Tarih kadar eski çölyağın ilk izleri Anadolu’da bulundu

Prof. Dr. Hale Akpınar
Prof. Dr. Hale Akpınar

ÇÖL­YAK / AĞUS­TOS 2016

Çöl­yak has­ta­lı­ğı­nın tari­hi­nin olduk­ça eski oldu­ğu­nu, çün­kü has­ta­lı­ğın tetik­le­yi­ci­si kabul edi­len glu­te­ni içe­ren buğ­day, arpa, çav­da­rın tari­hi­nin eski oldu­ğu­nu, bel­ki de yak­la­şık 10 bin yıl önce­si­ne uzan­dı­ğı­nı belir­ten Türk Gast­ro­en­te­ro­lo­ji Der­ne­ği Yöne­tim Kuru­lu Üye­si, Dokuz Eylül Üni­ver­si­te­si Tıp Fakül­te­si Gast­ro­en­te­ro­lo­ji Bilim Dalı Baş­ka­nı Prof. Dr. Hale Akpı­nar şun­la­rı söyledi: 

İns­anl­ığ­ın geli­şi­mi ve tari­hi ile ilgi­li son dere­ce önem­li arke­olo­jik kazı­la­ra ev sahip­li­ği yap­mış Urfa’ya yakın Göbek­li Tepe’de, tari­hin en eski zirai başak tane­le­ri­ne rast­lan­mış­tır. İns­an­oğl­un­un geniş kit­le­le­re besin sağ­la­mak için tarı­ma baş­la­ma­sı ve yer­le­şik yaşa­ma geç­me­si­nin ilk adı­mı bura­da atıl­mış gibi­dir. Çöl­yak has­ta­lı­ğı da işte bu dönem­de orta­ya çık­mış ola­bi­lir. Has­ta­lık­la ilgi­li ilk bil­gi­le­re ise MS. 2 yüz­yıl­da ülke­miz­de Kapadokya’da yaşa­yan Are­ta­e­us’ ile ula­şıl­mak­ta­dır. Çöl­yak ile ilgi­li far­kın­da­lık maale­sef bu tari­hi geç­mi­şe rağ­men çok geç olmuştur.”

BUZ­DA­ĞI GİBİ

Dün­ya­da çöl­yak has­ta­lı­ğı­nın görül­me sık­lı­ğı­nın % 1 oldu­ğu­nu belir­ten Akpı­nar, Çöl­yak has­ta­lı­ğı­nın ülke­miz­de de görül­me sık­lı­ğı orta­la­ma bu civar­da­dır. Yani her 100 kişi­den birin­de rast­lan­mak­ta­dır. Ancak çöl­yak has­ta­lı­ğı buz­da­ğı özel­li­ği gös­ter­mek­te­dir. Tanı almış has­ta­lar­dan çok daha faz­la sayı­da tanı konul­ma­mış has­ta mev­cut­tur. Tanı almış has­ta­lar buz­da­ğı mode­lin­de suyun üstün­de kalan kıs­mı, tanı alma­mış sayı­ca faz­la has­ta ise suyun altın­da kalan büyük kıs­mı oluş­tur­mak­ta­dır. İnce bağır­sa­ğı­mız­da mikrovillus’lar deni­len par­mak­sı çıkın­tı­lar saye­sin­de vücu­du­muz ve işlev­le­ri için son dere­ce önem­li besin mad­de­le­ri­nin emi­li­mi sağ­la­nır. Ancak çöl­yak has­ta­lı­ğı tanı­sı kon­maz ve kişi glu­ten içe­ren gıda­la­rı tüket­me­ye devam eder­se, mik­ro­vil­lus­lar sili­nir ve artık besin mad­de­le­ri emi­le­mez. Bu durum has­ta­da bes­len­me yeter­siz­li­ğin­den baş­la­ya­rak çok deği­şik yakın­ma­la­rın orta­ya çık­ma­sı­na neden olur” dedi.

bugday

SEBEP OLMA­DI­ĞI SORUN YOK

Çöl­yak has­ta­lı­ğı­nın her yaş­ta izle­ne­bil­di­ği­ni, bu has­ta­lık­ta orga­niz­ma­da etki­len­me­yen organ veya sis­tem olma­dı­ğı­nı söy­le­yen Akpı­nar, Temel­de küçük çocuk­lar­da kus­ma, ishal, karın şiş­li­ği, iştah­sız­lık, kilo ala­ma­ma ve boy uza­ma­sın­da yavaş­la­ma gibi tipik belir­ti­ler­le orta­ya çıka­bi­le­ce­ği gibi daha ile­ri yaş­lar­da sade­ce kan­sız­lık, boy kısa­lı­ğı, kemik zayıf­lı­ğı ve nede­ni bili­ne­me­yen kara­ci­ğer has­ta­lı­ğı gibi çok deği­şik belir­ti­ler­le de ken­di­ni gös­te­rir. Yetiş­kin­ler­de ise ishal, aşı­rı gaz, ve/veya kabız­lık; sürek­li izah edi­le­me­yen yakın­ma­lar (örn. bulan­tı ve kus­ma); tek­rar­la­yan karın ağrı­sı, kramp veya şiş­kin­lik; demir, B12 vita­mi­ni veya folik asid eksik­li­ği, kan­sız­lık; yor­gun­luk ve/veya baş ağrı­sı; kilo kay­bı; ağız­da yara­lar; saç dökül­me­si; deri dökün­tü­sü; oste­opo­roz; dep­res­yon; infer­ti­li­te; tek­rar­la­yan düşük­ler; diş mine prob­lem­le­ri; eklem ve/veya kemik ağrı­la­rı; nöro­lo­jik prob­lem­ler gibi çok fark­lı yakın­ma veya bul­gu­lar­la orta­ya çıkar. Has­ta organ veya sis­te­mi işa­ret eden bul­gu­lar olmak­sı­zın, tüm sis­tem­le­re yöne­lik semp­tom­la­ra neden olma­sı, çok cid­di tanı kar­ma­şa­sı­na yol açmak­ta­dır. Tanı­da en önem­li fak­tör bu has­ta­lı­ğın akla geti­ril­me­si­dir. Nede­ni açık­la­na­ma­yan kan­sız­lık­ta, meno­poz önce­si kemik eri­me­sin­de (oste­opo­roz­da) ve kız­la­rın adet sorun­la­rın­da çöl­yak has­ta­lı­ğı akla gel­me­li­dir” diye konuştu. 

HAS­TA BAŞI TEST­LE­Rİ ÖNERİLMİYOR

Çöl­yak has­ta­lı­ğı­nı akla getir­dik­ten son­ra tanı koy­mak için has­ta kanın­da anti­kor araş­tı­rıl­ma­sı ve endos­ko­pi ile oni­ki par­mak bağır­sa­ğın­dan alı­nan doku örne­ği­nin pato­lo­jik ola­rak ince­len­me­si gerek­ti­ği­ni belir­ten Akpı­nar, Has­ta­lar­da kan­da anti­kor­la­rın sap­tan­ma­sın­da kul­la­nı­lan tek basa­mak has­ta başı test­le­ri kolay, direkt kan örne­ği­ne uygu­la­nan, 10 daki­ka­da sonuç veren test­ler­dir, ancak has­ta başı test­le­rin kul­la­nıl­ma­sı labo­ra­tu­var temel­li test­le­rin yeri­ne öne­ril­me­mek­te­dir” dedi.

İlgili Haberler

Leave a Comment