
Sedef hastalığının tedavisinde yerel sürme ilaçlar, fototerapi ve sistemik tedaviler kullanılıyor. Bunlar ayrı ayrı kullanılabildiği gibi dönüşümlü olarak da uygulanabiliyorlar. Bahçeşehir Üniversitesi Tıp Fakültesi Dermatoloji Anabilim Dalı Bölüm Başkanı Prof. Dr. Gonca Gökdemir, sedef hastalığında (psoriasis) topikal ilaçların kullanımında yapılan hataları ve doğru kullanımı anlatıyor. Sedef tedavisine başlarken hangi ilaçların kullanılacağına nasıl karar verilir?
Tedaviyi planlarken ilk önce hastalığın yaygınlığına, şiddetine bakmak gerekiyor. Her psoriasis hastasına aynı tedavi uygulanmıyor, hastaya göre tedavi planlanmalı. Öncelikle tutulumun hangi bölgede olduğuna bakıyoruz. Saçlı deri ya da vücut tutulumu olup olmadığına bakarak tedaviye başlanmalı.
Psoriasis Şiddet Skorlama Endeksi de hastalığın vücuttaki yaygınlığını gösteren objektif bir skala verisidir. Bu skor ne kadar yüksekse psoriasis o kadar yaygın, o kadar şidddetli ve daha radikal tedavilere ihtiyaç duyuyor anlamına gelir.
Kaç tür ilaç kullanılır?
Üç farklı tedavimiz var. Birincisi, topikal tedavi dediğimiz harici kullanılan sürme ilaçlardır. İkincisi, ışık tedavileri, fototerapi dediğimiz, ultraviyole ışıktan yararlandığımız tedavilerdir. Üçüncüsü ise sistemik tedavilerdir. Bunlar oral yoldan alınabilir ya da enjeksiyonla yapılabilir.
Topikal tedavide nelere dikkat edilmeli?
Topikal tedavide bizim en büyük silahımız kortizonlu ilaçlar. Fakat ülkemizde doğru ve uygun olmayan tedaviler yapılıyor. Sedef kronik inflamatuar bir hastalık, sürekli tekrarlıyor. Eğer tedavi yönetimini doğru yapamazsak büyük sıkıntılar ortaya çıkıyor. En büyük sıkıntı da topikal streoidlere bağlı oluyor. Sedef hastasına uygun olmayan topikal streoidler uzun süreli verildiği zaman o hastalarda böbrek yetmezliği, deride çok yaygın atrofiler, sık enfeksiyonlar gibi yan etkiler ortaya çıkabiliyor. Bu yüzden doğru streoidlerin kullanılması çok önemlidir. Bu ilaçların uygun potentte ve uygun sürede kullanılması lazım. Özellikle yüz ya da genital bölge gibi çok hassas bölgelerde çok güçlü kortizonların kullanılmaması ya da bunların uzun süre kullanılmaması gerekiyor. Çocuk yaşlardaki hastalarda kortizonlu kremler yine uzun süre kullanılmamalı. Hastalık çok yaygınsa buralara kortizonlu krem uygulanmamalı. Kortizon başta hastayı çok rahatlatır ama uzun dönemde kullanımında tolerans gelişiyor. Bir süre sonra hasta kortizonu bırakamaz hale geliyor, sürekli kullanıyor, sürekli kullanılınca krem olarak kullanılmasına rağmen içiliyormuş gibi bir etki gösteriyor ve yan etkiler ortaya çıkıyor.
Kortizonun alternatifleri var mı?
Bu problemler baz alınarak bir takım yeni jenerasyon ilaçlar ortaya çıktı. Bunlar immun modülatörler ve kortizon dışında yine antienflamatuar etkili ara ürünler. Bunlardan bir tanesi “calcitriol” dediğimiz bir Vitamin D türevi. Bunu kortizon yerine ya da kortizonla birlikte kullanabiliyoruz. Dönüşümlü, tek başına ve kortizonun devamında kullanılabilir. İmmun modülatörler, daha çok atopik dermatit ve vitiligoda kullandığımız takrolimus, pimekrolimus gibi ilaçlar da kortizon tedavisi ile birlikte verilebilir. Bir de bizim eczanede hazırlanan ilaçlarımız var. Bitkisel kökenli katranlar, özellikle kalın kabuklu psoriasis hastalarını rahatlatacak salisilik asit, uygun dozlarda içine nemlendiriciler katılarak kullanılabiliyor. Bunlar da oldukça faydalı olabiliyor hastalarda.
Prof. Dr. Gonca Gökdemir kimdir?
1992 yılında İstanbul Üniversitesi İstanbul Tıp Fakültesinden mezun oldu. 1994 yılında İstanbul Tıp Fakültesi Dermatoloji Anabilim Dalında uzmanlık eğitimine başladı. 1998 yılında dermatoloji uzmanı oldu. Aynı yıl Şubat ayında Şişli Etfal Eğitim ve Araştırma Hastanesi Dermatoloji Kliniğinde çalışmaya başladı. 1999 yılında başasistan oldu ve 2006 yılında doçent ünvanı aldı. 2010 yılında Okmeydanı Eğitim ve Araştırma Hastanesi Dermatoloji kliniğinde “Klinik şefi” olarak çalışmaya başladı. 2013 yılından itibaren Özel Liv Hospital Ulus Hastanesinde çalışmaktadır. 2014 yılında Bahçeşehir Üniversitesi Tıp Fakültesi Dermatoloji Anabilim Dalı’nda profesör kadrosuna bölüm başkanı olarak atanmıştır.