
GASTROENTEROLOJİ / TEMMUZ 2016
Kabızlık şişkinliğe yol açan, rahatsızlık verici bir problemdir. Stres, hareketsiz yaşam, bazı ilaç türleri ya da beslenme biçimi gibi farklı nedenler kabızlığa yol açıyor. Anadolu Sağlık Merkezi Gastroenteroloji Uzmanları Prof. Dr. Melih Özel ve Doç. Dr. Murat Gürsoy, bağırsak fonksiyon bozuklukları arasında en yaygın görülenler arasında yer alan kabızlığın, tanımı ile ilgili belirsizlikler ve hastalığın teşhisi, tedavisi ve önlenmesi ile ilgili zorluklar ve uygulama ile yaklaşım farklılıkları nedeniyle çok önemli bir klinik durum olduğunu belirtiyorlar. Kabızlığın önemli bir “hastalık” olduğunu vurgulayan Dr. Özel ve Dr. Gürsoy, “Kabızlık Polikliniği’nde, hastalarımızın güncel bilgiler ışığında doğru bir şekilde yönlendirilmesine ve tedavilerine olanak sağlıyoruz” diyorlar.
TANSİYON İLACI DA KABIZLIĞA NEDEN OLUYOR
Kabızlık, dışkılama zorluğu olarak tanımlanabilir. Bu tanım içerisinde dört ana kavram bir arada ya da ayrı ayrı yer alır: Dışkının çok sert olması, çok az olması, zorlanarak çıkarılması ve sıklığının azalması. Genel olarak, haftalık dışkılama sayısının üçten az olması durumunda kabızlıktan söz edilebileceğini belirten Prof. Dr. Melih Özel “Kabızlık genel olarak sindirim sistemi hastalıklarının bir sonucu olarak oluşabileceği gibi, diyet alışkanlıklarındaki anormallikler ve bazı ilaçların yan etkisi olarak da gelişebilmektedir. Polikliniğimizde yaşınız, belirti ve bulgularınız, ve bireysel özellikleriniz değerlendirilerek yapılması gereken testler konusunda bir karar verilir. Bu amaçla kullanılabilecek muayene ve test yöntemleri her hastaya gerekmeyebilir. İleri yaş, cinsiyet (kadınlarda daha sık görüyoruz), yetersiz sıvı tüketimi, lif bakımından fakir diyet ile beslenme, fiziksel aktivite azlığı ve belirli bazı ilaçların kullanımı (sedatifler, narkotikler, hipertansiyon ilaçları vb.) kronik kabızlıkta başlıca risk faktörleridir” açıklamasında bulunuyor.

Kabızlık Polikliniği’nde kabızlıktan yakınan hastaların multidisipliner bir şekilde değerlendirildiklerini söyleyen Özel “Hastalarımız Radyoloji, Biyokimya, Mikrobiyoloji bölümleri başta olak üzere ilgili diğer kliniklerin de desteği ve işbirliğiye değerlendiriliyorlar. Hastalarımızın özel durumları da dikkate alınarak, daha detaylı inceleme ve tedaviler gerekli olduğunda Diyet ve Beslenme, Psikiyatri, İç Hastalıkları, Endokrinoloji, Nefroloji, Genel Cerrahi, Kadın Hastalıkları ve Doğum ve Üroloji bölümlerimizin de devreye girmesi ile oluşan geniş bir ekiple hastalarımıza hizmet veriyoruz” şeklinde konuştu.
Kabızlığın çözümü olan bir sorun olduğunu ve çoğu zaman işlevsel bir durum olduğunu vurgulayan Gastroenteroloji Uzmanı Doç. Dr. Murat Gürsoy “Eğer dışkılama alışkanlığında yeni başlayan ya da kişiye göre normal olmayan değişiklikler oluştuysa, üç günden uzun süre boyunca dışkılama gerçekleşmediyse, rahatsızlık arada bir olmaktayken üç haftadan uzun sürdüyse, şiddetli ağrı, kanama, halsizlik, yorgunluk, kilo kaybı ya da ateş gibi belirtiler varsa mutlaka bir gastroenterolog tarafından muayene edilmelidir” önerisinde bulundu.
TUVALET İHTİYACI ERTELENMEMELİ
Diyet önlemleri (sebze ve meyve bakımından zengin beslenme, lif bakımından zengin beslenme) ve çok miktarda sıvı tüketilmesinin, kabızlığı önlemek için yararlı olabileceğini aktaran Prof. Dr. Melih Özel “Tuvalet ihtiyacının ertelenmemesi ve günün belli saatlerinde belirli bir sürenin tuvalet ihtiyacı için ayrılması önemlidir. Kabızlığın tedavisi ile ilgili seçenekler, kabızlığın sebebine göre belirlenir. Genel olarak ilk önerilecek önlem, tüketilen lif ve su miktarının artırılmasıdır. Lif bakımından zengin beslenme ve bol sıvı alınması, günün belirli zamanlarında tuvalete gidilmesi, yeterli fiziksel aktivite yapılması kabızlığın önlenmesi açısından önem taşır. Bu önlemlerin yeterli olmaması durumunda ya da tetkiklerin sonunda elde edilecek verilere ve bilgilere göre, çeşitli diyet ve ilaçlar ile egzersizlerden oluşan tedavi yaklaşımları üzerinde durulmaktadır” açıklamasında bulundu.
Kabızlığın nedenleri
• Yaşam biçimi (egzersiz eksikliği gibi) ve diyet alışkanlığı bozuklukları
• Kolon ya da rektumda darlık ya da tıkanıklık
• Kolon ya da rektum çevresindeki sinirlere ait anormallikler
• Dışkılamada rol oynayan adalelere ait işlev bozuklukları
• Hormonal hastalıklar ve değişiklikler (şeker hastalığı, tiroid hastalıkları vb.)