Bir boğaz ağrısının bakteriyel olabileceğini düşündürecek tüm klinik bulgular varken bile erişkinlerde ancak %20–30’u, çocuklarda da %60–70’i bakteriyeldir. Bakteriyel enfeksiyonlar bebeklerde ve süt çocuklarında anneden geçen maternal antikorlar nedeniyle klinik olarak izlenmez.
Farenjit nasıl tedavi edilir?
Farenjitin bakteriyel olup olmadığı tedavinin planlanmasında önemlidir. A grubu b hemolitik streptokok enfeksiyonunun tanısı klinikle konulmaz. Boğaz kültürü %95–100 spesifiktir ancak 24–48 saat bekleme süresi olduğundan klinikte pratik bir test değildir. O nedenle hızlı A grubu b hemolitik streptokok antijeni bulma testi (latex aglütinasyon testi) (LAT) ile yarım saat içerisinde sonuçlanabilen test tercih edilir. Tanı koymada %75–80 spesifiktir, pozitif çıkarsa tanı koydurucudur ancak sonuç negatif çıkarsa ekarte ettirmez.
Tedavide A grubu b hemolitik streptokoka bağlı enfeksiyon olduğu saptanırsa oral penilinler; fenoksi-metil penisilin kullanılır. Çocuklarda 10–20 mg/kg/gün günde 3 veya 4 kez, erişkinde 1gr/gün 3 veya 4 kez olacak şekilde tedavi planlanır. Semptomlar ağırsa aynı tedavi intravenöz olarak planlanır.
TONSİLLİT
Bademcik ve yatağının iltihaplanmasıdır. 5–15 yaş arasında en sık gözlenen enfeksiyonlardandır. Viral ve bakteriyel ayrımı yapılmalıdır. Genellikle ataklar viral başlar, üzerine bakteriyel enfeksiyon eklenir. Sadece viral olabilir; rinovirüs, adenovirüs, influenza virüsü, parainfluenza virüsü, ekovirüs, koronavirüs, RSV, HSV, EBV etkenleri sıklıkla izlenir. Sadec bakteriyel olabilir, en sık A grubu b hemolitik streptokok (S.pyogenes) izole edilir, ayrıca anaerob bakteriler, h.influenza, pnomokoklar, stafilokoklar ile de enfeksiyon olabilmektedir.
EMN (Enfeksiyoz mononükleozis) hastalığında klinik akut farenjit veya tonsillit gibi başlar. Boyunda yaygın lenfadenopatiler, özellikle posterior üçgende lenf bezlerinde büyüme olması “boğa boynu” kliniğini oluşturur. Hastalarda hepatosplenomegali izlenir. CMV virüsüne bağlı tabloda da boyunda yaygın lenfadenopatiler izlenebilir ancak tonsillofarenjit beklenmez. EMN den farkı ise yaygın sistemik lenf bezleri tutulumu olmasıdır.
Tonsillit Tanı ve Tedavisi
Farenjitte olduğu gibi kültür kesin tanı koydurucudur ancak 1–3 gün bekleme süresi gerektirdiğinden lateks aglütinasyon testi klinikte tanı koymada önem kazanmaktadır. ASO testi pozitifliği son 3–6 ay içerisinde geçirilmiş A grubu b hemolitik streptokok enfeksiyonu varlığını gösterir. CRP pozitifliği ise geçirilmiş veya geçirilmekte olan bakteriyel enfeksiyon varlığını gösterir. Tedavide oral penilinler (fenoksi-metil penisilin) veya aminopenisilinler çocuklarda 10–20 mg/kg/gün, erişkinde 1–2gr/gün olacak şekilde başlanır.
RİNOSİNÜZİT
Burun ve paranazal sinüslerin enfeksiyonudur. Sinüs mukozası nazal kavite mukozasının devamıdır ve sinüzit tek başına görülmez, her zaman rinosinüzit şeklinde izlenir. Çocuklarda ve erişkinlerde rinosinüzitler çoğunlukla viraldir ve semptomatik tedavi ile tedavi edilmelidir. Bakteriyel olduğunda en sık s.pnömonia, h.influenza, m.cataralis etkenleri ile olmaktadır, bu bakteriler büyük oranda penisilin bağlayıcı protein salgıladığından veya b‑laktamaz ürettiğinden penisilin veya amoksipenisilin ile tedaviden fayda görülmez. Tedaviden rinosinüzitler bölümünde bahsedilmiştir.
OTİTİS MEDİA
Her iki orta kulak ve mastoid boşluğun enfeksiyonudur. Çocuklarda östaki tüpünün erişkine göre daha kısa, daha geniş ve daha yatay olması nedeniyle nazal pasaj veya oral kavitedeki enfeksiyon çok daha sık orta kulağı etkileyebilmektedir. Çocuklarda en sık viral nedenlerle olmaktadır ve başka bir üst hava yolu enfeksiyonu yoksa spontan iyileşme beklenir. Erişkinde %15–40 oranında s.pnomonia, h.influenza ve m.kataralis etkenleri izlenir, klinikte başka enfeksiyon eşlik ediyorsa, bakteriyel olduğu şüphesi yüksekse; amoksisilin, yüksek doz amoksisilin, amoksisilin-klavulonat veya sefuroksim aksetil ile tedavi edilmelidir. Tekrarlayan rinosinüzitler büyük oranda bakteriyel kabul edilir, seftriakson ve klindamisin grubu antibiyotiklerle tedavi edilmelidirler.
NEZLE Mİ – GRİP Mİ?
Pratikte çok karşılaştığımız, ancak klinik durum için pek çok kez yanlış kullanılan iki farklı tablodur. İki tablo da virüslerle oluşur ancak nezle lokal enfeksiyon oluştururken grip sistemik bir hastalıktır.
Nezle; bir çeşit akut viral rinittir, farenjit eklenebilir veya eklenmez. Soğuk algınlığı (cold; common cold); üşütme diye tanımlanabilen bu klinik tablo bir “akut nazofarenjit” tablosudur. En sık rinovirüsler ile olur. Bir insan ömrü boyunca yaklaşık 300 kez nezle olur. İnkübasyon süresi 12–72 saattir. Burun akıntısı, burun tıkanıklığı, boğazda yanma, hapşırık, öksürük, koku ve tat kaybı ve aural dolgunluk izlenir. Ateş izlenmez, infantlarda subfebril ateş görülebilir. Adenovirüs ve enterovirüs ile olan soğuk algınlığında konjuktivit, krup, pnömoni, bulantı kusma, ishal eşlik edebilir. Tanı klinikle konulur. Tedavide antibiyotiklerin yeri yoktur. Semptomatik tedavi yapılır, tedavide bulaşı önlemek önemlidir. Sıvı alımı, yatak istirahati antiimfamatuar ilaçlar, ağrı kesiciler, lokal ve sistemik dekonjestanlar başlanır. C vitamininin yararı kanıtlanmamıştır. %5–10 bakteriyel superenfeksiyon eklenebilir.
Grip (flu; influenza); viral nedenle oluşan sistemik bir tablodur. Yüksek ateş, kas ve eklem ağrısı, halsizlik, bitkinlik, titreme, baş ağrısı, kuru öksürük tabloya hakimdir. Genel durum bozukluğu belirgindir. Yutma güçlüğü olabilir, burun akıntısı nadir izlenir. İnfluenza virüsü ie oluşan bir tablodur. Bakteriyel süperenfeksiyon daha sıklıkla izlenir. Hastalık bir kişiyi çok sık etkiliyor ve tüm ataklar çok ağır geçiyorsa aşı ile veya antiviral tedavi ile atakların sıklığını azaltılması, şiddetinin azaltılması sağlanabilir. Esas tedavi semptomatiktir, yine sıvı alımı, istirahat, ağrı kesici-antiimflamatuar ilaçlardan yararlanılır