Mentalitenin önemini bir kez daha yaşadım Sağlık Bakanlığı’nın “şifai cevabı” ile..
02.05.2014 günü T.C. Sağlık Bakanlığı’nın “özel kalemi”ni aradım. Kendimi tanıttıktan sonra “Sayın Bakan’la röportaj yapmak istiyorum, dergim adına” dedim. Telefonun ucundaki yetkili de, yazılı olarak 0312–431 48 79 numaralı faksla başvurmamı istedi. Ben de bir kopyasını gördüğünüz metinle talebimi ilettim. 0312–585 10 75 numaralı telefondan faksımın alındığını teyid eden yetkili, “kısa süre”de yanıt alacağımı ifade etti.
Sayın Bakan’dan yanıt beklemeye başladım. Aradan 60 gün geçmesine rağmen, ne arayan vardı, ne bir yazı… Bunun üzerine tekrar hatırlatmak için Sayın Bakan’ın “özel kalemi”nden olduğunu tahmin ettiğim ve 0312–585 10 50 numaralı telefondan konuştuğum “Gamze” adlı hanımefendi, durumu anlatınca, “Ben hemen arayacağım ve size bilgi vereceğim” dedi. Gerçekten de yaklaşık 30–45 dakika sonra aradı ve bu durumla, Bakanlık Basın Müşaviri Ubeydullah Beyefendi’nin ilgilendiğini söyleyerek, beni ilgili yere bağladı. Bağlandığım yerden “Burcu” adlı bir hanımefendiye tekrar maruzatımı anlattıktan sonra, teyid edilen başvurumu bilmediklerini söyledi. Ubeydullah adlı zatla görüştürülmeden tekrar faks geçmem ve durumu anlatmam istenildi.
Ben de, “gayya kuyularında olabilir böyle şeyler” diyerek, durumu anlatan kısa metni ve 02.05.2014 günü gönderdiğim “başvuru yazımı” Burcu Hanımefendi’nin talebi üzerine 02.07.2014 günü tekrar “basin@saglik.gov.tr” adresine e‑posta attım.
Sağolsun Burcu Hanımefendi beni aradı ve e‑postamı aldığını iletti. Ancak, işte tam bu noktada “mentalite” ortaya çıktı! Sayın Basın Müşaviri Ubeydullah Beyefendi, “mektupla röportaj yapabileceğimi” direkt değil, Burcu Hanımefendi kanalıyla bana iletmiş oldu!
Bir basın müşavrinin “röportaj”ın ne demek olduğunu bilmemesi, ülkem ve yetişmiş bir yetkili olduğuna inanmak istediğim Ubeydullah Beyefendi adına beni üzdü. Burcu Hanımefendi’ye böyle bir talebin “mantıksız” ve de özüyle bağdaşmayacağını anlattıktan sonra, Ubeydullah Bey’le görüşmek istediğimi ilettiğimde, “Efendim çok yoğun, üzgünüm” ifadesiyle karşılaştım!
Sayın Bakan,
“Mektupla röportaj”, röportaj sırasında zorda kalmak istemeyen kişinin talebi olabilir ve böyle bir talebe ancak “kapalı rejim”lerde rastlanılır…
Çünkü, “röportaj”, görüşme sırasında ortaya çıkan durumun irdelenmesidir!
Bakanlığınızın, özellikle “iletişim”in en üst düzeyde olduğu bugünün dünyasında ne durumda olduğunu ortaya koyuyor sanıyorum, “mektupla röportaj” yanıtı…
Koltuğuna oturduğunuz “Sağlık Bakanlığı”nın böylesine duyarsız, basından ve halktan kopuk yönetildiğinden inşallah bilginiz yoktur!
Yoksa, “mektupla röportaj” sizin genel teamülünüz ise, çok ama çok yazık…