En sık rastlanan dermotolojik problemlerden biri de saç dökülmesidir. Saç kaybına neden olan hastalıkları ve tırnak hastalıklarını Memorial Şişli Hastanesi Dermatoloji Bölümü’nden Uz. Dr. Ahmet Arpacı’ya sorduk.
Saçlarımız neden dökülür?
Telogen Efluvium: Yaygın saç dökülmelerinin en sık görülen tipidir. Bu tip saç dökülmesi kadınlarda daha fazla görülmektedir. Birçok nedeni olmasına rağmen gerçek nedenini bulmak zordur. Telogen efluvium tipi dökülmeden hormonal, besinsel faktörler, ilaç kullanımı, diğer deri hastalıkları, kimyasal maddeler, psikolojik stresler sorumlu tutulmaktadır. Bu nedenle yaygın saç dökülmesi durumlarında iyi bir anamnez ve aile öyküsü araştırılmalıdır.
Hormonlardaki değişiklikler de saç dökülmelerinde etkili olabilmektedir. Hipertiroidi, hipotiroidi durumlarında saç telinin kalitesinin bozulmasına bağlı olarak saç dökülmeleri görülebilmektedir. Gebelikte de saçlar gürleşmekte, çoğalmaktadır. Ancak lohusalık sürecinde saçlar yaygın bir şekilde dökülmeye başlar. Bu süreç 1 yıl kadar sürebilmektedir. Lohusalık dönemindeki saç dökülmeleri 6 ay içinde yerine gelebilmektedir.
Androgenetik (Erkek tipi saç dökülmeleri): Bu tipte ise kıllar incelmektedir. Genelde aile öyküsü bulunmaktadır. Kadınlarda Hirsutismus da tabloya eşlik edebilir. Hormonal bozukluklar, polikistik over sendromu da bu tip olgularda görülebilmektedir.
Senil Alopesi: 50 yaşın üzerinde her iki cinste de görülebilen bu tip saç dökülmeleri, saç kılının kalitesini değiştirmektedir.
Yapılan sıkı diyetlerden sonra da zaman zaman (1–6 ay) saç kaybı olabilir. Yetersiz protein alımı, esansiyel yağ asidi alımı eksikliği, demir eksikliği, çinko eksikliği, biotin eksikliği de saç dökülmelerine neden olabilmektedir.
Vücudun fiziksel travmaları, yüksek ateşle seyreden hastalıkları, sistemik bazı hastalıklar, bağ dokusu hastalıkları, malign hastalıklar sırasında da saç dökülmeleri görülebilmektedir. Ayrıca cerrahi girişimlerde de saç dökülmeleri yaşanabilir.
Çok çeşitli ilaçlar da kullanıldıkları zaman saç dökülmelerine neden olabilmektedir. Psikolojik stresler de yaygın dökülmelere neden olabilmektedir.
Hangi orandan sonra saç dökülmesinin hastalık olarak algılanması gereklidir?
Normal insanda yaklaşık 80–150 bin adet saç kılı bulunmaktadır. Bunların ortalama ömürleri yaklaşık 1000 gün kadardır. Günde 80–150 adet kılın dökülmesi fizyolojik kabul edilmelidir. Bu dökülen saç kılları da geriye gelmektedir. Bu sayının üzerinde bir dökülme var ise ve dökülen saçların yerine yeni saçlar gelmiyorsa bunları hastalık olarak kabul etmek gerekmektedir.
Alopesi areata nedir? Neden meydana gelir?
Alopesi Areata: Genellikle psikolojik stresler sonucunda ortaya çıkan, bölgesel saç dökülmeleridir. Halkın bu klinik tablo için de saçkıran hastalığı dediği bilinir. (İz bırakmayan, sübjektif yakınma oluşturmayan, kabuk, kepek bulunmayan, iz bırakmayan, genellikle ailesel öykü bulunabilen) Daha çok 10–20, 30–40 yaşlar arasında görülen bir kinik tablodur. Bulaşıcı değildir. Beyaz saç kıllarını tutmazlar. Bazen tüm vücut kıllarını etkileyen bir duruma gelebilmektedir. Bu tablonun tedavisi çok zor olmaktadır. Alopesi Areatanın tedavisinde de lokal sistemik tedavi ajanları kullanılmaktadır. Tedavide de çoğu kez başarılı olunmaktadır.
En sık rastlanan saçlı derinin hastalıkları nelerdir?
Saçlı deride; Seboreik Dermatit, mantar hastalıkları, paraziter hastalıkları, saçlı deride skatris bırakan saç dökülmeleri oluşturan (Liken, Lupus) hastalıklar, pyodermiler, viral hastalıklar, psikolojik strese bağlı hastalıklar başta olmak üzere birçok hastalık görülebilmektedir. Bunlar aynı zamanda kozmetik problem de yaratmaktadır.
Saçlı derinin hastalıklarının medikal tedavisi nasıl yapılmaktadır?
Saçlı derinin hastalıkları çok çeşitli olup etkene göre tedavi edilebilmektedir. Bu tedavi lokal ya da sistemik şeklinde olabilmektedir. Uygulanan tedavinin içeriği antibiyotik, kortikosteroid, antifungal, antiviral, antiseptik vb. şeklinde olabilmektedir. Bunun yanında cerrahi bazı girişimler de uygulanabilmektedir.
Telogen efluviumun etkili tedavisi bulunmamaktadır. Oral jelatin, biotin, multivitamin preparatları yararlı olabilmektedir. Ayrıca hormonal bir bozukluk varsa o düzeltilmelidir. Tetikleyici bir faktör varsa o düzeltilmelidir.
Androgenetik Alopeside Antiandrojen tedavileri, Östrojene dayalı tedaviler, Non hormonal (Minoxil adı altında eczanelerde bulunmaktadır) tedavileri, retinoik asit tedavileri yapılabilmektedir. Bütün bunlardan sonuç alınmazsa Cerrahi olarak saç nakli en iyi çözüm olabilmektedir.
Alopesi areata da tedavi metodları değişiktir. Lokal intralezyoner kortikosteroid uygulamaları tedavide ilk seçeneklerdendir. Topikal kortikosteroidler, sistemik kortikosteroidler, minoksidil, antralin, yerel immunoterapi, puva, biyolojik tedaviler, takrolimus tedavileri uygulanabilmektedir. Bazan psikolojik tedaviler de yapılmaktadır.
Saçlı derinin diğer hastalıklarında da hastalığın teşhisi ve etkenine göre de Antihistaminikler kullanılmaktadır.
Antibiyotikler, kortikosteroidler, antifungaller, antiseptikler, antiviraller lokal ya da sistemik olarak uygulanabilmektedir.
TIRNAK HASTALIKLARI
Tırnak hastalıkları hangileridir? Bunlar niçin oluşur? Risk faktörleri nelerdir?
Tırnakların hem kendine özgü, hem de diğer hastalıkların seyri esnasında oluşabilecek hastalıkları bulunmaktadır. Bu hastalıklar çoğu kez inatçıdırlar. Bunlardan değişik klinik tablolarla ortaya çıkabilen mantar hastalıkları en sık görülenidir. Bunun dışında, tırnak batmaları, psöriasis, ekzema, liken hastalığı, alopesi areata gibi hastalıkların seyri esnasındaki tırnak değişiklikleri, onikolizis, perioniksis, tırnak kırılmaları, tırnak çizgilenmeleri, tırnak yeme, şeytan tırnağı, ilaçlara bağlı tırnak hastalıkları, konjenital tırnak anomalileri, sarı tırnak sendromu, kaşık tırnak, çomak tırnak, tırnak renk değişiklikleri de olabilmektedir. Bazen tırnak hastalıkları kalo ve akciğer gibi sistemik hastalıkların göstergesi de olabilirler.
Tırnak hastalıklarının tedavisi nasıl yapılır? Sistemik ve harici tedavisi hakkında bilgi verir misiniz? Bu alanda kullanılan ajanlar hangileridir?
Tırnak hastalıklarının tedavilerinde de lokal, sistemik, gerektiğinde cerrahi, koterizasyon, kryoterapi uygulamaları yapılmaktadır. Uygulanan ilaçların içeriğinde de antibiyotikler, antifungallar, antiseptikler vb. ajanlar bulunabilmektedir.
Tırnak batmalarında basitten komplekse giden 3 evre bulunmaktadır. Bu sıralamaya uygun olarak basit pansuman ve topikal tedaviden başlamak üzere sistemik tedavi ya da tırnak çekimine kadar gidebilecek etrafında oluşan lezyonların koterizasyonunun yapıldığı tedavilerde uygulanabilmektedir.
Psöriasis de lokal kortikosteroid uygulaması, intra lezyoner kortikosteroid uygulaması, puva uygulaması vb uygulamalar yapılabilmektedir. Mevcut lezyonlarda ayrıca mantar enfeksiyonu da bulunabileceği için sistemik mantar ilaçlarının da (Terbinafin gibi) kullanılması uygundur.
Ekzemada, liken de vb. hastalıkların seyri esnasında oluşan tırnak bozuklukları da benzer yöntemlerle tedavi edilebilmektedir.
Perioniksis (dolama) denilen tırnak etrafının şişmesi, ağrıması durumunda da bazen cerrahi müdahale gerekir. Antibiyotikler, antifungaller, antiviraller kullanılabilir.
Onikolizis: Tırnak plağının yatağından ayrılmasıdır. Fiziksel ve kimyasal travmalardan korumak gerekmektedir. Tırnak kırılmalarında da tırnak besleyici yüksek konsantrasyonlu tırnak balzamları kullanılabilmektedir. Tırnak mantar hastalıkları da en inatçı yüzeyel mantar hastalıklarındandır. Tırnak solüsyonu şeklinde olan ya da sistemik alınabilecek tablet, kapsül preparatlerı da vardır. Tedavide en az 3 ay kullanılmak üzere sistemik tedaviler en etkilileridir.
Uz. Dr. Ahmet ARPACI
Memorial Şişli Hastanesi
Dermatoloji Bölümü