FARMAKOLOJİ / KASIM 2015
ABD’de çok önemli bir ilaç araştırma grubunun içinde olan Metropol Üniversitesi Tıbbi Farmakoloji Anabilim Dalı Başkanı Yrd. Doç. Dr. Mustafa Güzel, Türkiye’de artık sanayicinin elini taşın altına koyması gerektiğini belirterek, “İlacın filmini değil, bilimini yapmalıyız” dedi. Güzel, risk alınması gerektiğini ifade ederken, bir ilaçla 20 yıllık cari açığın kapatılabileceğine dikkat çekti.
Bu yıl üçüncüsü düzenlenen Uluslararası İlaç Tasarım Kongresi’nde (BAU Drug Design Congress 2015) Türkiye’nin ilaç geliştirme konusunda uzmanlaşmış bilim insanları, yeni nesil ilaçların bilgisayar destekli çalışmalarla araştırılıp geliştirildiği, yakın bir gelecekte daha fazla ilacın daha kısa sürede, daha az maliyetle piyasada olabileceği müjdesini verdi.
HAFTADA 7 MİLYON MOLEKÜL TARANABİLİYOR
Bahçeşehir Üniversitesi Tıp Fakültesi Biyofizik Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Doç. Dr. Serdar Durdağı, ilaç keşiflerini daha kısa sürede gerçekleştirmek için yapılan multifonksiyonel ilaç çalışmaları ve sanal taramaların yeni tedavilere ulaşmayı kolaylaştıracağını ifade etti.
Bilgisayar destekli araştırmalarla, geleneksel yöntemlerle yıllarca süren çalışmaların günümüzde birkaç haftaya indiğini anlatan Doç. Dr. Durdağı, “Normalde milyonlarca molekülün test edilebilmesi için bir insan ömrü yetmezken artık haftada 7 milyon molekül taranabilir hale geldi. Bilgisayar üzerinden yapılan ilaç tasarımı çalışmaları ilaç Ar-Ge’sindeki bu zorlu süreçleri 2–3 haftaya düşürüyor” dedi.
KARDİYOVASKÜLER YAN ETKİLER ARAŞTIRILIYOR
Son yıllarda piyasaya sürülen pek çok yeni nesil hipertansiyon, kalp, grip ve göz ilacının keşfinde bilgisayar destekli ilaç tasarımından faydalanıldığına dikkat çeken Durdağı, sanal taramaların ilaçların yan etkilerinin incelenmesinde de kullanıldığını söyledi. Durdağı, “Milyonlarca dolara mal olan mevcut ilaçların piyasadan çekilmesindeki en önemli sebeplerden biri, kalp-damar sağlığı üzerindeki olumsuz etkileridir. Bilgisayar destekli ilaç tasarım çalışmaları ile yapılan sanal taramalarda aday ilaçların molekülleri, henüz ilaç haline gelmeden kardiyovasküler yan etkileri açısından da incelenerek kalp üzerinde olumsuz etki yapmayan ya da riski az olan bileşikler seçilebiliyor” diye konuştu.
NADİR KANSER İÇİN GELİŞTİRİLEN İLAÇ PROSTAT KANSERİNDE UMUT OLUYOR
ABD’de kanser üzerine araştırmlarını sürdüren Georgetown Üniversitesi Tıp Fakültesi Onkoloji Departmanı’ndan Prof. Dr. Aykut Üren de, kemik tümörleri ve klinik çalışmalarını sürdürdüğü ilaç araştırmaları hakkında bilgi verdi. “Yetim hastalıklar” olarak adlandırılan nadir görülen kanser türlerine yönelik yürüttükleri ilaç geliştirme çalışmalarını anlatan Prof. Dr. Üren, çalışma arkadaşları ile birlikte geliştirdikleri ilaçlardan birinin önümüzdeki 6 ay içinde hastalar üzerinde denenmeye başlanacağını vurgulayarak, şöyle konuştu: “Bazı kanser türlerinde bulunan ve onları normal hücrelerden ayıran özelliklerini hedefleyen bu yeni nesil ilaç, öncelikle çocuklarda görülen bir tür kemik ve yumuşak doku tümöründe denenecek. Sonuçların başarılı olması durumunda aynı ilacın prostat kanserinde de kullanılması ve aynı yaklaşımın diğer kanser türlerinde de uygulanması mümkün olacak.”
Nadir hastalıklar söz konusu olduğunda yapılacak araştırmaların maliyetleri yüksek, kazançları çok az olacağından ilaç firmalarından destek alamadıklarını, çalışmalarını devletten ve hasta yakınlarından aldıkları destekle yürüttüklerini anlatan Üren, “Yakınlarını bu hastalıklardan kaybetmiş varlıklı ailelerden büyük destek görüyoruz” dedi.
“SANAYİCİ ELİNİ TAŞIN ALTINA KOYSUN”
Metropol Üniversitesi Tıbbi Farmakoloji ABD Başkanı Yrd. Doç. Dr. Mustafa Güzel ise, halen tedavisi olmayan, herhangi bir ilaç geliştirilmemiş kanser, Alzheimer, MS ve ALS gibi önemli hastalıklar üzerinde çalıştıklarını belirterek, bu hastalıklara karşı ilaç keşiflerinde gelinen nokta ve sürdürdüğü çalışmalarla ilgili önemli açıklamalar yaptı. Birçok kanser ilacının patentine imza atmış olan Güzel, ülkemizde de artık kanser için yeni ilaç çalışmalarının yapılması gerektiğini vurguladı.
Türkiye’de ilaç üretilmesinin önünde mazeretler olamayacağını ifade eden Güzel, “Eskiden destek yoktu, şimdi TÜBİTAK destek veriyor. Sanayici her şeyi devletten beklememeli, elini taşın altına sokmalı. Devlet de sanayicicin ve akademisyenlerin önünü açmalı. Kopya çekmemeliyiz, artık filmini değil, bilimini yapmalıyız. Bunun zaman alacağı ve meşakkatli bir süreç olacağı da bilinmeli ve kabul edilmeli. Riski de ödülü de olan bu süreç sonunda bir ilaçla 20 yıllık cari açığı kapatabilirsiniz” diye konuştu.
MÜJDELİ HABERLER DE VAR
ABD’de yürütülen araştırmaların sonuçlarını da paylaşan Güzel, müjdeli haberler verdi. Yeni bir Alzheimer ilacının denendiğini, üç ayrı diyabet ilacının da FAZ II B aşamasına geldiğini söyleyen Güzel, “Özellikle kanserin metabolik bir hastalık olarak değerlendirilebileceği üzerinde duruluyor. Kanser ile şeker arasındaki ilişkiyi araştırıyoruz. Bu doğrultuda geliştirdiğimiz bir ilacın klinik araştırmaları devam ediyor” dedi.