Kopenhag

gezi-logo.qxpGEZİ / TEM­MUZ 2016

Tüc­car­lar Lima­nı ya da bisik­let­ler ve kanal­lar cen­ne­ti.. En güzel Dani­mar­ka­lı… En yaşa­nı­la­sı şehir…

İns­anı, doğa­sı, kül­tü­rü, şehir­ci­lik anla­mın­da­ki tüm dona­nım­la­rı ile müt­hiş ve bil­di­ği­miz dün­ya­da yaşa­na­sı en güzel şehir­ler­den biri­ne, Kopenhag’a düşü­rü­yo­ruz yolu­mu­zu bu kez de. Sana­tın ve sanat­çı­la­rın doku­nuş­la­rı­nı da her yer­de göre­ce­ği­niz, his­se­de­ce­ği­niz bu eski Viking şeh­ri; ger­çek­ten çok alım­lı ve çok masal­sı… O kadar da akıl­lı.. Kri­ter­le­ri ile de muh­te­şem aslın­da ama keş­ke biraz da olsa bu işin sami­mi­ye­ti­ne ina­na­bil­sem. Ney­se… Her zaman­ki gibi tari­hi­ne kısa­ca baka­lım biz şeh­rin, şeh­ri tari­hiy­le tanıyalım.

Bura­sı için Buzul Çağ önce­si­ne ve hemen son­ra­sı­na gön­der­me­ler yapıl­sa da yazı­lı bel­ge olma­dı­ğın­dan sade­ce arke­olo­jik kazı­lar­dan elde edi­len veri­ler­le yeti­nil­mek zorun­da kalın­mış. M.Ö. 12.500’lerde bir avcı­lar göçü, M. Ö. 3900’lerde tarım ve hay­van­cı­lık­la ilgi­li bulun­tu­lar var, ki bu da yer­le­şik düze­ni işa­ret edi­yor . Ancak 400’lü yıl­la­rın başın­dan iti­ba­ren ger­çek anlam­da bir yer­leş­ke­den bah­se­de­bi­li­yor­lar bura­sı için. O dönem­de küçük bir balık­çı kasa­ba­sı iken 800’lü yıl­la­rın baş­la­rın­da Viking’lerin böl­ge­ye hakim olma­la­rı ve bu küçük yer­leş­ke­yi kuşat­ma­la­rıy­la; hem savaş­la­rın hem siya­se­tin böl­ge­de­ki etkin ala­nı olu­ve­ri­yor Kopen­hag. Bu, tarih­le özde­şik masal­sı savaş­çı­la­rın, halk mec­lis­le­riy­le Danimarka’da demok­ra­si­nin temel­le­ri­ni atan Viking’lerin izi­ni daha iyi sür­mek isti­yor­sa­nız bura­da­ki Mil­li Müze­yi mut­la­ka ziya­ret etme­li­si­niz. (Ve daha faz­la­sı­nı isti­yor­sa­nız, zama­nı­nız da var­sa ken­di­ni­zi Kop­he­nag ile sınır­la­ma­yıp küçük bir Dani­mar­ka turu­nu düşün­me­niz gerek.)

Fre­de­riks­sund Viking Köyü, Albertslund’daki Viking Köyü, Vikin­ge­bor­gen Trel­le­borg kale”, Lej­re-Efsa­ne­ler Diya­rı, Memen­to Mori (Ölüm Algı­sı) ve Viking Gemi Müze­si mut­la­ka görü­le­si. Size bil­gi yanın­da ina­nıl­maz dene­yim­le­ri­ni de akta­ra­cak çoğu inte­rak­ti­f­/­ya­şa­yan-yaşa­tı­lan müze­ler çoğu. Plan­la­rı­nı­za dahil etme­ye karar ver­di­ği­niz­de önce­den açık olduk­la­rı gün­le­ri ve saat­le­ri kont­rol etme­li­si­niz ama.

IMG_7837-chris

Biz Kopenhag’a döner­sek; küçük bir yer­leş­ke­den şehir­leş­me süre­ci­ne geçiş; Dani­mar­ka kra­lı­nın emriy­le bura­nın alın­ma­sı ve bir Bis­hop (pis­ko­pos) atan­ma­sıy­la (Absa­lon) baş­lı­yor. Pis­ko­pos Absalon’un yap­tı­ğı ilk iş ise bir kale ile şeh­ri koru­ma­ya almak. 116067 yıl­la­rı ara­sın­da inşa edi­len kale­nin kalıntılarını/temellerini bugün Chris­ti­ans­borg Sarayı’nı gezer­ken gör­me­niz müm­kün. Kale­nin var­lı­ğı ve liman, tica­re­ti geliş­ti­rir­ken 12. yüz­yıl­da şehir sta­tü­sü de kaza­nı­yor Kopen­hag. İşl­er böy­le güzel­ce yürür­ken Alman Han­sa bir­li­ği­nin kale­ye sal­dı­rı­sı, kale­nin tah­ri­fi ve kar­şı dizayn ola­rak da Kal­mar Bir­li­ği­nin kurul­ma­sıy­la Kuzey itti­fa­kı süre­ci­nin nere­dey­se 1400’lü yıl­la­rın başı­na kadar devam etti­ği­ni görüyoruz. 

IMG_8075

Bu tarih­ten son­ra; zama­na yayı­lan çeşit­li savaş­lar, şeh­rin üçte biri­ni yok eden veba sal­gı­nı, şeh­ri nere­dey­se tama­men yok eden yan­gın­lar, Kral­lı­ğın iflas­la­rı gibi büyük yıkım­lar­la yüz­leş­tir­miş olsa da şeh­rin geliş­me­si her alan­da sürek­li devam etmiş, mima­ri doku zen­gin­le­şir­ken yaşa­ma kül­tü­rü de daha o zaman­lar­dan biçim­len­miş. Bu duru­ma neden olan en büyük etken­le­rin­den bazı­la­rı; 1400’lü yıl­la­rın ilk yarı­sın­da yıkı­lan Absa­lon kale­si­nin yeri­ne yeni kale­nin inşa edil­me­si, baş­şe­hir sata­tü­sü veril­me­si, Kra­li­yet aile­si­nin, ari­sok­ra­si­nin Kopenhag’a taşın­ma­sı ve dola­yı­sıy­la ser­ma­ye­nin de bura­ya akma­sı diye­bi­li­riz. Yani aske­ri, siya­si ve eko­no­mik güç aynı mer­kez­de top­lan­mış oldu bu durum­da. 1479’da kuru­lan üni­ver­si­te­nin ve din reform­la­rı­nın kül­tü­rü-sana­tı biçim­le­me­ye baş­la­dı­ğı­nı, yeni tah­kim alan­la­rı, yeni kale­ler, saray­lar, kütüp­ha­ne, eğlen­ce park­la­rı, tiyat­ro bina­la­rı, ilk gaze­te, ücret­siz hiz­met veren has­ta­ne ile şeh­rin her alan­da sürek­li zen­gin­leş­ti­ği­ni gör­me­miz şaşır­tı­cı değil.1814 yılın­da 7 yaşı­na gelen kız erkek bütün çocuk­la­ra ücret­siz ve zorun­lu eği­tim yasa­sı çıkar­tı­lan, 1873’de ilk kadın der­gi­si yayın­la­nan bir ülke­nin bugün gel­di­ği nok­ta bizim gibi­ler için ancak özen­di­ri­ci ola­bi­li­yor tabii bu durum­da. Ger­çi hal­kı; ken­di­ne koşul­suz biat eden, hane­dan­lı­ğın kul­la­rı ve köle­le­ri ola­rak gören Osmanlı’ya bir aca­yip özlem için­de olan­la­rı­mız çoğun­luk­ta gibi. Bel­ki gen­ler­le ilgi­li­dir bu hal, bilemiyorum.

Ney­se, biz gezi yazı­mı­za döne­lim ve saray­lar­la baş­la­ya­lım turumuza. 

IMG_8098

Şehir mer­ke­zin­de­ki Slots­hol­men ada­sın­da bulu­nan Chris­ti­ans­borg Sara­yı; Dani­mar­ka kra­li­yet aile­si­nin bura­da­ki en eski ika­met­ga­hı. Bugün içe­ri­sin­de baş­ba­kan­lık ofi­si, par­la­men­to, dev­let ofis­le­ri, kra­li­yet resep­si­yon oda­la­rı­nın bulun­du­ğu bu komp­leks yapı 1167’de biten Absa­lon kale­si­nin ve onun yeri­ne yeni­den inşa edi­len Kopen­hag kale­si­nin temel­le­ri üze­rin­de yük­se­li­yor. Yıkım ve yan­gın­lar­dan geri­ye kalan­la­rı ola­bil­di­ğin­ce koru­ma­ya çalış­mış­lar. Ancak müze­ye dönüş­tü­rü­len bölüm­le­rin inşa­sı sıra­sın­da­ki bulun­tu­lar daha bir titiz­lik­le ser­gi­le­ni­yor bugün. Hem bulun­tu­lar, hem yazı­lı kay­nak­lar­dan anla­şıl­dı­ğı üze­re, Kopen­hag kale­si­nin bir­çok kez tek­rar­la­nan ona­rım­la­rın­dan birin­de bura­ya döne­min mah­kum­la­rı için hen­dek­ler­le hisa­ra dönüş­tü­rü­len bir de kule inşa edil­miş ve tepe­si­ne de bir çan eklen­miş. Adı Mavi Kule. Kra­li­yet aile­si; 1100’lü yıl­la­rın ikin­ci yarı­sın­dan günü­mü­ze yaşa­dı­ğı tüm evre­le­ri ola­bil­di­ğin­ce akta­ran bu saray­dan, 1794’daki yan­gın­dan son­ra Ama­li­en Sarayı’na taşın­mış ve bura­ya bir daha geri dönmemişler.

Bugü­ne gelin­ce… Kra­li­yet ahır­la­rı, muh­te­şem duvar kağıt­la­rı dahil turu­nu­zu tamam­la­dıy­sa­nız; 1900’lü yıl­la­rın hemen başın­da baş­la­yıp 1928’de yeni­den yapı­mı tamam­la­nan bu sara­yın 106 met­re­lik kule­si, kısa bir mola ver­mek için biraz paha­lı da olsa olduk­ça iyi bir seçim. Res­to­ran­dan kral­lı­ğın çift­li­ği­ni izle­ye­bi­lir ya da sade­ce hemen üst­te­ki gözet­le­me kule­si­ne çıkıp etra­fa bir göz atabilirsiniz. 

IMG_8075

Ama­li­en­borg Sara­yı (Kra­li­yet aile­si­nin yan­gın­dan son­ra taşın­dı­ğı ve bugün hala ika­met­gah­la­rı olan konut­lar) ise 1700’lü yıl­lar­da inşaa edi­len, orta­la­rın­da 1771’de dikil­miş Kral V. Frederik’in hey­ke­li­nin bulun­du­ğu 4 ben­zer bina­dan olu­şan baş­ka bir komp­leks yapı. 

VII. Christian’ın Sara­yı / Moltke’nin Sara­yı (Misa­fir­ha­ne ola­rak kul­la­nı­lı­yor ve için­de kra­li­yet geç­mi­şi­ni akta­ran bir müze var), VIII. Christian’ın Sara­yı / Levetzau’nun Sara­yı (Misa­fir­ha­ne ola­rak kul­la­nı­lı­yor), VII Frederik’in Sara­yı / Brockdorff’un Sara­yı (Kra­li­yet aile­si­nin evi), IX. Christian’ın Sara­yı / Schach Sarayı’ndan ( Kra­li­çe ve Prens Consort’un evi) olu­şu­yor.. Bura­da müze­yi ziya­ret ede­bi­lir ve nöbet deği­şim sera­mo­ni­si­ni izle­ye­bi­lir­si­niz. Sanı­rım her gün saat 11:0012:00 civarlarında.

IMG_8451

Kra­li­yet geç­mi­şi ve yaşa­mın­dan kesit­ler için daha detay­lı bir ser­gi gör­mek isti­yor­sa­nız yine hemen mer­kez­de­ki IV. Chris­ti­an tara­fın­dan 17. yüz­yıl­da yapıl­mış olan Rosen­borg Kalesi’ne de uğra­ma­lı­sı­nız. Kar­deş müze gibi düşü­ne­bi­lir­si­niz bu iki­si­ni. 3 gümüş asla­nın bulun­du­ğu Şöval­ye Salo­nu, aynı zaman­da kra­li­yet taç giy­me tören­le­ri­nin yapıl­dı­ğı yer en önem­li bölü­mü kale­nin. Ayrı­ca mum­ya kolek­si­yo­nu ve kra­li­yet özel alan­la­rı ile de görü­le­si. Flo­ra Danica’nın kolek­si­yo­nu ve Vene­ti­an cam kolek­si­yo­nu ise kule oda­la­rın­da. Bura­da yaşa­nan yasak aşk­la­rı ve bu aşk­la­rın hüzün­lü son­la­rı­nı ser­gi­le­nen port­re­ler­de yaka­la­ya­bi­lir misi­niz, bile­mi­yo­rum ama bah­çe­le­re de bir göz atma­lı­sı­nız. Çok yakın­da da Andersen’in meza­rı var, bulun­du­ğu yer­den hala mil­yon­lar­ca çocu­ğa masal­la­rı­nı anlatıyor. 

Saray­lar ve kale­ler bu böl­ge­nin önem­li yapı­la­rı ve yuka­rı­da bah­set­ti­ği­miz üze­re Kopen­hag dışı­na da zaman ayı­ra­bi­lir­se­niz Viking’lerin izle­ri­nin yanı sıra bir­çok sara­yı ve kale­yi de lis­te­ni­ze ala­bi­lir­si­niz. Fre­de­riks­borg Kalesi/Sarayı Kopenhag’ın kuze­yin­de ara­ba ile yak­la­şık 4050 daki­ka­da ula­şa­bi­le­ce­ği­niz bir uzak­lık­ta. 1600’lerde inşa edil­miş ve çok­ça res­to­ras­yon geçir­miş, gerek için­de barın­dır­dı­ğı mil­li tarih müze­si gerek­se barok bah­çe­le­ri ile mut­la­ka görü­le­si yer­ler­den. Bir dönem yaz­lık, bir dönem sürek­li ika­met­gah ola­rak kul­la­nı­lan ve yine unu­tul­ma­yan aşk hika­ye­le­ri­ne, unu­tul­maz eğlence/partilere mekan olmuş Fre­de­riks­berg Kale­si­ne de reh­ber­li tur­lar eşli­ğin­de katı­la­bi­lir­si­niz. Bir diğer görü­le­si yer 15741585 yıl­la­rın­da inşa edi­len Ham­let (Sha­kes­pe­are) ile özdeş­le­şen Kron­borg Kale­si. Ore­sund Boğa­zı­nı kon­tol ede­bil­mek ama­cı ile yapı­mı plan­lan­mış kale­nin. Önce aske­ri kale ve kra­li­yet kul­la­nı­mıı, son­ra yine aşk hika­ye­le­ri ve sür­gün meka­nı, tek­rar aske­ri­ye­nin kul­la­nı­mı ve niha­yet 2000 yılın­da UNESCO’nun Dün­ya Miras­la­rı Lis­te­si­ne gir­me­siy­le de müze­ye dönüş­tü­rü­le­rek tüm bu zaman­la­rı Röne­sans ve Barok yapı­la­rı ile akta­ran bir kale. Balo salo­nu müt­hiş. Boğa­zı, kale­yi ve Malmö’yü anlat­tı­ğım yazım­da bah­set­ti­ğim köp­rü­yü gör­mek için geli­ne­si bir yer. Ve gezi­niz doğ­ru plan­la­nır­sa bir adım öte­si de İsveç. 

IMG_7887

Bu ara­da sizi şehir dışı­na çıkart­tık, yet­me­di bir de ülke dışı­na çıkar­ta­ca­ğız gali­ba ama gez­mek böy­le böy­le bir şey işte; ne başı olu­yor ne sonu. Ney­se, şeh­ri­mi­ze döne­lim biz. Ve bir baş­ka kule­ye göza­ta­lım. (Bu ara­da unut­ma­dan hemen küçü­cük bir not: Şehir yakın­la­rın­da, Fros­lev köyün­de­ki Fros­lev Pri­son Kam­pı­nı da ziya­ret etmek iste­ye­bi­lir­si­niz bu ara­da. Alman işga­li sıra­sın­da kul­la­nı­lan 12.000 kişi­lik bir top­la­ma kam­pı. Şim­di­ler­de ise ulu­sal bir anıt.)

Saray­lar­dan, kale­ler­den son­ra Run­de­ta­arn (Yuvar­lak kule) en etki­le­yi­ci yapı­la­rın­dan biri şeh­rin. 17. yüz­yıl­da, 1061 yılın­da ölen Dani­mar­ka­lı gök­bi­lim­ci Tyc­ho Brahe’nin çalış­ma­la­rı­nı, mira­sı­nı devam ettir­mek için onun anı­sı­na inşa edil­miş ve Avrupa’nın en eski göz­le­me­vi imiş bu kule. Artık ama­tör göz­lem­ci­ler ve ziya­ret­çi­ler için kul­la­nı­lı­yor. Yak­la­şık 209 met­re tır­man­ma­yı göze alır­sa­nız, 36 met­re yük­sek­ten Kopenhag’ın man­za­ra­sı­nı da izle­ye­bi­lir­si­niz. Emin olun mate­ma­tik­sel bir hata yok, bel­ki en çok bir met­re, o da tır­ma­na­ca­ğı­nız yol açısından.

Hemen son­ra­sın­da eski lima­na göz atmak ve bura­da bir mola ver­mek iste­ye­bi­lir­si­niz. Bu eski­nin en işlek liman­la­rın­dan biri, bugü­nün çoğu 1600’lerin son­la­rın­dan kal­ma iske­le­ye sıra­lan­mış evle­ri, res­to­ran­la­rı ile tam bir din­len­ce yeri. Eğer şans­lıy­sa­nız mut­la­ka bir müzik fes­ti­va­li­ne rast­la­ma­nız ola­sı bura­da, özel­lik­le yaz ayla­rın­da. O olmaz­sa sokak kon­ser­le­ri ve olmaz­sa olmaz her yer­de caz.

IMG_7921

Lima­nın en eski bina­sı yapıl­dı­ğı gün­den bu yana hiç bir deği­şik­li­ğe uğra­ma­dan bugü­ne gelen 1681’de inşaa edil­miş 9 numa­ra­lı evmiş. Hans Chris­ti­an Andersen’in evi de bura­lar­da, 20 numa­ra­da. 67 ve 18 numa­ra­lı evler­de de yaşa­mış. Andersen’ın bir masal kah­ra­ma­nı bugün Kopenhag’ın sim­ge­si: Küçük Deniz Kızı Hey­ke­li. Masal, kara­da yaşa­yan genç ve yakı­şık­lı prens için her şey­den vaz­ge­çen deniz kızı­nı anla­tı­yor. Masa­lın sah­ne­len­di­ği bir tiyat­ro, oyu­nu can­lan­dı­ran bale­rin­ler, balet­ler, oyo­nu sey­re­den ve hay­ran kalan Carl Jacob­sen (Bira yapım­cı­sı bir vatan­daş), bu vatan­da­şın hey­kel­tı­raş olan Edvard Erikson’u deniz­kı­zı­nın hey­ke­li­ni yap­ma­sı için görev­len­dir­me­si ve son­ra şeh­re hedi­ye edil­me­si. Yani esin­le­nil­di­ği kadar masa­lım­sı bir hika­ye­si var bu deniz kızı­nın da. Bir­çok kez tah­rip olmuş ancak her defa­sın­da ona­rıl­mış. Suyun kena­rın­da ses­siz sakin pren­si­ni bek­ler durur. 

Şeh­rin bir diğer sim­ge­si de Siyah Elmas diye anı­lan lima­nı­da­ki kra­li­yet kütüp­ha­ne­si. İlk 1684 yılın­da Kral Fre­de­rick’ in emriy­le kurul­muş bu kütüp­ha­ne ve 1793 yılın­da da hal­kın kul­la­nı­mı­na açıl­mış. Bugün 4 bina­da hiz­met veri­yor. Bazı bölüm­le­ri de ser­gi­ler ve kon­fe­rans­lar için kullanıyorlar.

IMG_7832-Amalien

Şehir­de­ki çeşit­li hey­kel­ler­le, çeş­me­ler­le zen­gin­leş­ti­ril­miş sokak­lar, cad­de­le­rin yanı sıra hem yerel hal­kın hem turist­le­rin her fır­sat­ta git­tik­le­ri park­lar ve bah­çe­le­re de biraz zaman ayır­ma­lı­sı­nız ben­ce. Kral Par­kı, bota­nik ya da hay­va­nat bah­çe­si ve Tivo­li bah­çe­le­ri her anlam­da çok zen­gin ve suna­cak hep daha çok şey­le­ri var gibi. En popü­le­ri olan Tivo­li, özgün mima­ri­si ve eğlen­ce par­kı ile 1843 yılın­dan bu yana hiz­met veri­yor. Yaz süre­sin­ce haf­ta son­la­rı muh­te­şem kon­ser­ler için de mekan ola­rak kul­la­nı­lı­yor bura­sı. Ya da bel­ki Bakken’e de bir uğra­mak ister­si­niz. Jægers­borg Dyrehave’ın orta­sın­da konum­lan­mış nos­tal­jik sunum­lar­la en eski eğen­ce par­kı. Veya Ulu­sal Akvar­yu­mun suna­cak­la­rı­nı da kaçır­mak iste­me­ye­bi­lir­si­niz. Ger­çek­ten çok etki­le­yi­ci bir yer. Zama­nı­nız var­sa gidil­me­si­ni öne­re­ce­ğim yerlerden.

IMG_Marmorkirken

Biraz eğle­nip biraz din­len­dik­ten son­ra Dani­mar­ka Tasa­rım Müze­si, Dani­mar­ka Ulu­sal Gale­ri­si, Ny Carls­berg Glyp­to­tek, Açık Hava Müze­si, Lou­isi­ana Modern Sanat Müze­si, Zoolo­ji Müze­si ( Dani­mar­ka Doğa Tari­hi Müze­si), Jeolo­ji Müze­si (Dani­mar­ka Doğal Tarih Müze­si), ARKEN Modern Sanat Müze­si dahil olmak üze­re şehir­de, kuze­yin­de güne­yin­de, biraz için­de biraz dışın­da görü­le­si yer­ler sizi bek­li­yor ola­cak. İlgi alan­la­rı­na göre hep­si de olduk­ça tat­min edi­ci. Tabii bun­la­rın yanı sıra mima­ri tek­nik­le­ri ve çan­la­rı ile şeh­re kat­kı­lı ama işlev­sel­li­ği açı­sın­dan pek emin ola­ma­dı­ğım din­sel yapı­la­ra da kısa­ca bir göz atmak ister­se­niz; Mer­mer Kili­se, Rus Orto­doks Kili­se­si, Roma Kato­lik Kili­se­si bu anlam­da şeh­rin önem­li yapı­la­rın­dan. Ve diğer görü­le­si bina­lar Eski Bor­sa bina­sı, Dani­mar­ka Kra­li­yet Tiyat­ro­su ve aslın­da şeh­rin tamamı.

IMG_Rundetarn

Tüm bun­lar­dan son­ra biraz alış­ve­riş­se ter­ci­hi­niz; dün­ya­nın en uzun yaya cad­de­le­rin­den biri olan Stroget’ye doğ­ru uza­na­bi­lir ya da gezin­ti ve alış­ve­riş cad­de­si Pistolstra’den baş­la­ya­bi­lir­si­niz dolaş­ma­ya. Veya gece­ye sark­mış­sa zaman, Ves­terb­ro bir alter­na­tif ola­bi­lir size. 

Alter­na­tif der­ken.. Bek­li de Christiania’ya git­me­li­si­niz. Kopenhagen’in içe­ri­sin­de ken­di bay­rak­la­rı ve ken­di kural­la­rı olan özerk bir böl­ge. Alter­na­tif yaşa­mın açık bir örne­ği. Orga­nik tarım ile uğra­şıp komün haya­tı yaşı­yor­lar. Giriş­te fotog­raf çek­miş­tim ama hemen uya­rıl­dım, fotog­raf yasak­mış. Böl­ge­yi gezip bir şey­ler yiyip içmek ve göz­lem­le­mek ve hat­ta biraz soh­bet­le­mek ente­re­san bir dene­yim ola­bi­lir. Fark­lı düşü­nen­ler olsa da ben hiç güven­siz his­set­me­dim ken­di­mi ora­da. Kopenhag’da ise­niz bura­yı da mut­la­ka ziye­ret etme­li­si­niz bence.

Her nere­sin­de ve her ne yapı­yor olsa­nız da mut­lu ola­ca­ğı­nız bir şehir kısa­ca­sı Kopen­hag. Key­fi­ni çıkarın.

Yol­la­rı­mız hep açık olsun.

İlgili Haberler

Leave a Comment