Melaka

gezi-logo.qxpGEZİ / EKİM 2013

Kuala Lum­pu­r­’un yak­la­şık 150 kilo­met­re güney­do­ğu­sun­da, Çin­li­ler, Hint­li­ler, Müs­lü­man­lar ve Hris­ti­yan­la­rın iç içe yaşa­dı­ğı nis­pe­ten ufak ama çok eski bir kent.

15. yüz­yıl­da küçü­cük bir balık­çı kasa­ba­sıy­ken, Endo­nez­ya­lı bir pren­sin –Para­me­s­wa­ra (sul­tan) İsk­end­er Şah– nehir­le deni­zin buluş­tu­ğu yeri görüp bura­yı bir liman şeh­ri­ne dönüş­tür­mek iste­me­si ile baş­lar Male­ka­’­nın macerası. 

Çin­li, Hint­li, Por­te­kiz­li, Hol­lan­da­lı, İng­il­iz, Malay, hep­si­nin ken­di tar­zı­nı yan­sıt­tı­ğı evle­re, göre­nek­le­ri­ni ve kül­tür­le­ri­ni aktar­dık­la­rı res­ta­urant­la­ra rast­lı­yor­su­nuz bir cad­de üze­rin­de ve Çin­li­le­rin özgün mut­fa­ğı­nı, Por­te­kiz­li­le­rin balık spe­si­yal­le­ri­ni yeni jena­ras­yon torun­lar sunu­yor bugün size. 

Mela­ka anla­dı­ğım kada­rıy­la bu geniş kül­tür yel­pa­ze­si­ni (Sumat­ra ada­sı ile Malay yarı­ma­da­sı ara­sın­da­ki) Malay boğa­zı­na bakan stra­te­jik konu­mu­na borç­lu. Tica­ret yapan mil­let­le­rin uzun süre göz­be­be­ği olan bu şehir, bu kadar çok kül­tü­rü iç içe barın­dı­ra­rak geç­miş ile bugü­nü aynı çer­çe­ve­de yaşa­tı­yor. Ve bu neden­le­dir ki, 2008 yılın­da eski şehir mer­ke­zi UNES­CO Dün­ya Kül­tür Mira­sı lis­te­si­ne de girmiş. 

Büyük Çin kaşi­fi Ami­ral Cheng Ho’nun ilk göç­men­le­ri bura­ya getir­me­si ve böl­ge­nin tüc­car­la­rın da ilgi­si­ni çek­me­siy­le bura­da­ki ilk Çin yer­le­şi­mi baş­la­mış. Bura­da yer­le­şen Çin­li­ler, yer­li Mala­y­’­lar­la evlen­me­le­ri sonu­cu Stra­its Chi­ne­se’ Baba & Nyon­ya kül­tü­rü­nü, Melaka’ya özgü olan ken­di­le­ri­ne özel ve son dere­ce ilginç bu kül­tü­rü geliş­tir­miş­ler­dir. Bu mira­sın tarih boyun­ca bırak­tı­ğı eser­le­ri Melaka’nın Baba’ları ve Nyonya’ları tara­fın­dan işle­ti­len Heeren cad­de­sin­de­ki Baba Nyon­ya Heri­ta­ge Museum”da görebilirsiniz.

Son­ra Mela­ka­’­yı 16. yüz­yıl­da Por­te­kiz­li­ler ele geçir­miş, Hıris­ti­yan – Kato­lik dini­ni yay­ma­ya çalış­mış­lar. Bu durum çev­re­de­ki sul­tan­lık­la­rı rahat­sız etti­ği için Por­te­kiz­li­li yer­le­şim­ci­le­re sık sık saldırmışlar. 

IMG_4891 copy

Por­te­kiz­li­le­rin 1511 ve 1641 yıl­la­rı ara­sın­da Mela­ka­’­yı sömür­ge­leş­tir­me süre­cin­de yap­tık­la­rı ilk şey neh­re tepe­den bakan kale­yi, A’Fa­mo­sa­’­yı inşa etmek olmuş. Mela­ka, zama­nın süper güç­le­ri ara­sın­da­ki çekiş­me­le­rin mer­ke­zi konu­mun­da oldu­ğun­dan ve sürek­li sal­dı­rı teh­li­ke­si altın­da bulun­du­ğun­dan A’Fa­mo­sa kale­si Por­te­kiz­li­le­rin Uzak­do­ğu­da tutu­na­bil­me­le­ri için kri­tik önemdeymiş.

Kale duvar­la­rı­nın için­de evler ve gıda satış yer­le­ri, bir şato, Por­te­kiz Kon­se­yi için bir top­lan­tı oda­sı ve beş adet kili­se var­mış. Ancak çev­re­de­ki sul­tan­lık­la­rın değil ama Hol­lan­da­lı­la­rın ger­çek­leş­tir­di­ği yedi aylık bir sal­dı­rı kale­nin nere­dey­se tama­mı­nı yok etmiş, yal­nız­ca giriş tara­fın­da­ki ön yüzü ve tepe­de­ki bir kili­se­nin yapı­sı ayak­ta kal­mış. Hol­lan­da­lı­lar 17. yüz­yıl­da Mela­ka­’­yı ele geçirmisler. 

IMG_4959 copy

Hol­lan­da­lı­la­rın şeh­ri ele geçir­me­sin­den hemen son­ra 16411650 de ilk inşa­ası baş­la­nan Stadthuy’s yöne­tim bina­la­rı” ida­ri mer­kez ve vali rezi­dan­sı ola­rak Hol­lan­da vali­si ve ona bağ­lı memur­la­rın yaşa­ma­sı için inşa edil­miş. Hol­lan­da mima­ri­si­nin en güzel örnek­le­rin­den. Doğu’daki en eski Hol­lan­da bina­sı oldu­ğu iddia edi­len bu bina günü­müz­de Tarih Müze­si – Etnog­raf­ya Müze­si ola­rak kullanılmakta.

Ser­gi­le­nen­ler ara­sın­da gele­nek­sel gelin­lik­ler ve Melaka’nın 400 yıl­lık tari­hin­den kalın­tı­lar var. Mela­ka­’­nın gör­kem­li tari­hin­de oyna­dık­la­rı rol­ler­le ilgi­li detay­lı bil­gi­ler ala­bi­lir­si­niz eğer ilgi alanınızdaysa.

Hol­lan­da­lı­lar 18. yüz­yıl­da St. John the Baptist’e adan­mış olan Por­te­kiz kili­se­si­ni de yeni­den inşa ede­rek St. John Kale­si­ne çevir­miş­ler. Bu kale­nin ilginç, özel­li­ği top­la­rın iç tara­fa bak­ma­sı. O zaman­lar­da Melaka’ya sal­dı­rı­lar deniz­den değil genel­lik­le iç böl­ge­ler­den yapılmaktaymış. 

St. John Kale­si şeh­rin biraz dışın­da. Jalan Para­me­s­wa­ra isti­ka­me­tin­de şehir­den çıkar­sa­nız yol Jalan Hujung Pasir isti­ka­me­ti­ne döner. Jalan Bukit Sen­ju­ang için sola dönün, Kale hemen solu­nuz­da kala­cak. Zaman­la­ma için tav­si­ye tabii ki günbatımı.

Sade­ce tica­re­te onem ver­me­le­ri sebe­biy­le Por­te­kiz­li­le­re göre daha rahat eden Hol­lan­da­lı­lar 19. yüz­yıl­da da Mela­ka­’­yı İng­il­izl­er­in yöne­ti­mi altın­da­ki Endo­nez­ya top­rak­la­rı ile değiş tokuş etmis­ler ya da bazı kay­nak­la­ra göre ter­ket­mek zorun­da bıra­kıl­mış­lar ve Malez­ya bağım­sız­lı­ğı­nı kaza­na­na kadar İng­il­izl­er­in yöne­ti­mi altın­da kalmış. 

İşte tüm bu kül­tür­le­ri için­de har-man­la­mış bir şehir Mela­ka. Deği­şik dönem ve ege­men­lik­le­rin zen­gin bir sen­te­zin­den olu­şan şehr‑i şaha­ne. Cad­de­le­rin­de yürü­ye­rek, res­ta­urant­la­rın­da otu­ra­rak tadın, görün, doya doya yaşa­yın geç­mi­şi ve bugü­nü ve ister­se­niz alış­ve­riş yapın. Jon­ker cad­de­si alış­ve­riş­se­ven­ler ve hele anti­ka merak­lı­la­rı için bir cennet.

Eski adı Jon­ker Stre­et olan Jalan Hang Jebat, tüm dün­ya­da­ki cid­di anti­ka kolek­si­yon­cu­la­rı tara­fın­dan anti­ka par­ça­lar bul­mak için en iyi yer­ler­den biri­si ola­rak kabul edilir.

Yani anti­ka­se­ver­ler Jon­ker Stre­et­’in dük­kan­la­rı ara­sın­da geç­mi­şin hazi­ne­le­ri­ni bulabilirler..

Otan­tik ürün­ler ve kimi­le­ri 300 yıl­lık olan kalın­tı­lar, her biri­nin ken­di­si­ne ait bir tari­hi ve gize­mi olan ilginç kolek­si­yon mal­ze­me­le­ri bul­mak müm­kün, ayrı­ca son zaman­lar­da pek çok kafe, el sana­tı dük­ka­nı da açıl­mış bura­da. Key­fi­ni çıkarın.

Ve henüz bu cad­de­dey­ken ara sokak­la­rın­dan birin­de Kam­pung Hulu Cami­i’­ni atla­ma­yın dolaşırken.

IMG_4985 copy

1728’de Hol­lan­da işga­li döne­min­de inşa edil­miş, Sumat­ra, Hin­du ve Batı mima­ri­si­nin mükem­mel bir­le­şi­mi olan ülke­de­ki en eski cami. 

Dört ana kolon ve çatı dışın­da­ki tüm ori­ji­nal ahşap yapı­la­rı beton­la değiş­ti­ri­len camii yer­leş­ke­si­nin için­de ünlü bir hoca ve pek çok kişi tara­fın­dan Wali” (evli­ya) ola­rak kabul edi­len Say­yid Abdul­lah Al-Haddad’ın tür­be­si bulunmakta. 

Ve Mela­ka­’­nın diğer olmaz­sa olmaz­la­rı Mela­ka Nehir Tek­ne Turu ve hay­va­nat bahçesi.

Nehir, tica­re­tin en par­lak dönem­le­rin­de Melaka’nın ana yoluy­muş. O dönem­ler­den kal­ma bazı bina­lar neh­rin kıyı­sın­da hâlâ gör­kem­li bir şekil­de var­lı­ğı­nı koru­yor. Kıyı boyun­ca eski köy­ler ya da kampung’lar” ve modern bina­lar da göre­bi­lir­si­niz. 45 daki­ka­lık bir nehir turu sizi hem din­len­di­recek hem bilgilendirecektir.

Yolu­nu­zu Mela­ka­’­ya haf­ta sonu düşür­düy­se­niz şeh­rin 3 km kadar doğu­sun­da­ki Por­te­kiz mey­da­nın­da Por­te­kiz dans ve müzik gös­te­ri­le­ri­ni de izle­ye­bi­lir­si­niz. Mini Liz­bon’ da deni­len Por­te­kiz yer­leş­ke­si­nin için­de yer alan bu mey­dan Mela­ka ve Malezya’daki Por­te­kiz kül­tü­rü­nün mer­ke­zi sayılıyor.

Per­for­mans olma­yan gün­ler­de bile mey­dan ve/veya Mela­ka Boğa­zı gün batı­mı­nı izle­mek için gidil­me­ye değer bir yer. 

Bu mey­da­nın çev­re­sin­de yer alan küçük kam­pung, ya da köy”de Melaka’nın sömür­ge­ci Por­te­kiz­ler ve Malay­lar ara­sın­da 400 yıl önce ger­çek­le­şen evli­lik­ler­den bugü­ne akta­rı­lan Avras­ya hal­kı­nın kalbi.

Mela­ka­’­ya biraz da yuka­rı­dan bak­mak ister­se­niz yani 80110 met­re yük­sek­lik­ten Melaka’nın ilgi çeki­ci tari­hi doku­su­nu ve Mela­ka boğa­zı­nın muh­te­şem man­za­ra­sı­nı sey­ret­mek ister­se­niz Mena­ra Taming Sari kule­si­ne çık­ma­lı­sı­nız. Ban­da Hilir-Mena­ra Taming Sari, Melaka’nın mer­ke­zin­de ve ülke­de­ki tama­men döner bir yapı­ya sahip ilk kule­dir. 66 kişi­lik kli­ma­lı bir göz­lem kabi­ni var.

18 Nisan 2008’de açı­lan bu kule­nin tasa­rı­mı ise efsa­ne­vi Taming Sari Keris’e daya­lıy­mış. Mela­ka Hay­va­nat Bah­çe­si, şehir mer­ke­zin­den yak­la­şık 13 km uzak­lık­ta Ayer Keroh’tadır. Ülke­de­ki bu ikin­ci en büyük hay­va­nat bah­çe­si­nin top­lam ala­nı yak­la­şık 220 bin met­re­ka­re. 1963 yılın­da açıl­mış ve 200’ün üze­rin­de tür­den en az 1.200 hay­va­nı barındırıyor.

Ayrı­ca bura­sı vah­şi yaşa­mın araş­tı­rıl­ma­sı, koru­ma altın­da­ki hay­van­la­rın çift­leş­ti­ril­me­si, hay­va­nat bah­çe­si eği­tim mer­ke­zi ola­rak da işlev gör­mek­te. Kesin­lik­le çok etki­le­yi­ci. Ve hazır bura­lar­da iken Taman Mini Malez­ya ve Mini Ase­an kül­tür par­kı­na da bir göz atma­dan olmaz tabii.

IMG_5054 copy

Gele­nek­sel mima­ri ve yaşam biçim­le­ri­ne ilgi­niz var­sa bura­ya kesin gel­me­li­si­niz. Her bir ev Malezya’daki 13 eya­le­tin mima­ri tar­zı­nı yan­sı­tı­yor ve her eya­let­ten çeşit­li eşya­lar, eser­ler ve el sanat­la­rıy­la süs­len­miş. Her evin için­de ait oldu­ğu eya­let veya ülke­ye ait çeşit­li ori­ji­nal el sanat­la­rı bula­bi­lir­si­niz. Ve o döne­mi betim­le­yen çeşit­li yaşam alan­la­rı­na yer­leş­ti­ril­miş gele­nek­sel kıya­fet­ler için­de­ki man­ken­ler ile o döne­min ruhu­nu daha iyi yakalıyorsunuz.

Park­ta­ki diğer etkin­lik­ler ara­sın­da haf­ta­lık kül­tür gös­te­ri­le­ri ve gele­nek­sel oyun­lar var. Temel­de bu, tüm Malez­ya mima­ri­si ve mira­sı­nı tek sefer­de göre­bil­me­ni­zi sağ­la­yan bir gezin­ti aslın­da. Ayrı­ca uzun süre­li bir ziya­ret­se, Mela­ka şeh­ri­nin tela­şı ve keş­me­ke­şin­den bir süre uzak­laş­mak için de iyi bir fır­sat ola­cak sizin için.

Unut­ma­dan bir not daha düşe­lim. Tak­si değil de oto­gar­dan Mela­ka mer­ke­ze bele­di­ye oto­bü­sü ile inmek iste­ye­bi­lir­si­niz. Turist hat­tı diyor­lar o oto­bü­se. Otur­mak bir yana, tutun­mak bile yürek isti­yor. Yapı­şıp kala­ca­ğı­nı­zı düşü­nü­yor­su­nuz. Ama kesin­lik­le çok eğlen­ce­li. Yanı­nız­da kolon­ya­lı men­dil var­dır herhalde…

Özet­le bu şehir­de güney­do­ğu ger­çe­ğin­de bir rüya yaşar, bir masa­la doku­nur gibi herşey…

İlgili Haberler

Leave a Comment