Türkiye Gen Hareketi Platformu kuruldu: DNA dizilemesi doktorun yerini alacak

GENE­TİK / OCAK 2016

Düşün­ce kuru­lu­şu Gele­cek­Ha­ne tara­fın­dan Ölü­me Mey­dan Oku­yo­ruz” mot­to­suy­la Acı­ba­dem Üni­ver­si­te­si Ata­şe­hir Kampüsü’nde düzen­le­nen Yaşam 2.0 Konferansı’nda ölü­me mey­dan oku­yan insa­noğ­lu­nun bilim ve geli­şen tek­no­lo­ji ile uzun ve sağ­lık­lı yaşa­mın şif­re­le­ri­ni çöz­me­ye devam etme­si konu edil­di. Ara­la­rın­da Oxford, Paris Des­car­tes, ETH Zürih, Acı­ba­dem, Bil­kent ve İst­anb­ul gibi üni­ver­si­te­ler­den aka­de­mis­yen­le­rin de yer aldı­ğı ala­nın­da uzman yer­li ve yaban­cı çok sayı­da konuş­ma­cı­nın söz aldı­ğı kon­fe­ran­sın sonun­da orta­ya çıkan ortak fikir, insa­noğ­lu­nun bilim ve tek­no­lo­jiy­le evri­me yar­dım­cı olma­sıy­la insan ömrü­nün uza­dı­ğı ve sağ­lık­lı bir şekil­de yaşı­nın iler­le­di­ği yönün­de oldu.

yasam

Yaşam 2.0 Konferansı’nda Gele­cek­ha­ne CEO’su Halil Aksu, Tür­ki­ye Gen Hare­ke­ti adıy­la yeni bir plat­form kur­duk­la­rı­nı ve bu plat­form­da tıp­kı Maker Hareketi’nde oldu­ğu gibi, yaşam bilim­le­riy­le uğra­şan genç­le­rin, bilim insan­la­rı­nın ve uzman­la­rın teda­vi­si bulu­na­ma­mış has­ta­lık­lar ve daha kali­te­li bir yaşam için bir ara­ya gele­rek çözüm­ler üret­me­si­ni sağ­la­mak hede­fiy­le here­ket ede­cek­le­ri­ni açık­la­dı. Aksu, plat­form hak­kın­da ayrın­tı­lı bil­gi­ye www.genhareketi.com üze­rin­den ula­şı­la­bi­le­ce­ği­ni belirtti.

BİL­İM VE TEK­NO­LO­Jİ İNS­AN ÖMRÜ­NÜ UZATIYOR

Ben­zer bir bilim­sel pat­la­ma­nın beyin bili­mi’ ala­nın­da görül­dü­ğü­ne dik­kat çeken Halil Aksu, ABD, AB ve Çin ade­ta bir uzay yarı­şı’ için­de. Dün­ya­nın en büyük bili­şim sis­tem­le­ri bu araş­tır­ma­lar için kul­la­nı­lı­yor. Bir yan­dan has­ta­lık­lar araş­tı­rı­lı­yor, diğer yan­dan bey­nin ve sinir sis­te­mi­nin temel çalış­ma pren­sip­le­ri orta­ya çıka­rıl­ma­ya çalı­şı­lı­yor. Ayrı­ca beyin ile bili­şim sis­tem­le­ri ara­sın­da köp­rü kurul­ma­ya devam edi­li­yor. Pek yakın­da iki yön­lü ile­ti­şim son dere­ce ola­ğan hale gelecek. Yapay uzuv­lar, 3 boyut­lu bas­kı sis­tem­le­ri ile üre­ti­len organ­lar, duyu­la­rın güç­len­di­ril­me­si, yeni­le­ri­nin ila­ve edil­me­si, gene­tik açı­lım­lar, kişi­ye özel teda­vi­ler ve ilaç­lar, sen­te­tik bit­ki­ler, gene­ti­ği güç­len­di­ril­miş gıda­lar ve daha nice­le­ri… İns­an­oğlu artık biyo­lo­jik tasa­rım yapa­bi­li­yor. İns­an­oğlu evri­me yar­dım­cı olu­yor, müda­ha­le­de bulu­nu­yor. İns­an­oğl­un­un ömrü uzu­yor, insan­la­rın genç ve sağ­lık­lı bir şekil­de yaşı­nın iler­le­me­si hedef­le­ni­yor. Özet­le insa­noğ­lu ölü­me mey­dan oku­yor” dedi.

genom

GENE­Tİ­Ğİ DE PARA OLA­RAK GÖRÜYORUZ

Acı­ba­dem Üniversitesi’nden Prof. Dr. Cen­giz Yakı­cı­er, far­ma­ko­ge­ne­tik saye­sin­de ilaç­la­rın bir kişi üze­rin­de etki­li ya da etki­siz, tok­sik ya da tok­sik olma­dı­ğı­nı göre­bil­dik­le­ri­ni, böy­le­ce bir kan­ser has­ta­sı üze­rin­de han­gi ila­cın kul­la­nı­lıp kul­la­nı­la­ma­ya­ca­ğı­nı bile­bil­dik­le­ri­ni söy­le­di. İzm­ir Ulus­la­ra­ra­sı Biyo­tıp ve Genom Ens­ti­tü­sü öğre­tim üye­si Prof. Dr. Meh­met Öztürk ise, Türkiye’nin bilim­de en büyük hata­sı­nın baş­ka ülke­ler­de orta­ya çıkan yeni­lik­le­ri ülke­ye getir­me­yi yeter­li gör­mek oldu­ğu­nu vur­gu­lar­ken, Gene­tik­le de ilgi­li konu­yu hiç bil­me­yen insan­la­rın yorum­lar yap­ma­sı yan­lış­tır. İşin özü­ne inmek zorun­da­yız. Gene­ti­ği yeni para kazan­ma yolu ola­rak görü­yor­lar, oysa amaç çare­siz has­ta­lık­la­ra çare bul­mak olma­lı. Merak­tan gene­ti­ğin peşin­de koşan yok. İns­an­ın ken­di gene­tik kodu­nu çöz­me­siy­le büyük bir bil­gi pat­la­ma­sı yaşa­nı­yor, ama bu bil­gi­nin ne anla­ma gel­di­ği­ni bil­mi­yo­ruz, yorum­la­ya­mı­yo­ruz” dedi.

İNS­AN NERE­DE DURACAK?

Bu bil­gi­le­rin yorum­lan­ma­sı aşa­ma­sın­da gene­tik şif­re­yi değiş­ti­re­bi­lecek tek­no­lo­ji­le­re de sahip oldu­ğu­mu­zu anla­tan Öztürk, gele­ce­ğin biyo­en­for­ma­tik­te oldu­ğu­nu vur­gu­la­dı. İns­an­ın gene­tik ile teda­vi­si imkan­sız has­ta­lık­la­rı teda­vi ede­bi­le­ce­ği­ni ama bunun­la yetin­me­yip mavi göze sahip olmak, daha zeki çocuk­lar dün­ya­ya getir­mek gibi amaç­lar için de gene­ti­ği kul­lan­ma­ya kalk­ma­sı­nı bek­le­dik­le­ri­ni belir­te­rek, İns­an­ın nere­de dura­bi­le­ce­ği­ni bile­mi­yo­ruz. O yüz­den bir yer­de durup ken­di­mi­ze yeni­den haya­tın anla­mı nedir diye sor­ma­mız gere­kecek” diye konuştu.

arilarGENE­Tİ­Ğ­İN SINI­RI: EPİGENETİK

Bütün bu yeni bil­gi­le­re rağ­men gene­ti­ğin de sını­rı oldu­ğu­nu ifa­de eden Öztürk, şun­la­rı söy­le­di: Aynı DNA bil­gi­si­ne, aynı pro­te­in bil­gi­si­ne rağ­men fark­lı feno­tip­ler var. Kra­li­çe, işçi ve erkek arı­la­rın DNA şif­re­le­ri yüz­de yüz aynı, ama boy­la­rı, yaşam süre­le­ri tama­men fark­lı. Bir işçi arı­nın sinir sis­te­mi çok iyi çalı­şı­yor, oysa kra­li­çe çok aptal, haya­tı­nı yata­rak geçi­ri­yor. İşçi arı 2,56 ay ara­sı bir yaşam süre­si­ne sahip­ken kra­li­çe arı 3648 ay yaşı­yor, işçi arı­ya göre 10 mis­li uzun ömre sahip. Bunun nede­ni tama­men bebek­ken yedik­le­ri­ne bağ­lı. Kra­li­çe­nin yedi­ği özel bir karı­şım var. Demek ki gene­tik her şey değil. Gene­ti­ği değiş­tir­me­den de biçi­mi­mi­zi değiş­ti­re­bi­li­riz. Bu nok­ta­da epi­ge­ne­tik orta­ya çık­tı. Bu fark­lı­lık­la­rın aynı gene­tik metar­ya­lin fark­lı kul­la­nı­mı­na bağ­lı oldu­ğu orta­ya çıktı.”

ACİL BİY­OE­NF­ORM­AT­İK ANA­Lİ­STE İHT­İY­AÇ VAR

Bil­kent Üni­ver­si­te­si Bil­gi­sa­yar Mühen­dis­li­ği Biyo­en­for­ma­tik ve Bili­şim­sel Geno­miks Baş­ka­nı Dr. Can Alkan, gele­cek­te her has­ta­ne­de DNA diz­gi­le­me cihaz­la­rı bulu­na­ca­ğı­nı, DNA ana­li­zi­nin teş­his ve teda­vi­nin yön­len­di­ril­me­sin­de kul­la­nıl­ma­ya baş­lan­ma­sıy­la kişi­sel tıp döne­mi­ne giri­le­ce­ği­ni söy­le­di. Bunun için yük­sek oran­da veri­nin güve­ni­le­bi­lir, tek­rar­la­na­bi­lir ve çok hız­lı bir şekil­de ana­liz edil­me­si gerek­ti­ği­ni anla­tan Alkan, Tür­ki­ye için acil ola­rak biyo­en­for­ma­tik ana­lis­te ve ana­liz hesap­la­ma alt yapı­sı­na ihti­yaç oldu­ğu­nu ifa­de etti. Genom dizi­le­me ana­li­zi ile pek yakın­da bazı alan­lar­da dok­tor­la­ra ihti­yaç kal­ma­ya­ca­ğı­nı da söy­le­yen Alkan, Dizi­le­me, kla­sik test­ler ve görün­tü­le­me­le­ri değer­len­di­rip reçe­te verecek cihaz­lar ola­cak. Bu yüz­den artık bu tek­no­lo­ji­le­ri bilen, akıl­lı ve kat­ma değe­ri yük­sek dok­tor­la­ra ihti­yaç var” dedi.

Acı­ba­dem Üni­ver­si­te­si Tıp Fakül­te­si Biyo­is­ta­tis­tik ve Tıb­bi Bili­şim Ana­bi­lim Dalı Baş­ka­nı Prof. Dr. Uğur Sezer­man da, kla­sik anlam­da tıp eği­ti­min­de karar­la­rın semp­tom­la­ra göre veril­di­ği­ni belir­te­rek, Bu yüz­den de tıb­bın aslın­da bilim değil, ista­tis­tik. En ola­sı tanı­yı koyup başa­rı şan­sı en yük­sek teda­vi­yi uygu­la­mak dene­me yanıl­ma yön­te­mi­dir. Bu yüz­den dene­yim­li dok­to­ra iyi dok­tor deni­yor. Gele­ce­ğin tıb­bı bu değil. Has­ta­lı­ğın mole­kü­ler düzey­de neyi etki­le­di­ği­ni, kişi­ye özel ola­rak nasıl mey­da­na gel­di­ği­ni ve kişi­ye özel nasıl teda­vi edi­le­ce­ği­ni bile­ce­ğiz. Bugün de kan­ser has­ta­sın­da gen­le­rin uğra­dı­ğı mutas­yon­la­rı belir­le­yip bu mutas­yon­la­ra uygun ilaç­lar bulu­nup bulun­ma­dı­ğı­na bakı­yo­ruz. En etki­li ola­cak ila­cı bulu­yo­ruz. Bu saye­de teda­vi­ye yanıt ver­me­yen has­ta­la­rı kur­ta­ra­bi­li­yo­ruz” diye konuştu.

İlgili Haberler

Leave a Comment