
KÖK HÜCRE / MART 2016
Ortopedi ve Travmatoloji Uzmanı Doç. Dr. Ayhan Kılıç, kök hücre ve PRP uygulamalarının yaygınlaşmasını endişe verici buluyor. Kılıç’a göre, henüz kanıta dayalı tıp içinde değerlendirelemeyecek bu uygulamaların bu kadar çok kullanılıyor olması doğru değil. Kılıç, “Hem kendimize, hem hastalarımıza, hem bilim camiasına haksızlıktır bu. Bilmediğimiz bir konuda ahkam kesiyoruz ve belki bir gün mahçup olacağız. Bilimde inanç yoktur, bilimde şüphecilik vardır. Dolayısıyla kanıtlamanız lazım” diyor.
Kök hücre tedavilerinin yaygınlaşması sizi neden endişelendiriyor?
Kök hücre tedavisi adı altında bir takım uygulamalar sağlık ocaklarından en marka hastanelerimize kadar aldı başını gidiyor. Kök hücre yeni bir şey değil, yaklaşık 25–30 yıla dayanan bir temeli var. Batı’da başlayan bu tedavi modeli, bir takım etik sıkıntılar, ayrıştırılmamış ve her yöne gelişebilecek pluripotent hücrelerin yarattığı bir takım mahsurlar ‑ki buna kanserojen etkiler de dahil- ve belirsizliklerden ötürü kısıtlandı. Dünyada bu konuda insan uygulaması artık yapılmıyor.
Bugün gelinen teknolojik seviye, pluripotent hücreleri laboratuvar ortamında istediğimiz yöne doğru kaydıracak eklemeleri, hücre kültürlerini yapma olanağı sağladı. Artık bir deri, yağ, kemik iliği hücresinden bir sinir hücresi ya da kıkırdak hücresi yapmak istiyorsak bu mümkün. Bu hücreleri insana verildiğinde kritik eşik değere ulaştırabilecek kadar çoğaltabiliyoruz. Bunları ülkemizde de steril ve uygun ortamlarda yapabiliyoruz. Böyle iki merkez var benim bildiğim. Bu açıdan çağı yakalamış bir ülkeyiz, hiç geride değiliz. Fakat istediğimiz yöne yönlendirdiğimiz ve çoğalttığımız hücre gruplarını hastaya uygulamak konusunda bence kafalar çok karışık. Uygulayan doktorların da, uygulayan merkezlerin de kafası karışık ve hastalar da bu karışıklığın arasında yalpalayıp duruyor.
PRP için de aynı şeyi söylebilir miyiz?
Hazır piyasa bulanıkken bir de PRP (Platelet Rich Plazma) dediğimiz kan muhteviyatını da kök hücre içinde sunan bir ticari zihniyet ortaya çıktı. Bu da ayrı bir tartışma konusu. PRP, kök hücre tedavisi değildir. Sadece kandan üretilmiş bir plazmanın çeşitli dokular üzerinde iyileştirici etkisi olduğunu iddia ediyorlar. 90’lı yıllarda İspanya’da başlatılan bu tedavi modeli, zamanla ülkemize de geldi. Amerika’da ve Kıta Avrupası’nda denendi, sporcular üzerinde uygulamalar yapıldı. Ardından 2010–2014 yıllarında çok ciddi randomize, çiftgör çalışmalar yapılarak deneysel koşullar insana aplike edilmeye çalışıldı. Pozitif neticelerin olduğu iddia edilen çalışmalar da oldu ama geniş, iyi planlanmış, kontrollü çalışmalarda bu etkinlik gösterilemedi. Sadece aşil tendiniti ve lateral epikondilitte etkinliği gösterildi ki ben lateral epikondilitte etkinliği olduğuna ikna olmadım, çünkü o konuda da çok ciddi bilimsel spekülasyonlar ve bilimsel ahlaka uymayan çalışmalar olduğunu biliyoruz. Çeşitli makaleler saygın dergilerden geri çekilmek zorunda kalındı.
Bütün bedenin sistemik olarak etkilendiği artroz, dejeneratif artrit gibi vücudun yaşlanma süresinin de devreye girdiği, metalloproteinazlar dediğimiz kıkırdağın yıkımını tetikleyen enzimlerin ön planda olduğu hastalıklarda lokal uygulamalarla tedavi sağlanabildiği iddia edildi. Ardından bu alanda kök hücre tedavileri de denendi. Kıkırdak hücrelerin dize, problemli ekleme enjeksiyonları uygulanıyor. Çok değişik, bir salata olacak malzemeler aynı tabağa konulmuş ve servis ediliyor. Bunların iyileştirici etkisi mi var, vücudun yarattığı dejenerasyonları durdurma etkisi mi var, faydamıza olan enflamasyonu durcurucu etkisi mi var, yoksa vücudumuza zararı olan enflamasyonu mu engelliyor, bunları bilemiyoruz. Öte yandan bu tedavilerin hepsinin az ya da çok bilimsel temelleri var, ancak bunların bağımsız denetleyiciler tarafından denetlendiği, Türkiye’nin bilim dünyasına katkı sağlayabileceği bir takım deneylerle ve klinik çalışmalarla yapılması lazım. Ofislerde, üniversite kliniklerin arka odalarında çeşitli firmaların değişik üretimleri ile yaptığımız PRP uygulamaları ya da yine kök hücre popülasyonlarının bir modele yerleştirilmeden eklemlere, eklem dışında dokulara enjekte edildiği uygulamalar, bilimsel etiğin dışına çıktığımızın işaretleridir. Hem kendimize, hem hastalarımıza, hem bilim camiasına haksızlıktır bu. Bilmediğimiz bir konuda ahkam kesiyoruz ve belki bir gün mahçup olacağız. Bilimde inanç yoktur, bilimde şüphecilik vardır. Dolayısıyla kanıtlamanız lazım.
SGK NEYİ ÖDEDİĞİNİ BİLİYOR MU?
Dünyada bu konudaki çalışmalar nasıl yapılıyor?
Amerika’da yeni tedavi modelitelerinin insan uygulamaları çok ciddi kurallar altında yapılır. Orada bir iki araştırma enstitüsünde belli insanlara araştırma yetkisi verilir. Hastalar bu çalışmalara aydınlatılmış onamlarla ve ücretsiz olarak katılırlar. Türkiye’de bu aydınlatılmış onam zaten yok, hastalardan yüksek ücretler alınıyor. Bunların takibi yok, objektif değerlendirme yok, randomizasyon yok. Bu bizi bir yere götürecek bir tedavi modeli değil. Hiçbir sosyal devlette, özel sigortanın kurumsal olduğu hiçbir gelişmiş ülkede bunu göremezsiniz. Bizde SGK, PRP tedavisini ödüyor, ama neyi ödedediğini biliyor mu? Çok da emin değilim. Kanser, hepatit C ilaçları ödenmiyor, bu ülke kaynaklarını buralardan kısarken belli yerlerde korkunç derecede sömürüye açmış durumda. Bu sektörün içinde bir insan olarak vicdanım sızlıyor. Birilerinin artık çıkıp “Bu tedavi belki işe yarıyor olabilir, ama bu yöntemlerle bunu ortaya koyamazsınız” demesi gerekiyor.
Firmalar sektöre girdi ve pazar yaratmaya çalışıyorlar, kendi bilimsel literatürlerinin de yaratmanın yolundalar. Biz de buna alet mi ediliyoruz? Etkinliği varsa hep beraber kullanalım, insanlara fayda sağlayalım. Ama bunu bir kutsal kase haline getirirsek insanlara iyilik vermiyoruz, iyilik satıyoruz.
Doç. Dr. Ayhan Kılıç kimdir?
1990 yılında İstanbul Üniveristesi Cerrahpaşa Tıp Fakültesi’nden mezun oldu. 1995 yılında Taksim Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde uzmanlığını tamamladı. 2011 yılında Columbia Üniversitesi Presbyterian Hospital El Cerrahisi Kliniği’nde el cerrahisi uzmanlığını, 2012 yılında Bezm‑i Alem Vakıf Üniversitesi’nde doçentlik ünvanını aldı. Halen Taksim Acıbadem Hastanesi’nde görev yapıyor.