Romatolojik hastalıklarda tedavi şansı doğru tanıyla doğuyor

ROMA­TO­LO­Jİ / AĞUS­TOS 2016

9’uncu Ana­do­lu Roma­to­lo­ji Gün­le­ri, Tür­ki­ye Roma­to­lo­ji Der­ne­ği ve Hacet­te­pe Üni­ver­si­te­si Tıp Fakül­te­si Roma­to­lo­ji Bilim Dalı tara­fın­dan Bodrum’da ger­çek­leş­ti­ril­di. Kong­re baş­kan­lı­ğı­nı da yapan Hacet­te­pe Üni­ver­si­te­si Tıp Fakül­te­si İç Has­ta­lık­la­rı Ana­bi­lim Dalı Roma­to­lo­ji Öğre­tim Üye­si Prof. Dr. İhs­an Erten­li, roma­to­lo­ji­nin, tıp­ta son 1015 yıl­dır en hız­lı iler­le­yen, geliş­me­le­rin çok yoğun oldu­ğu bilim dal­la­rın­dan biri oldu­ğu­na dik­ka­ti çeke­rek şun­la­rı söy­le­di: Bel­ki onko­lo­ji ve hema­to­lo­ji­de böy­le hız­lı bir geli­şim var. Çok sayı­da deği­şik­lik­ler olu­yor, çok sayı­da yeni ürün üre­til­di, yeni ilaç­lar piya­sa­ya çık­tı. Bilim­sel geliş­me­le­re para­lel ola­rak has­ta­lık­la­rın orta­ya çıkış meka­niz­ma­la­rıy­la ilgi­li bil­gi­le­ri­miz art­ma­ya baş­la­dı. Bir ilti­hap­lı roma­tiz­ma­dan bah­set­ti­ği­miz zaman bunu vücu­dun bağı­şık­lık sis­te­mi­nin yap­tı­ğı has­ta­lık­lar ola­rak gör­mek lazım. Kar­şı­mız­da çok zen­gin ve deği­şik bul­gu­lar­la orta­ya çıkan ve bu bul­gu­la­rın bir­bi­riy­le karı­şa­bil­di­ği has­ta­lık­lar var. Çok şans­lı­yız ki eli­miz­de teda­vi­de kul­la­na­bil­di­ği­miz çok güç­lü ilaç­lar oldu. Roma­to­lo­ji­de hekim­le­rin oldu­ğu yer­de dur­ma şan­sı yok, yürü­mek yet­mi­yor, koş­mak gerekiyor.”

SAMSUNG CSC

AİL­EVİ AKDE­NİZ ATE­Şİ BÖB­REK YET­MEZ­Lİ­Ğ­İNE GÖTÜRÜYOR

Aile­vi Akde­niz ate­şi has­ta­lı­ğı hak­kın­da bil­gi veren Hacet­te­pe Üni­ver­si­te­si Tıp Fakül­te­si Çocuk Sağ­lı­ğı ve Has­ta­ne­si Ana­bi­lim Dalı Çocuk Roma­to­lo­ji Bilim Dalı Öğre­tim Üye­si Prof. Dr. Seza Özen, en sık rast­la­nan kalıt­sal has­ta­lık olan aile­vi Akde­niz ate­şi­nin bu zama­na kadar dik­kat çek­me­miş olma­sı­nın ilginç oldu­ğu­nu ifa­de eder­ken, İlk bul­gu­la­rı çocuk­luk­ta baş­la­dı­ğı için her pedi­at­ris­tin bil­me­si gere­ken, tıp fakül­te­le­ri­nin öğre­tim prog­ra­mın­da olma­sı gere­ken bir has­ta­lık­ken maale­sef bir­çok fakül­te­nin öğre­ti­min­de yer almı­yor” dedi. Özen, has­ta­lı­ğın belir­ti­le­ri­ni şöy­le sıra­la­dı: Karın ağrı­sı, karın zarın­da ve akci­ğer­de sıvı birik­me­si­ne bağ­lı göğüs ağrı­sı veya eklem­de sıvı birik­me­si­ne bağ­lı eklem şiş­li­ği, eklem ağrı­sı, kas ağrı­sı. Çocuk­la­rın bu atak­lar nede­niy­le gerek­siz yere anti­bi­yo­tik kul­lan­dık­la­rı­na dik­kat çeken Özen, Aynı zaman­da çok faz­la gerek­siz tet­ki­ke maruz kalı­yor­lar. Tanı­la­rı atlan­dı­ğın­da da maale­sef onla­rı bek­le­yen kötü bir komp­li­kas­yon var, o da bir böb­rek has­ta­lı­ğı. Aile­vi Akde­niz ate­şi has­ta­lı­ğı geni tanım­lan­dık­tan son­ra Türkiye’de de roma­to­lo­ji kong­re­le­rin­de bun­la­rı çok faz­la konuş­tuk. Çok sevi­ne­rek söy­lü­yo­rum artık bu has­ta­lı­ğa bağ­lı böb­rek yet­mez­li­ği­ni pek gör­mez olduk. Bu çok sevin­di­ri­ci. Demek ki roma­to­log­lar çocuk­lar­da zama­nın­da tanı koyu­yor­lar ve ilaç­la­rı anne­ler ver­di­ği için çocuk­lar şans­lı. Maale­sef eriş­kin­de böb­rek yet­mez­li­ği­ne gidiş görü­lü­yor, çün­kü eriş­kin­ler ilaç­la­rı­nı düzen­li almıyorlar.”

romatoloji01

D VİT­AM­İNİ HAK­KIN­DA ÇOK FAZ­LA BİLGİ KİRL­İL­İ­Ğİ VAR

Oste­opo­roz ve D vita­mi­ni iliş­ki­si hak­kın­da bil­gi veren Hacet­te­pe Üni­ver­si­te­si Tıp Fakül­te­si İç Has­ta­lık­la­rı Ana­bi­lim Dalı Roma­to­lo­ji Bilim Dalı Öğre­tim Üye­si Doç. Dr. Ömer Kara­dağ, D vita­mi­ni konu­sun­da top­lum­da çok cid­di bir bil­gi kir­li­li­ği oldu­ğu­nu vur­gu­la­dı. Top­lu­mun yüz­de 80’inde D vita­mi­ni eksik­li­ği oldu­ğu­na dik­kat çeken Kara­dağ, D vita­mi­nin aslın­da bir hor­mon oldu­ğu­nu belir­te­rek, Bu hor­mon özel­lik­le kas ve kemik kit­le­si ve den­ge-düş­me­nin önlen­me­si için çok gerek­li. Bağı­şık­lık sis­te­mi­ne kat­kı­la­rı olan bir hor­mon. D vita­mi­ni elde etmek için ekst­ra bir çaba har­ca­ma­nı­za gerek yok. Güne­şe çık­ma­nız yeter­li” dedi. D vita­mi­ni kont­ro­lü­nün rutin check-up’lar içe­ri­si­ne alın­ma­sı ile ilgi­li tar­tış­ma­ya da deği­nen Kara­dağ, Her­kes­te bak­ma­ya gerek yok. 65 yaş üze­ri, oste­opo­ro­zu olan, düş­me sonu­cu kırık olu­şan, bakım evle­rin­de kalan has­ta­lar­da bakıl­ma­lı. Kan­da 25 hid­rok­sil vita­min D dedi­ği­miz bir ara ürü­nün araş­tı­rıl­ma­sı gere­kir. 30 nano gram mili­lit­re­nin üze­rin­de ise nor­mal ola­rak adlan­dı­rı­yo­ruz. Değer­ler sizin için çok önem­li değil çün­kü labo­ra­tu­var­dan labo­ra­tu­va­ra değiş­ti­ri­le­bi­lir” diye konuştu. 

Gerek­siz D vita­mi­ni alın­ma­sı­nın sakın­ca­la­rı­na da deği­nen Kara­dağ, D vita­mi­ni kan­da değer ola­rak 100’ün üze­rin­dey­se böb­rek taş­la­rı­na yol aça­bi­li­yor, bulan­tı­ya, baş ağrı­sı­na da yol aça­bi­li­yor” dedi. Kara­dağ, yaz ayla­rın­da güneş­ten alı­nan D vita­mi­nin yağ­lar­da depo­la­na­rak 34 ay kadar kul­la­nı­la­bil­di­ği­ni söyledi. 

GÜNEŞ BİR TEK LUPUS HAS­TA­LA­RI­NA YARAMIYOR

Güneş ışı­ğı ile Lupus has­ta­lı­ğı ara­sın­da­ki iliş­ki­yi anla­tan Prof. Dr. İhs­an Erten­li ise, bu has­ta­la­rın güneş ışın­la­rın­dan korun­ma­sı gerek­ti­ği­ni hatır­lat­tı. Erten­li, Güneş ışık­la­rı özel­lik­le deri hüc­re­le­ri­nin ölü­mü­ne yol açı­yor ve aşı­rı sayı­da ölen hüc­re­ler iyi temiz­le­ne­mez­se vücut anti­kor oluş­tu­ru­yor. Lupus­lu has­ta­lar için güneş ışık­la­rı zarar­lı. Bir tek Lupus has­ta­lı­ğı olan has­ta­la­rı­mı­zın güneş ışın­la­rın­dan korun­ma­sı lazım” dedi. 

GEBE­LİK DOK­TOR­LA PLANLANMALI

Aynı üni­ver­si­te­den Roma­to­lo­ji Uzma­nı Prof. Dr. Şule Apraş Bil­gen, roma­to­lo­jik has­ta­lık­la­rın gebe kal­mak iste­yen kadın­la­rı da etki­le­di­ği­ni ifa­de ede­rek, Örne­ğin, Lupus doğur­gan­lık çağın­da­ki kadın­la­rı 915 kat faz­la etki­le­mek­te­dir. Ve bu has­ta­lar kul­lan­dık­la­rı ilaç­lar ve has­ta­lık­la­rı nede­niy­le bir takım risk­le­re maruz kala­bi­lir­ler. O yüz­den gebe­lik niyet­le­ri­ni pay­laş­ma­la­rı gere­ki­yor ki biz döl­len­me olma­dan bir plan prog­ram yapa­lım. Bu neden­le has­ta­la­rın ilk vizit­te bil­gi­len­di­ril­me­le­ri gere­ki­yor. Bağ doku­su has­ta­lı­ğın­da, lupus­ta kesin­lik­le kul­la­nıl­ma­ma­sı gere­ken metot­rek­sat, lelu­no­mid gibi ilaç­lar var. Bun­la­rın döl­len­me olma­dan önce­ki en az 6 aylık peri­yot­ta kesil­me­si gere­ki­yor. Has­ta babay­sa ve bu ilaç­la­rı kul­la­nı­yor­sa onu da uya­rı­yo­ruz. Kan düzey­le­ri­ne bakı­yo­ruz ve son­ra izin veri­yo­ruz. Çün­kü bu tür ilaç­lar hem gebe­lik kay­bı­na yol aça­bi­li­yor hem de yapı­sal majör ano­ma­li mar­fol­mas­yon­la­rı­na neden ola­bi­li­yor” şek­lin­de uya­rı­lar­da bulundu.

as4

İLAÇL­ARI ANİ­D­EN KES­MEK DE RİSKLİ 

İlaçl­ar­ın ani­den kesil­me­si­nin de risk­li oldu­ğu­nu vur­gu­la­yan Bil­gen, Örne­ğin Lupus­lu has­ta­la­ra ver­di­ği­miz sıt­ma ilaç­la­rı gebe­yi takip eden opset­rik uzma­nı tara­fın­dan ani­den kesil­di­ğin­de has­ta­lık alev­len­me­si mey­da­na geli­yor. Has­ta­lık alev­len­me­si hem bebe­ğin kay­bı­na yol aça­bi­lir hem de anne­de olum­suz etki­le­re neden ola­bi­lir. Ro La dedi­ği­miz anti­kor­lar takip edil­mez­se bebek­te kalp blok­la­rı­na, ölü doğum­la­ra yol aça­bi­lir. Bunun dışın­da yine has­ta­lı­ğın alev­len­me­si­ne işa­ret ede­bi­lecek bir takım anti­kor­lar var. O anti­kor­la­rı tara­maz­sak has­ta­lık akti­vi­te­si­nin ne durum­da oldu­ğu­nu bile­me­yiz ve yine gebe­lik sonuç­la­rı için olduk­ça zor­la­yı­cı bir durum­la kar­şı kar­şı­ya kala­bi­li­riz” dedi. 

Anki­lo­zan Spon­di­lit (AS) hak­kın­da bil­gi veren Hacet­te­pe Üni­ver­si­te­si Tıp Fakül­te­si İç Has­ta­lık­la­rı Ana­bi­lim Dalı Roma­to­lo­ji Bilim Dalı Öğre­tim Üye­si Prof. Dr. Sedat Kiraz, şun­la­rı anlat­tı: İns­anl­ar­ın %90’ı hayat­la­rı­nın belir­li döne­min­de bel ağrı­sı yaşı­yor. Ama anki­lo­zan spon­di­li­tin ken­di­ne özgü bazı özel­lik­le­ri var. Onla­rı çok sık görü­len bel ağrı­sın­dan ayır­mak gere­ki­yor. Sonuç­ta bu insan­lar sakat kala­bi­li­yor­lar. Oysa erken tanı konul­du­ğun­da eli­miz­de çok güç­lü ilaç­la­rı­mız var Bu dedi­ğim sakat­lık engel­le­ne­bi­li­yor, has­ta nor­mal yaşan­tı­sı­na dönüyor.”

Roma­tiz­mal has­ta­lık­lar iyi izle­nir­ler­se yakalanıyorlar

Roma­tiz­mal has­ta­lık­lar genel ola­rak kadın­lar­da daha sık görül­mek­te ve yaş iler­le­dik­çe sık­lı­ğı art­mak­ta­dır. Bunun­la bir­lik­te, erkek­ler­de daha sık görü­len (gut, anki­lo­zan spon­di­lit) ya da ön plan­da genç­ler­de görü­len (örnek: sis­te­mik lupus eri­te­ma­to­zus) has­ta­lık­lar da var­dır. Roma­tiz­mal has­ta­lık­lar çocuk­luk çağın­da da görülebilir. 

Roma­tiz­mal has­ta­lık­la­rın önem­li bir bölü­mü­nün kesin nede­ni bilin­me­mek­te­dir. Çoğun­luk­la bula­şı­cı-mik­ro­bik değil­dir. Kalıt­sal özel­lik­ler (gene­tik yat­kın­lık) bazı­la­rın­da önem taşır.

Eklem­ler­de­ki yükü artı­ran şiş­man­lık ya da damar yapı­sı­nı bozan siga­ra kul­la­nı­mı gibi dış etken­le­rin engel­len­me­si roma­tiz­ma­lı has­ta­lar için de yararlıdır.

Bazı ilti­hap­lı roma­tiz­mal has­ta­lık­lar kas-iske­let sis­te­mi dışın­da deri­mi­zi (kıza­rık­lık, dökün­tü), iç organ­la­rı­mı­zı (akci­ğer, böb­rek, beyin vb.) etkileyebilir.

Bütün sağ­lık sorun­la­rın­da oldu­ğu gibi roma­tiz­mal has­ta­lık­lar­da da en uygun teda­vi­nin yapı­la­bil­me­si için, ilk aşa­ma­da has­ta­lı­ğa doğ­ru tanı­nın konul­ma­sı gerek­li­dir. Roma­tiz­mal has­ta­lık­la­ra özel­lik­le erken dönem­de tanı konul­ma­sı güç ola­bi­lir ve has­ta­nın bir süre konu­nun uzma­nı tara­fın­dan tet­kik edil­me­si ve izlen­me­si gerekebilir.

Roma­tiz­mal has­ta­lık­la­rın belir­ti­le­ri zaman için­de deği­şik­lik gös­te­re­bi­lir. Roma­tiz­mal has­ta­lı­ğı olan her has­ta için kişi­sel bir teda­vi pla­nı yapıl­ma­sı gere­kir. Baş­ka bir has­ta için yarar­lı olan ilaç­lar ya da teda­vi giri­şim­le­ri sizin için uygun olmayabilir.

AAA BELİ­RT­İL­E­Rİ

AAA has­ta­lı­ğın kli­nik bul­gu­la­rı atak­lar halin­de orta­ya çıkar ve ken­di­li­ğin­den son­la­nır. Peri­yo­dik ateş ola­rak bilin­se de, ger­çek anlam­da bir peri­yod takip etmez ve atak­lar düzen­siz ara­lık­lar geli­şe­bi­lir. Has­ta­la­rın genel­lik­le atak­lar ara­sın dönem­de hiç­bir yakın­ma­sı olmaz. 

Atak­lar sıra­sın­da göz­le­ne­bi­len kli­nik bul­gu­lar aşa­ğı­da­ki gibi olabilir:

Ateş; 3840 dere­ce arasındadır

Peri­to­nit (karın zarı ilti­ha­bı) sonu­cu karın ağrısı

Plö­rit (akci­ğer zarı ilti­ha­bı) sonu­cu göğüs böl­ge­sin­de yan ağrıları

Art­rit; eklem­ler­de özel­lik­le diz ve ayak bilek­le­rin­de ağrı, şiş­lik ve kızarıklık

Eri­zi­pel ben­ze­ri deri lez­yo­nu; atak sıra­sın­da diz altın­da olu­şan ağrı­lı kır­mı­zı şiş­lik­ler has­ta­lı­ğın özgün bul­gu­su­dur. Daha nadi­ren peri­kar­dit (kalp zarı ilti­ha­bı) sonu­cu göğüs ağrı­sı görülür.

Miyo­zit / miyal­ji; kas ilti­ha­bı ve ağrı­sı (özel­lik­le egzer­siz sonrası)

Skro­tum ata­ğı (vaji­na­lit) sonu­cu tes­tis­ler etra­fın­da şiş ve ağrı

Kadın­lar­da pel­vis içi peri­to­nun ilti­ha­bı­na bağ­lı ola­rak adet ağrı­sı ile karı­şan ağrılar

Has­ta­lık %85 has­ta­da 20 yaş önce­si baş­lar. Daha ile­ri yaş­lar­da, özel­lik­le 40 yaş son­ra­sı baş­la­ma­sı çok çok nadir­dir. Atak sıra­sın­da yapı­lan kan ince­le­me­le­rin­de ilti­hap test­le­rin­de yük­sel­me­ler tanı­ya yar­dım­cı olur. Atak­lar genel­lik­le 1272 saat sürer. Art­rit atak­la­rı ise biraz daha uzun ola­bi­lir ve son­lan­ma­sı 1 haf­ta-10 günü bulabilir. 

Kol­şi­sin tedavisi 

Kol­şi­sin ila­cı yeter­li doz­da ve düzen­li kul­la­nı­lır­sa hem atak­la­rın tek­rar­la­ma­sı­nı, hem de ami­lo­idoz geliş­me­si­ni önler. Kol­şi­sin teda­vi­si ile has­ta­la­rın % 65’inde belir­ti­len tama­ma yakın, % 30’da ise kıs­men kont­rol altı­na alı­na­bil­mek­te­dir. Has­ta­la­rın % 5 kada­rın­da ise kol­şi­si­ne yanıt alı­na­ma­mak­ta­dır. Kol­şi­sin teda­vi­si ömür boyu sür­dü­rül­me­li­dir. İlaç gebe­lik ve süt ver­me dönem­le­rin­de de güven­li kabul edil­mek­te­dir. Kol­şi­sin teda­vi­si­ne yanıt alı­na­ma­yan has­ta­lar­da, ilti­ha­ba neden olan asıl etken olan IL‑1 sito­ki­ni­ni engel­le­yen biyo­lo­jik ilaç­lar ile olduk­ça başa­rı­lı sonuç­lar alınabilmektedir.

D VİT­AM­İNİ: NE ZAMAN, NE KADAR, NASIL?

Genel­lik­le 30ng/mL ve üze­ri D vita­mi­ni yeter­li düzey ola­rak kabul edilir.

Ağır D vita­mi­ni eksik­li­ği (25(OH) VitD <5 ng/ml)

Hafif D vita­mi­ni eksik­li­ği (25(OH)VitD 515 gn/ml)

D vita­mi­ni yeter­siz­li­ği (25(OH)VitD 1630 gn/ml)

1970 yaş ara­sın­da kemik ve kas sağ­lı­ğı için gerek­li en az gün­lük vitD ihti­ya­cı 600 IU’dur.

Serum düze­yi taki­bi­ne göre eksik olan has­ta­la­ra ek des­tek verilebilir. 

Serum 25(OH)D düze­yi­ni 30 ng/ml düze­yin­de tuta­cak ihti­yaç ise 15002000 IU

65 yaş üze­ri gün­lük 800 IU tak­vi­ye öne­ri­lir. Örn: Devit3 dam­la, 8 dam­la = 1000 IU vitD.

Serum düze­yi­ne göre eksik­lik teda­vi­si haf­ta­lık, aylık veya gün­lük ola­rak yağ­lı öğün­le­rin alın­dı­ğı yemek­le bir­lik­te bir dilim ekme­ğe sürü­le­rek tamam­la­na­bi­lir. Teda­vi tama­men has­ta­ya göre plan­lan­ma­lı­dır. Kişi­le­rin ken­di başı­na kont­rol­süz kan tet­ki­ki talep etme­si veya D vita­mi­ni des­te­ği alma­sı uygun değil­dir. Tok­si­si­te dedi­ği­miz kan düze­yin­de artı­şa yol açabilir. 

Serum D vita­mi­ni düze­yi >100ng/mL üze­ri düzey­ler­de tok­si­si­te göz­le­nir. D vita­mi­ni yük­sek düzey­le­rin­de bulan­tı ve kus­ma görü­le­bi­lir. Böb­rek taşı olu­şu­mu­na neden olabilir.

Ülke­miz­de rutin izlem­de kan D vita­mi­ni düze­yi­ne bak­ma­ya ve çeşit­li has­ta­lık­la­rı önle­me düşün­ce­si ile geli­şi­gü­zel D vita­mi­ni ampu­lü içme­ye gerek yoktur.

SİST­EM­İK LUPUS ERİTEMATOZUS

Sis­te­mik Lupus Eri­te­ma­to­zus (SLE) cilt, eklem, böb­rek, kalp zarı (peri­kard), akci­ğer zarı (plev­ra), sinir sis­te­mi gibi bir­çok doku ve organ ilti­ha­bı­na bağ­lı belir­ti ve bul­gu­la­ra yol açan ve bağı­şık­lık sis­te­mi­nin fonk­si­yon kay­bı nede­ni ile görü­len bir hastalıktır.

SLE’nin oluş­ma­sın­da ve iler­le­me­sin­de gene­tik ve çev­re­sel fak­tör­le­rin rolü oldu­ğu düşü­nül­mek­te­dir. Birin­ci dere­ce akra­ba­sın­da SLE olan birey­ler­de has­ta­lık görül­me ris­ki art­mış­tır. Çev­re­sel fak­tör­le­rin gene­tik yat­kın­lı­ğı olan birey­ler­de tetik­le­yi­ci rol oyna­dı­ğı düşü­nül­mek­te­dir. SLE nadi­ren görü­len bir has­ta­lık­tır. SLE 100.000 kişi­de 20 ila 150 kişi­de görü­lür. Her yaş­ta orta­ya çıka­bi­lir­se de, en sık 1340 yaş­la­rı ara­sın­da görü­lür. SLE kadın­lar­da erkek­le­re göre 9 kat faz­la görül­mek­te­dir. Has­ta­la­rın %90’ı doğur­gan­lık yaşın­da­ki kadınlardır. 

İlgili Haberler

Leave a Comment