
REFLÜ / MAYIS 2016
Bahçeşehir Üniversitesi Tıp Fakültesi Gastroenteroloji Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Cengiz Bölükbaş, reflü tedavisinde proton pompa inhibitörlerinin çoğu zaman tek doz yeterli olacağını, gece yakınması fazla olanlarda eski tip asit azaltıcı ilaçların rahatlamayı sağlayacak kadar kısa bir süre kullanılıp bırakılması gerektiğini söylüyor.
Reflü tanısında gastroskopinin yeri nedir?
Reflü şüphesiyle gastroskopi yaptığımızda, reflüye neden olabilecek mide fıtığı olup olmadığını, aşağıda reflüye gastrit ya da ülserin eşlik edip etmediğini görüyoruz. Her şey normal de görünebilir, ama yara varsa (Daha çok yemek borusunun mideyle birleştiği yerde olur) reflü teşhisini kesinleştirmiş olursunuz. Eğer yara yoksa noneroziv reflü diyoruz. Bu hastalar da reflü tedavisi aldıkları zaman çoğunlukla iyileşiyorlar. Tabii tedavinin dozu kişiye göre belirlenmelidir. Hastaların büyük çoğunluğu günde tek dozla iyileşirken, yüzde 10’luk bir kesimin çok yüksek dozlarda, bazen çok uzun süre ilaç alması gerekiyor.
Tedavide yaşam tarzı değişikliği ne kadar önemlidir?
Reflüde üç ana tedavi var. Birincisi yaşam tarzının düzenlenmesidir. Hasta yemekten sonraki iki saat içinde uzanmamalı ve dik oturmalıdır. Gece yatarken gövde ve baş yukarıda olmalıdır. Yatağın baş kısmının 20–25 derecelik bir eğilimle yükseltilmesi gerekiyor. Aşırı ve birden bire yemek tüketmemek, sigarayı, alkolü bırakmak, kilo vermek yaşam tarzı değişiklikleri arasında sayılabilir. İkincisi beslenme rejimlerinden yağlıların, çikolataların, özellikle yara varsa portakal suyu, domates suyu gibi içeceklerin çıkarılmasıdır. Üçüncüsü de ilaç tedavisidir. İlaçsız reflü tedavisi çok başarılı olmaz.
İlaç tedavisinde nelere dikkat etmek gerekir?
Reflü teşhisi konulduktan sonra hastaya ilaç başlatılır. Endoskopisiz de, asit ölçmeden de hastanın yaşı ve diğer şikayetlerine göre ilaç kararı verilebilir. İlaç tedavisinden hasta fayda görürse reflü teşhisi de doğrulanmış olur, fayda görmüyorsa iki şey düşünmek gerekir: Ya ilaç yetersiz geliyordur, ya da hasta reflü değildir. Bu durumda gerekirse ilaç kullanırken asit ölçmek gerekir. Asit yeterince düşmüş mü, asitle birlikte safra da geliyor mu, ölçmek lazımdır. Endoskopi de yapmak gerekebilir. Asit yeterince düşürülememişse dozu artırırız, asit düştüğü halde şikayetler devam ediyorsa başka bir neden aramalıyız.
Hastaların yüzde 75–80’inde tek doz proton pompa inhibitörü yeterli oluyor. Diğerlerine çift doz veriyoruz. Eski tip asit azaltıcı ilaçları, h2 reseptör antagonistleri, histamin reseptör antagonistleri nadiren kullanıyoruz. Gece asidi fazla olanlarda bunlar eklenebilir, ancak rahatlamayı sağlayacak kadar kısa süreli kullanılmak üzere. Topikal etkili şurup ve tabletler gün içindeki yanmalar fazlalaştığı zaman kısa süreli yanmayı önleyebiliyor. Bunların yan etkisi azdır, zararı yoktur.
Safra reflüsü nedir, nasıl tedavi edilir?
Mideye safranın bol gelmesi durumudur. Daha çok safra kesesi ameliyatı olmuş kişilerde veya daha önce mide operasyonu geçirmiş; midenin bir kısmı alınmış, incebağırsak ile mide birleştirilmiş kişilerde safra daha kolay akar. Safra reflüsünü direkt ortadan kaldıran bir ilaç yok. Biz asidi azaltmakla safra reflüsünün yapacağı şikayetleri de azaltmaya çalışıyoruz ama midenin daha çabuk boşalmasını, yüzeysel korumayı sağlayacak ilaçlarla daha çok faydalı oluyoruz.
Ameliyat kimlerde düşünülür?
İlaç çok iyi geldiyse, bütün şikayetleri ortadan kaldırdıysa, diyelim ki 40 yaşındaki bir hastanın 40 yıl ilaç kullanmasını önlemek için ameliyat edilmesi tercih edilir. Şişkinlik, gaz, yanmalar devam ediyorsa bu hastaların ameliyattan da uzak kalmaları lazım. Onlar nonülser dispepsidir, ameliyat olurlarsa şikayetleri azalmaz, tersine artar. Reflü ameliyatı olmuş olmak bir daha reflü olmayacağız anlamına da gelmez. Ameliyattan sonra da reflüye bağlı şikayetler oluşabilir. İlaç ne kadar başarılıysa reflü ameliyatı da o kadar başarılıdır.