TEMMUZ 2016
“Mannen Som Elsket Yngve” Norveçli yazar Tore Renberg’in aynı adlı romanından uyarlanmış müzikleri, sadeliği ve gerçekçiliği ile dikkat çeken bir gençlik filmi
“Tamam. Burası Avrupa ya da Rusya değil. Savaşta veya terör tehdidi altında da değil. Hiç kimsenin iPod’u yok. Cep telefonları, internet… Bütün bunlar sadece bilim kurgu.
Yıl 1989. Buna Avrupa Ekonomik Topluluğu deniyor ve ben bundan nefret ediyorum. Buna Sovyetler Birliği deniyor, Soğuk Savaş ve Maggie Thatcher deniyor… Petrolü keşfettik ve artık zenginiz. İnsanlar burada pembe ceketleri ve permalı saçlarıyla yürüyorlar ve berbat bir müzik dinliyorlar.
…
Ben bunu hak etmek için ne yaptım? Etrafımdaki her şey tam bir saçmalık! Bütün kızlar Amerika’ya gidecekler ve ‘au pair’ olacaklar. ‘Çok eğlenceli olacak!’ ‘Au pair’ de ne?!
Hiç arkadaşım yok ve henüz hiç kimseyle birlikte olmadım. Neden burada olduğumu anlamakta ciddi güçlük çekiyorum. Benim adım Jarle Klepp ve bir hayata ihtiyacım var.”
Jarle Klepp filmin başında seyirciye böyle sesleniyor.
“Ygnve’yi Seven Adam” 2008’de gösterime girmiş bir Norveç filmi. Tore Renberg’in aynı adlı romanından uyarlanan filmin senaryosu da yine kendisi tarafından yazılmış.
Film, 1989 yılında, Stavenger’de geçiyor. Filmin arka planında Avrupa’daki başarısız komünizm denemesi, ön planında ise aşağı yukarı istediği her şeye sahip Jarle Klepp isimli bir lise öğrencisini izliyoruz. Jarle’nin ideallerini paylaştığı iyi bir dostu, güzel bir kız arkadaşı ve bir müzik grubu var. Onun bu mükemmel görünen hayatı Yngve isimli yeni bir öğrencinin okula gelmesiyle altüst oluyor.
Gençlik çoğu insan için bir grup çalışmasıdır. Etrafınızda en çok insanın olduğu, yalnız bir şeyler yapmanın sıkıcı geldiği, neredeyse her türlü etkinlikten bir grubun içinde olunduğu sürece zevk alındığı bir dönem. Bizi şekillendiren de o grubun içindeki arkadaşlarımız, onların düşünceleri ve davranışlarıdır. Kendimizi o gruba ait hissederiz. O “grubuzdur”. An gelip de bir şekilde dışarıda bambaşka dünyaların olduğunu keşfettiğimizde ve onların da hiç fena olmadığını düşündüğümüzde yalnız kalırız. Jarle de Yngve’yi keşfettiği anda kız arkadaşından, yakın dostu Helge’den, Helge’nin ona benimsettiği ideolojilerden ve kısa bir zaman önce dünyasının merkezine koymuş olduğu müzik grubundan uzaklaşmaya başlar. Kendi kişiliğini kurarken, sahip olduğu, alıştığı hayatı kaybetmeye, yani büyümeye başlar. Ancak içinde, “gruptan atılma”, yalnız kalma korkusuyla giderek hırçınlaşan ergenliğiyle de savaş içindedir. Birden bomboş bir sayfanın ortasında yapmak istemediği birçok seçimle baş başa kalır. Sevdiği kişi Yngve’dir ama sevmesi gerektiğine inandığı kişi kız arkadaşı. Kimsenin Ygnve’yi sevdiğini bilmesini istemez, hisleriyle başa çıkmaya onları sindirmeye çalışır, başarısız olduğunda gittiği yer yine Ygnve’nin yanıdır. Kendisiyle baş edemeyişinin acısını Ygnve’den çıkarır. Kendi rengini bulmaya çalışırken, Ygnve’nin elindeki bütün renkleri almıştır. Sonunda geride sadece Jarle kalır, bir zamanlar ait olduğunu sandığı arkadaş grubuyla çıktığı yolda bir otobüsün arkasında tek başına ilerlemektedir artık. Ne bir grubu, ne bir arkadaşı, ne de bir kız arkadaşı vardır artık, ama yine de yola devam edebiliyordur. Daha pişman, daha az genç ve daha çok yetişkin olarak.
Eğer filmi izledikten sonra Jarle Klepp karakterini sevdiyseniz Jeg Reiser Alene2 (2011) filminde yıllar sonra baba olduğunu öğrenen 25 yaşında bir edebiyat öğrencisi olarak, Kompani Orheim’da (2012) ise babasının ölüm haberini almasının ardından çocukluğuna dönen bir adam olarak kendisini tekrar izleyebilirsiniz.
1 Yngve’yi Seven Adam
2 Yalnız seyahat ederim