SEYİRCİ İZLENİMİ-ELEŞTİRİSİ / MART 2016
Ali SEVEN
15 Şubat 2016 gecesi büyük şair Nazım Hikmet’in “Kuvayi Milliye Destanı”nı Muhsin Ertuğrul’daki galada izledim.
İBB’nin Nazım Hikmet’in eserini sahnelemesi beni mutlu etti.
Bu oyunu izlerken, öncelikle koltukların ilk 13 sırasının “protokol”e ayrılması, geriye kalan arkadaki 9 sıranın ise “davetliler”e bırakılması, “protokol” koltuklarının da önemli bir bölümünün “boş” kalması beni düşündürdü.
Gelelim “sahne performansı”na…
Ben “sanat eleştirmeni” değilim. Sadece iyi bir izleyiciyim…
Sanatçıların oyunculuğu bana göre mükemmeldi…
Işık ve dekor “vasat”ın biraz üstündeydi…
Deniz Noyan’ın müziği biraz daha geri planda kalmalıydı (volüm açısından)…
Ama, destanın sanatçılar tarafından toplu seslendirilmesi bir “felaket”, tekil seslendirmesi ise pek fena sayılmazdı.
Bence böyle bir oyunun sahne performansı kadar destanın sesli sunumu (vurgularıyla birlikte) çok iyi olmalıydı.
Oyun boyunca destanın sözlerinin bana göre, yüzde 80’i anlaşılamadı.
Keşke “destan”, telaffuzu ve diksiyonu düzgün TRT spikerleri tarafından seslendirilip, iyi bir senkronizasyonla “playback” yapılarak sahnelenseydi (!)…
Çünkü, her oyuncu çok iyi telaffuza ve diksiyona sahip olamaz…