Romatolojide son yaklaşımlar kongrede masaya yatırıldı

Prof. Dr. Sedat Kiraz
Prof. Dr. Sedat Kiraz

ROMA­TO­LO­Jİ / ARA­LIK 2015

Tür­ki­ye Roma­to­lo­ji Der­ne­ği tara­fın­dan düzen­le­nen 16’ncı Ulu­sal Roma­to­lo­ji Kong­re­si Antalya’da düzenlendi.

Kong­re­de düzen­le­nen basın top­lan­tı­sın­da konu­şan Hacet­te­pe Üni­ver­si­te­si Tıp Fakül­te­si Roma­to­lo­ji Bilim Dalı öğre­tim üye­si ve Kong­re Baş­ka­nı Prof. Dr. Sedat Kiraz, gutun çok ağrı­lı, tek­rar­la­yan akut art­rit atak­la­rıy­la ken­di­ni gös­te­ren meta­bo­lik bir has­ta­lık oldu­ğu­nu söy­le­di. Prof. Dr. Kiraz, kla­sik ola­rak ayak baş­par­ma­ğın­da ani baş­la­yan çok ağrı­lı ve kıza­rık şiş­lik ola­rak ken­di­ni gös­te­ren has­ta­lık­tan, ayak bilek­le­ri, diz­ler, el bilek­le­ri ve el küçük eklem­le­ri­nin de etki­len­di­ği­ni söy­le­di. Her ne kadar atak­lar ara­sın­da tam iyi­leş­me oldu­ğu göz­le­ne­bil­se de uzun dönem­de tek­rar­la­yan atak­lar nede­niy­le kro­nik hasar­lan­ma neti­ce­sin­de eklem­ler­de defor­mi­te olu­şa­bil­di­ği­ni kay­de­den Prof. Dr. Kiraz, has­ta­lı­ğın erkek­ler­de görül­me sık­lı­ğı­nın kadın­la­ra göre 39 kat faz­la oldu­ğu­nu söyledi.

toplanti

ÜRİK ASİT GUTU TETİKLİYOR

Meno­poz son­ra­sı yaş iler­le­dik­çe kadın ve erkek­ler ara­sın­da görül­me sık­lı­ğın­da­ki far­kın azal­dı­ğı­na da dik­kat çeken Prof. Dr. Kiraz, Onko­lo­ji ilaç­la­rı­nın ve onko­lo­ji has­ta­la­rı­nın art­ma­sı da ürik asit yük­sek­li­ği ve gut has­ta­lı­ğı­nın görül­me­si­nin en önem­li neden­le­rin­den biri­si. Sade­ce ürik asit yük­sek­li­ği eklem şika­ye­ti­ne sebep olmu­yor, dama­rın için­de­ki endo­tel dedi­ği­miz hüc­re­le­rin yapı­sı­nı da boza­rak hiper­tan­si­yo­na ve erken ölüm­le­re kadar giden bir takım ürik asit yük­sek­li­ği­ne sebep olan has­ta­lık­la­ra sebep ola­bi­li­yor. Yine ilk atak olduk­tan son­ra hiç­bir şey yapıl­ma­sa dahi Beh­çet has­ta­lı­ğın­da oldu­ğu gibi iyi­le­şi­yor. Daha son­ra atak­sız bir döne­me has­ta gire­bi­li­yor. İkinci bir ata­ğın ne zaman gele­ce­ği­ni öngör­mek çok müm­kün değil ama ürik asit ne kadar yük­sek ise o kadar ikin­ci atak yaşa­ma şan­sı sık olu­yor ve has­ta­la­rın yüz­de 97’si ikin­ci bir atak­la kar­şı­la­şı­yor. Peki teda­vi­de ne yap­mak gere­ki­yor. Bir defa bes­len­me şek­li­ni değiş­tir­mek gere­ki­yor. Pro­te­in­den fakir gıda­lar ver­mek gere­ki­yor. Alkol alı­mı­nı kısıt­la­mak gere­ki­yor. Yine akut ata­ğın teda­vi­sin­de kol­şi­sin kul­la­nı­lı­yor ve ağrı kesi­ci­ler kul­la­nı­la­bi­li­yor. Uzun dönem­de ürik asi­di düşür­mek için­se Ülke­miz­de sade­ce bir ilaç var, ikin­ci atak­tan son­ra genel­de has­ta­la­ra etken mad­de­si allo­pu­ri­nol olan bu ila­cı kul­la­nı­yo­ruz” dedi.

YAŞ­LA BİRL­İK­TE ART­RİT ARTIYOR

Tür­ki­ye Roma­to­lo­ji Der­ne­ği Yöne­tim Kuru­lu Baş­ka­nı Prof. Dr. İhs­an Erten­li ise art­ri­tin (arth­ri­tis) eklem­de­ki yan­gı­lı (inf­la­mas­yon) duru­mu oldu­ğu­nu belir­te­rek, art­ri­tin; yan­gı, ağrı, sert­lik, kıza­rık­lık ve şiş­li­ği bir ara­da bulun­du­ran tıb­bi bir terim oldu­ğu­nu söyledi.

Art­ri­tin, çocuk­lar da dahil olmak üze­re her yaş­tan insa­nı etki­le­ye­bil­di­ği­ni kay­de­den Prof. Dr. Erten­li, Yaş­la bir­lik­te art­ri­tin görül­me sık­lı­ğı da art­mak­ta­dır, her 5 has­ta­dan yak­la­şık 3’ü 65 yaşın altın­da­dır. Eklem, kemik­le­ri­mi­zin bir­leş­ti­ği, çoğu oynar böl­ge­le­re veri­len isim­dir. Bazı eklem­le­ri­miz çok hare­ket­li­dir (örnek; dir­sek, diz, par­mak, ayak bile­ği eklem­le­ri); bazı eklem­le­ri­miz ise, sade­ce kemik­le­rin bir­leş­me­si­ni sağ­lar (kafa­ta­sı­mız­da­ki eklem­ler). Omur­ga­mız­da da boyun ve beli­mi­zi hare­ket ettir­me­mi­zi sağ­la­yan eklem­ler var­dır. Eklem­ler­de bulu­nan kıkır­dak doku­su kemik­le­rin bir­bi­ri­ne sür­tün­me­si­ni engel­ler. Dok­tor has­ta­sı­na art­rit oldu­ğu­nu belir­tir­se, eklem ya da eklem­le­ri­niz­de ilti­hap oldu­ğu kanı­sı­na var­mış­tır. Art­rit, ön plan­da, hare­ket­li eklem­le­rin has­ta­lı­ğı­dır” ifa­de­le­ri­ni kullandı.

ART­Rİ­T­İN BELİ­RT­İL­E­Rİ­NE DİKKAT

Art­ri­tin ağrı, şiş­lik, kıza­rık­lık, sıcak­lık ve ekle­min nor­mal hare­ket­le­ri­ni yapa­ma­ma­sı gibi belir­ti­le­ri oldu­ğu­nu işa­ret eden Prof. Dr. Erten­li, Ağrı, ekle­min hare­ket etme­siy­le, isti­ra­hat­te ve bazen de gece mey­da­na gele­bi­lir. Has­ta eklem böl­ge­sin­de, özel­lik­le sabah­la­rı ve isti­ra­hat son­ra­sı tutuk­luk (ekle­min hare­ket­le­rin­de güç­lük) daha belir­gin­dir. Bu has­ta­lık­lar­da sade­ce eklem­ler değil ekle­min çev­re­sin­de­ki kas­lar, yumu­şak doku­lar ve bağ­lar da etkilenebilir.Uzun süren art­rit­ler eklem­ler­de şekil bozuk­lu­ğu­na ve ekle­min hiç hare­ket ede­me­me­si­ne yol aça­bi­lir­ler. Hal­siz­lik ve yor­gun­luk, art­rit­li has­ta­lar­da diğer belir­ti­le­re sık­lık­la eşlik eder” dedi.

gutAİL­ES­EL AKDE­NİZ ATE­Şİ KARADENİZ’DE DAHA SIK GÖRÜLÜYOR

İ.Ü. İst­anb­ul Tıp Fakül­te­si İç Has­ta­lık­la­rı Ana­bi­lim Dalı öğre­tim üye­si Prof. Dr. Ahmet Gül, Aile­sel Akde­niz Ate­şi (AAA) has­ta­lı­ğı­nın Akde­niz Havzası’nın özel­lik­le doğu­sun­da yaşa­yan Yahu­di, Erme­ni, Arap ve Türk popü­las­yon­la­rı­nı etki­le­yen ırsi bir has­ta­lık oldu­ğu­nu belirt­ti. Türkiye’de Kara­de­niz Bölgesi’nde daha sık görül­dü­ğü­nü ve görül­me sık­lı­ğı­nın bin­de 1 oldu­ğu­nu kay­de­den Prof. Dr. Gül, has­ta­lı­ğın yüz­de 85 ora­nın­da 20 yaş önce­si baş­la­dı­ğı­nı aktardı.

Daha ile­ri yaş­lar­da, özel­lik­le 40 yaş son­ra­sı baş­la­ma­sı­nın çok nadir oldu­ğu­nu belir­ten Prof. Dr. Gül, atak­la­rın genel­lik­le 12- 72 saat sür­dü­ğü­nü söy­le­di. Tek­rar­la­yan atak­lar halin­de ken­di­si­ni gös­te­ren ve son­ra­sın­da has­ta­lı­ğın ken­di­li­ğin­den düzel­di­ği­ni anla­tan Prof. Dr. Gül, teda­vi edil­me­di­ğin­de böb­rek­ler baş­ta olmak üze­re, çok sayı­da organ­da yeter­siz­li­ğe neden ola­bi­le­ce­ği­ni söy­le­di. Ancak, Tür­ki­ye için has­ta­lı­ğın tanı­sın­da hala 7- 10 yıl­lık gecik­me ve teda­vi kara­rı­nın söz konu­su oldu­ğu­nu belir­ten Prof. Dr. Gül, has­ta­lı­ğın atak­la­rı sıra­sın­da göz­le­ne­bi­len kli­nik bul­gu­la­rı ara­sın­da 40 dere­ce­ye kadar yük­se­len ateş, karın ağrı­sı, diz ve ayak bilek­le­rin­de ağrı, şiş­lik ve kıza­rık­lık, diz altın­da olu­şan ağrı­lı kır­mı­zı şiş­lik­le­rin yer aldı­ğı­nı söyledi.

Has­ta­lı­ğın en sık göz­le­nen sonu­cu­nun böb­rek yeter­siz­li­ği oldu­ğu­nu kay­de­den Prof. Dr. Gül, teda­vi­sin­de kol­şi­sin adı veri­len ve güz çiğ­de­min­den elde edi­len bit­ki­sel bir ilaç kul­la­nıl­dı­ğı­nı söy­le­di. Prof. Dr. Gül, Kol­şi­sin ila­cı yeter­li doz­da ve düzen­li kul­la­nı­lır­sa hem atak­la­rın tek­rar­la­ma­sı­nı, hem de ami­lo­idoz geliş­me­si­ni önler. Kol­şi­sin teda­vi­si ile has­ta­la­rın yüz­de 65 kada­rın­da belir­ti­ler tama­mı­na yakın, yüz­de 30 kada­rın­da ise kıs­men kont­rol altı­na alı­na­bil­mek­te­dir. Has­ta­la­rın yüz­de 5 kada­rın­da ise kol­şi­si­ne yanıt alı­na­ma­mak­ta­dır. Kol­şi­sin teda­vi­si ömür boyu sür­dü­rül­me­li­dir” diye konuştu.

HER BEL AĞRI­SI FITIK DEĞİLDİR

Dokuz Eylül Üni­ver­si­te­si Tıp Fakül­te­si İç Has­ta­lık­la­rı Ana­bi­lim Dalı öğre­tim üye­si Prof. Dr. Nurul­lah Akkoç ise, hayat boyu her bire­yin beli­nin ağrı­ma ola­sı­lı­ğı­nın yüz­de 70- 80 düze­yin­de oldu­ğu­nu söy­le­di. Türkiye’de bel ağrı­sı­nın bel fıtı­ğı ola­rak yan­lış algı­lan­dı­ğı­na dik­kat çeken Prof. Dr. Akkoç, şun­la­rı söyledi:

Her bel ağrı­sı; bel fıtı­ğı’ demek değil­dir. Bel fıtı­ğı’ dedi­ği­miz has­ta­lık­ta ağrı genel­lik­le hare­ket ettik­çe artar ve yat­tık­ça, din­len­dik­çe geçer. İlt­ih­aplı bel roma­tiz­ma­sı’ dedi­ği­miz has­ta­lı­ğın özel­lik­le­ri, bel fıtı­ğın­da olan­dan tama­men fark­lı­dır. 45 yaşın altın­da bir insan­da bel ağrı­sı baş­la­dıy­sa, bu ağrı 3 aydan uzun ve sin­si sürü­yor­sa bu insan­da ilti­hap­lı bel roma­tiz­ma­sı ola­bil­mek­te­dir. Bu ağrı yatın­ca ve hare­ket­siz kalın­ca art­mak­ta, hare­ket edin­ce azal­mak­ta­dır. Saba­ha doğ­ru ağrıy­la uyan­ma ola­bil­mek­te­dir. Ağrı­lar saba­ha doğ­ru art­mak­ta­dır. Sabah kal­kıl­dı­ğın­da tutuk­luk ve hare­ket katı­lı­ğı bu ağrı­ya eşlik etmek­te­dir. Aynı zaman­da bu ağrı­lar ağrı kesi­ci ilaç­la­ra iyi cevap ver­mek­te­dir. Bu özel­lik­ler­den en az 3’ünü has­ta­la­rı­mız taşı­yor­sa, ken­di­le­ri­ne bel fıtı­ğı deme­den önce mut­la­ka bir roma­to­lo­ğa görün­me­le­ri­ni tav­si­ye etmekteyiz.”

VAS­KÜ­LİT TEDA­Vİ­S­İN­DE ERKEN TANI HAYAT KURTARIR

Vas­kü­li­tin atar­da­mar­la­rın ilti­ha­bı anla­mı­na gel­di­ği­ni dile geti­ren Kong­re Genel Sek­re­te­ri Doç. Dr. Ömer Kara­dağ, şu bil­gi­le­ri ver­di: Nadir ola­rak görül­se de tanı­da gecik­me olma­sı duru­mun­da haya­ti teh­dit edi­ci sorun­la­ra yol aça­bil­mek­te­dir. Vücu­du­muz­da kal­bi­miz­den çıkan ana atar­da­ma­rı­mız olan aort, organ­la­ra ve kol-bacak ile beyin gibi tüm vücu­du­mu­za kan ulaş­tır­mak­ta­dır. Bu damar­lar­da ilti­hap olma­sı duru­mun­da o dama­rın bes­le­di­ği organ veya doku­da fonk­si­yon bozuk­lu­ğu­na yol açmak­ta­dır. Tutu­lan dama­rın özel­li­ği­ne göre has­ta­da oluş­tur­du­ğu şika­yet fark­lı­lık gös­te­re­bil­mek­te­dir. Deri, beyin, akci­ğer, böb­rek ve bir­çok organ­da damar ilti­ha­bı görü­le­bil­mek­te­dir. Örne­ğin şakak böl­ge­mi­ze giden atar damar­lar­da ilti­hap, şid­det­li baş ağrı­sı, gör­me kay­bı veya çene­de çabuk yorul­ma gibi şika­yet­le­re yol aça­bil­mek­te­dir. Böb­rek ve akci­ğer gibi daha küçük çap­lı atar damar­la­ra sahip organ­lar­da ilti­hap geliş­me­si böb­rek yet­mez­li­ği veya kan­lı bal­gam gibi sorun­la­ra yol aça­bil­mek­te­dir. Tanı­nın konul­ma­sı süre­cin­de enfek­si­yon ve tümör­ler gibi çeşit­li has­ta­lık­la­rı olma­dı­ğı­nın gös­te­ril­me­si gerek­mek­te­dir. Bu amaç­la has­ta­la­rın bir süre has­ta­ne­de yatı­rıl­ma­sı gere­ke­bil­mek­te­dir. Vas­kü­lit­ler uzun süre­li yani kro­nik has­ta­lık­lar olsa da erken tanı ve etkin teda­vi ile olduk­ça başa­rı­lı sonuç­lar elde edi­le­bil­mek­te­dir. Teda­vi­de bağı­şık­lık sis­te­mi­ni bas­kı­la­yan kor­ti­zon ve diğer ilaç­lar kul­la­nıl­sa da hekim arka­daş­lar, has­ta­nın duru­mu­na göre teda­vi­yi yönet­mek­te­dir­ler. Bu konu­da İç Has­ta­lık­la­rı –Roma­to­lo­ji Kli­nik­le­rin­de has­ta­la­rın tanı ve teda­vi yöne­tim­le­ri yapılmaktadır.”

PROF.DR. VEDAT HAMURYUDANProf. Dr. Vedat Hamuryudan

BEH­ÇET HAS­TA­LI­ĞI HAMİ­L­EL­İĞE ENGEL DEĞİL

İ.Ü. Cer­rah­pa­şa Tıp Fakül­te­si İç Has­ta­lık­la­rı Ana­bi­lim Dalı, Roma­to­lo­ji Bilim Dalı Öğre­tim Üye­si Prof. Dr. Vedat Hamur­yu­dan, Türk­ler denin­ce akla ikin­ci gelen roma­tiz­mal has­ta­lı­ğın Beh­çet oldu­ğu­nu aktardı.Behçet teda­vi­sin­de temel teda­vi­nin ilaç­lar yoluy­la yapıl­dı­ğı­nı dile geti­ren Prof. Dr. Hamur­yu­dan, has­ta­lı­ğın bula­şı­cı olma­dı­ğı­nı, has­ta anne ve baba­dan olan çocuk­la­rın Beh­çet has­ta­lı­ğı­na yaka­lan­ma ora­nı­nın düşük oldu­ğu­nu bil­dir­di. Beh­çet has­ta­lı­ğı­nın gebe kal­ma­ya engel olma­dı­ğı­nı açık­la­yan Prof. Dr. Hamur­yu­dan, gebe kalın­dık­tan son­ra dok­tor kont­ro­lün­de iler­le­nil­me­si gerek­ti­ği­ni vurguladı.

İlgili Haberler

Leave a Comment