GASTROENTERELOJİ / KASIM 2015
Birçok gereksiz karaciğer biyopsisinini engelleyebilen Fibroscan, son yıllarda tüm dünyada yaygın olarak kullanılılıyor. Fransa menşeli bu teknoloji, 2013 yılında FDA’dan (Amerikan Gıda ve İlaç Dairesi) da onay aldı. Dünya genelinde 4 binin üzerinde Fibroscan hastalara hizmet veriyor. Fransa’da 300, İngiltere’de 180, İspanya’da 160, Rusya’da 150, İtalya’da 100’ün üzerinde bulunan bu tıbbi cihazdan Türkiye’de sadece 8 adet var. Örneğin nüfusu yaklaşık 15 milyon olan İstanbul’da bu cihaz sadece tek bir kamu kuruluşunda bulunuyor. Ses dalgaları kullanarak yağlanmanın düzeyini ultrasondan çok daha hassas bir şekilde ve sayısal bir sonuçla verme özelliğine sahip bu cihaz karaciğer sertleşme miktarını da ölçüyor. Böylece karaciğer hasarı ortaya konularak biyopsinin neden olabileceği komplikasyonları engelliyor, beş dakikada sonuç veriyor. Ülkemizde bu teknolojiyi kullanan öncü sağlık kuruluşu olan Marmara Üniveristesi Gastroenteroloji Enstitüsü’nden Doç. Dr. Yusuf Yılmaz, cihazın yaygın kullanımı ile biyopsinin neden olduğu riskler ortadan kaldırılırken maliyetin de ciddi bir biçimde düşeceğini vurguluyor.
Fibroscan nedir?
FibroScan karaciğerin sertliğini (esnekliğini) vücuda herhangi bir müdahale yapmaksızın hızlı, ağrısız ve zahmetsiz bir şekilde ultrason dalgaları kullanarak kısa sürede ölçen ileri teknolojili yeni bir tıbbi cihazdır. Özel tarayıcı uçları yardımıyla karaciğerin sertlik derecesini ölçerek karaciğer hasarını (özellikle ileri evre fibrozisi) yüksek bir doğrulukla tahmin eder. FibroScan cihazı karaciğer biyopsisi ile alınabilen dokunun en az 100 katı büyüklüğünde bir karaciğer alanını inceler. Marmara Üniversitesi Gastroenteroloji Enstitüsü en gelişmiş modeldeki cihaza (FibroScan® 502 touch) tüm ekipmanlarıyla birlikte (CAP, S‑prob, M prob, XL prob) sahip Türkiye’deki ilk ve tek sağlık kuruluşudur.
Fibroscan karaciğerin durumuyla ilgili hangi bilgileri verebiliyor?
Kronik karaciğer hastalıkları (Hepatit B, Hepatit C, yağlı karaciğer hastalıkları, ilaç kullanımına bağlı hepatitler ve diğer karaciğer hastalıkları) karaciğerde zamanla hasara yol açabilirler, hasar zamanla karaciğer dokusunda nedbeler bırakır (fibrozis). Fibrozis ilerledikçe karaciğer daha çok sertleşir. Fibrozisin son evrede olması siroz anlamına gelir. Fibroscan karaciğer sertliğini ölçerek karaciğerin fibrozis evresini tahmin eder.
CAP özelliği bulunan cihazlar karaciğer içindeki yağlanma miktarını ultrasondan çok daha hassas bir biçimde ve sayısal olarak saptar. CAP tercihe bağlı bir özelliktir, her cihazda bulunmayabilir. Biz CAP özelliği olan bir cihaz kullanıyoruz.
Hangi durumlarda kullanılması tavsiye ediliyor?
Karaciğerin durumunu en doğru biçimde değerlendiren yöntem karaciğer biyopsisidir. Ancak ağrılı olması ve zaman zaman ciddi komplikasyonlara (kanama gibi) yol açabilmesi nedeniyle hastalarda çekince yaratabilmektedir. Fibroscan birçok hastalıkda tanı için gereksiz biyopsi yapılmasını engelleyebilir, pek çok hastalıkta tedavi etkinliğini izlemede kullanılabilir. Karaciğer hastalığının seyri hekimce belirlenen aralıklarla Fibroscan yapılarak ağrısız, sızısız bir şekilde takip edilebilir (tekrarlı biyopsiler ile takip akılcı ve uygun değildir). Ancak Fibroscan yapılmış olması biyopsi gerekliliğini her zaman ortadan kaldırmaz.
Fibroscan kullanımının en yararlı olduğu hastalıklardan biri de nonalkolik karaciğer yağlanması (NAFLD)’dır. NAFLD oldukça sık görülen (toplumda ortalama %25) bir karaciğer hastalığıdır. Genellikle tesadüfen ultrasonda yağlanma saptanmasıyla karşımıza çıkar. NAFLD’ın ilerleyici şekli olan steatohepatit (NASH)’de ise genellikle karaciğer enzimleri (AST, ALT) hafifçe yükselmiştir. NASH’e fibrozis eşlik edebilir ve bu hastaların % 10–20’sinde 10 yıllık süre içinde fibrozisdeki ilerlemeyle siroz gelişebilir. Normal görüntüleme yöntemleri (ultrason, tomografi, MR) yağlı karaciğer hastalarındaki fibrozisi saptayamaz. Oysa fibrozisin erken dönemde saptanması siroz riski taşıyan kimselerin belirlenmesi ve diyet, eksersiz gibi gerekli önlemlerin alınması bakımından önem taşır. Fibrozisin kesin tanısı ancak karaciğer biyopsisi ile konur, işte bu nedenle oldukça sık görülen karaciğer yağlanmasında siroz öncüsü olabilecek ileri evredeki fibrozisin saptamak için hastaların Fibroscan ile taranması büyük önem taşımaktadır. Bu yöntem karaciğer yağlanmasının diyet, egzersiz ve diğer tedavilerle ne kadar düzeldiğini de göstermede de faydalıdır.
Ülkemizde kronik hepatit C’nin tedavisinin başlanması için karaciğer biyopsisi zorunlu değildir. Ancak tedavi öncesinde karaciğerdeki hasarın(fibrozis evresinin) bilinmesi, tedaviyle ne kadar düzelme gözlendiğinin ortaya konması akılcı bir yaklaşımdır. Kronik hepatit C’si olan hastaların bazılarında hastalık ileri evrededir, bu durum kan tahlilleri ve ultrasonla anlaşılmayabilir. Şuan ülkemizde geri ödeme kapsamında olmayan ancak tedavi başarı oranı %95–100 arasında olan ilaçların hangi hastalara bekletilmeden verilmesi gerektiği Fibroscan cihazı ile ortaya konabilir.
Hepatit B ülkemizde en sık görülen kronik viral hepatitdir. Şuan ülkemizde bu hastalığa tedavi başlanması için ne yazıkki biyopsi zorunlu tutulmaktadır(sirozu olanlar hariç). Biyopsi yapılmış dahi olsa biyopsi ile aynı anda Fibroscan yapılması, ve takipte tedavinin karaciğeri ne kadar düzelttiğinin Fibroscan ile bilinmesi oldukça faydalıdır. Bir kısım hepatit B’li hastalarda karaciğer testleri normal olmasına rağmen HBVDNA düzeyleri yüksek olabilmektedir, bu hastalara biyopsi yapıldığında genellikle ciddi karaciğer hasarı çıkmadığından bu hastalar tedavi alamamaktadır, Fibroscan bu hastalarda normal sonuç gösteriyorsa biyopsi yapılmasına gerek olmayabilir, böylece hasta gereksiz biyopsi olmaktan kurtulabilir. Aksine Fibroscan ciddi hasar gösteriyorsa sadece bu hastalrda biyopsi yapılması teşvik edillebilir.
Psöriazis (Sedef) hastalığı, romatoid artrit gibi hastalıklarda metotrexate oldukça etkili ve çok ucuz bir ilaçtır. Ancak bu ilaç uzun süreli kullanımda karaciğerde hasara yol açıp siroza neden olabilir. İlaç ciddi hasar şüphesinde kesilmeyi gerektirir. Ancak bu durum biyopsi yapılmadan anlaşılamaz. Fibroscan biyopsi yapmadan bu hasarı ortaya koyabilme potansiyeline sahiptir.
Herhangi bir riski var mıdır?
Fibroscan muayenesi ağrısız ve vücuda herhangi bir müdahale gerektirmeyen ultrason gibi bir işlemdir. Ölçüm esnasında sadece ses dalgalarının titreşimi hissedilebilir. Fibroscan hastalar tarafından yaptırılması çok kolay bir işlem olarak tariflenmektedir.
Her hastaya yapılabilir mi?
İşlemin gebelerde, asiti (karnında sıvı) olanlarda, vücudunda tıbbi cihaz taşıyanlarda (kalp pili, elektroşok cihazı gibi) yapılması tavsiye edilmez. Fibroscan ile ölçüm bazı kişilerde (kaburga aralıklarında darlık, şişmanlık gibi) her şeye rağmen başarısız olabilir (%5). Üretici firmanın geliştirdiği yeni bir tarayıcı uçla (XL prob ) şişman kimselerdeki ölçümün başarısı artmıştır. Kurumumuzda XL prob bulunmaktadır.
İşlem nasıl yapılır, ne kadar sürer?
İnceleme yapılacak kimse sağ eli başının arkasına gelecek şekilde sırtüstü yatırılır. Cihazın tarayıcı ucu bir jel ile sıvanıp göğüs kafesinin sağ alt kısmındaki kaburgaların arasından cilde temas ettirilerek çeşitli sayıda ölçümler alınır. Bu sırada hiçbir şekilde ağrı hissedilmez, sadece ses dalgalarının varlığı anlaşılabilir. İşlem süresi ortalama 5 dakikadır. İşlemden sonra sonuç hemen verilir. İşlemden önce herhangi bir hazırlığa gerek yoktur , ancak 2 saat öncesinden itibaren yemek yememeniz önerilir, su içebilirsiniz.
Sonuçlar nasıl yorumlanır?
Raporda karaciğer sertliği ölçümü 1,5−75 kPa arasında, CAP ölçümü ise (yağlanmayı gösterir) 100–400 dB/m arasında değişen bir değer olarak bildirilecektir. Elde edilen değerler mutlaka karaciğer hastalıklarında tecrübeli bir hekim tarafından hastanın tıbbi hikayesi, laboratuar bulguları, ölçüm işleminin kalitesi (geçerli ölçüm sayısı, başarı oranı, IQR/M oranı) ve karaciğer sertliğini etkilediği bilinen diğer faktörlerin potansiyel varlığı dikkate alınarak yorumlanmalıdır.
Hastalar Fibroscan için nasıl randevu alabilir?
Marmara Üniversitesi Gastroenteroloji Enstitüsü’nün 0 533 616 11 65- 0 216 421 40 01 no’lu telefonlardan Fibroscan için randevu alabilirler. Randevuya ellerinde bulunan tüm tetkik sonuçlarla gelmeleri önerilir.
5 DİYABET HASTASINDAN BİRİNDE CİDDİ HASAR VAR
Doç. Dr. Yusuf Yılmaz, Fibroscan’ı sadece tanıda kullanmıyor. O ve ekibi, bu cihazla elde ettikleri veriler ışığında bilimsel çalışmalara da imza atıyor. Uluslararası bilim dergilerinde yayınlanan bu araştırmalara, son olarak diyabet hastaları üzerinde yaptıkları çalışma eklendi. Bu çalışmanın ön verilerinde, diyabetik hastaların beşte birinde ileri evre fibrozis (ciddi hasar) saptandı. Ulusal Gastroenteroloji Kongresi’nde sunulacak çalışmanın detayları bilimsel camiada merakla bekleniyor.
Doç. Dr. Yusuf Yılmaz kimdir?
İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa Tıp Fakültesi’nde eğitimini 2002 yılında ‘tıp doktoru’ ünvanını alan Dr Yusuf Yılmaz İç Hastalıkları ve Gastroenteroloji uzmanlığını aldıktan sonra 2011 yılında Doçent oldu. Dr. Yusuf Yılmaz’ın uluslararası dergilerde 120’nin üzerinde bilimsel yayını bulunmaktadır. Türkiye’deki bilim insanlarını değerlendiren uluslararası bir kuruluşta (webometrics) Yusuf Yılmaz, Türkiye’deki tüm bilim insanları içerisinde (sadece tıp değil) 223. sıraya (h indeks 25, citaton:1770) bu genç yaşında erişme başarısını yakalamıştır.