Hiperlipidemi tedavisinde bilgilerinizi güncelleyin

batur
Prof. Dr. Mus­ta­fa Kemal Batur

KOLES­TE­ROL / EKİM 2015

Acı­ba­dem Ada­na Has­ta­ne­si ve Acı­ba­dem Üni­vi­ver­si­te­si Tıp Fakül­te­si Kar­di­yo­lo­ji Ana­bi­lim Dalı Öğre­tim Üye­si Prof. Dr. Mus­ta­fa Kemal Batur, hiper­li­pi­de­mi­ye en yeni yak­la­şım­la­rı ve teda­vi yön­tem­le­ri­ni anlattı. 

Kan yağ­la­rı yük­sek­li­ği­nin kalp sağ­lı­ğı üze­rin­de­ki etki­le­ri nelerdir?

Hipert­rig­li­se­ri­de­mi, küçük yoğun LDL par­ti­kül­le­ri­nin artı­şı, HDL koles­te­rol düze­yi­nin azal­ma­sı ve apo­li­pop­ro­te­in B düze­yi­nin artı­şın­dan olu­şan lipop­ro­te­in pro­fi­li­nin kalp damar cida­rın­da­ki ate­ro­je­nik özel­li­ği kli­nik pra­tik­te iyi irde­len­miş ve tes­pit edil­miş bir durumdur.

Koles­te­rol yük­sek­li­ği ate­rosk­le­roz yönün­den iyi bili­nen risk fak­tö­rü­dür. Son otuz yıl­da yapı­lan bir­çok çalış­ma­da koles­te­rol düşü­rü­cü giri­şim­le­rin kar­di­yo­vas­kü­ler mor­ta­li­te ve mor­bi­di­te­yi azalt­tı­ğı gös­te­ril­miş­tir. Özel­lik­le HMG Co‑A Redük­taz inhi­bi­tör­le­ri­nin bulun­ma­sı ile LDL koles­te­rol düzey­le­ri­ni % 2060 ora­nın­da azalt­mak müm­kün­dür. Daha önce­den myo­kard infark­tü­sü (Mİ) son­ra­sı has­ta­lar­da yapı­lan çalış­ma­lar­da olum­lu sonuç­lar alı­nır­ken son zaman­lar­da koro­ner arter has­ta­lı­ğı oldu­ğu kesin olma­yan ve koles­te­rol düzey­le­ri çok yük­sek olma­yan has­ta­lar­da bile HMG Co‑A Redük­taz inhi­bi­tör­le­ri ile koles­te­rol düze­yi­nin düşü­rül­me­si­nin 5 yıl­lık bir izlem süre­si içe­ri­sin­de koro­ner olay­la­rı 13 ora­nın­da azalt­tı­ğı bil­di­ril­miş­tir. Ayrı­ca yapı­lan bazı çalış­ma­lar yük­sek risk­li has­ta­lar­da koles­te­rol düzey­le­ri­nin cid­di ola­rak düşü­rül­me­si­nin ılım­lı düşür­me­ye göre daha yarar­lı oldu­ğu­nu gös­ter­miş­tir. HDL-koles­te­rol düze­yi düşük­lü­ğü­nün de hiper­ko­les­te­ro­le­mi­den bağım­sız ola­rak risk fak­tö­rü oldu­ğu bilin­mek­le bir­lik­te, HDL düzey­le­ri­ni etkin ola­rak yük­sel­tecek bir teda­vi yön­te­mi bilin­me­mek­te­dir. Ülke­miz­de koles­te­rol yük­sek­li­ği ve HDL düşük­lü­ğü­nün yanı sıra trig­li­se­rid yük­sek­li­ği­nin de KAH olu­şu­mun­da kat­kı­sı­nın bulun­du­ğu çeşit­li çalış­ma­lar­da orta­ya koyul­muş­tur. Bu duru­mun ülke­miz­de özel­lik­le 40 yaş üstü kadın­lar­da daha da önem kazan­dı­ğı bilinmektedir. 

Küçük yoğun LDL ne demek­tir? Bu koles­te­rol türü bağım­sız bir risk fak­tö­rü müdür? Teda­vi yak­la­şı­mı nasıl olmalıdır?

Bazı has­ta grup­la­rın­da, örne­ğin diya­bet­li has­ta­lar­da LDL par­ça­cık­la­rı­nın daha küçül­dü­ğü ve yoğun­laş­tı­ğı, böy­le­ce daha ate­ro­je­nik olma eği­li­mi kazan­dı­ğı bilin­mek­te­dir. Özel­lik­le küçük yoğun LDL par­ti­kül­le­ri, büyük boyut­lu LDL mole­kü­lü­ne göre damar yüze­yin­den subin­ti­mal ala­na daha kolay geçe­bil­me­si ve mat­riks pro­te­og­li­kan­la­rı­na kolay bağ­la­na­bil­me­si nede­niy­le daha ate­ro­je­nik etkin­li­ğe sahip­tir. LDL koles­te­rol düze­yi nor­mal ya da düşük olma­sı­na rağ­men kar­di­yo­vas­kü­ler ris­kin art­ma­sı dola­şım­da küçük yoğun LDL koles­te­rol par­ti­kül­le­ri­nin artı­şı ile ilgi­li­dir. LDL koles­te­rol düze­yi özel­lik­le diya­be­tik ve meta­bo­lik send­rom­lu has­ta­lar­da kar­di­yo­vas­kü­ler risk gös­ter­ge­si ola­rak her zaman iyi bir gös­ter­ge olma­ya­bi­lir. Plaz­ma­da­ki apo­li­pop­ro­te­in B düze­yi ve apo­li­pop­ro­te­in B/A ora­nı tüm ate­ro­je­nik lipop­ro­te­in­le­rin gös­ter­ge­si olma­sı nede­niy­le kar­di­yo­vas­kü­ler risk değer­len­dir­me­sin­de önem kazan­mak­ta­dır. Bir­çok önem­li çalış­ma­da küçük yoğun LDL koles­te­rol yük­sek­li­ği, trig­li­se­rid yük­sek­li­ği ve düşük HDL koles­te­rol düze­yi kar­di­yo­vas­kü­ler has­ta­lık­lar için ate­ro­je­nik lipop­ro­te­in feno­ti­pi ola­rak tanımlanmıştır. 

Trig­li­se­rid­ler bağım­sız bir risk fak­tö­rü müdür? Teda­vi yak­la­şı­mı nasıl olmalıdır?

LDL koles­te­rol düze­yin­de artış veya HDL koles­te­rol değer­le­rin­de azal­ma olmak­sı­zın izo­le hipert­rig­li­se­ri­de­mi­nin ate­rosk­le­roz için risk fak­tö­rü olup olma­dı­ğı ile ilgi­li tar­tış­ma­la­ra halen son nok­ta konu­la­ma­mış­tır. Tek değiş­ken­li ana­liz­ler­de risk fak­tö­rü ola­rak görün­me­si­ne rağ­men çok­lu ana­liz­ler­de risk fak­tö­rü olma özel­li­ği­nin zayıf­la­dı­ğı ile­ri sürül­mek­te­dir. Ancak günü­müz­de bir­çok epi­de­mi­yo­lo­jik kli­nik çalış­ma­dan gelen veri­ler bağım­sız risk fak­tö­rü oldu­ğu­na dair kanıt­la­rı artır­mak­ta­dır. Hipert­rig­li­se­ri­de­mi de LDL koles­te­rol gibi mono­sit ve mak­ro­faj­lar­da köpük hüc­re­le­ri oluş­tu­ra­rak ve endo­te­le bağım­lı koagü­las­yon meka­niz­ma­la­rı­nı boza­rak lipop­ro­te­in­le­rin ate­ro­je­nik etki­le­ri­ni kuvvetlendirir. 

Hipert­rig­li­se­ri­de­mi sık­lık­la küçük yoğun LDL par­ti­kül­le­ri­nin oluş­ma­sı­na ve HDL düşük­lü­ğü­ne neden ola­rak ate­ro­je­nik süre­ce kat­kı­da bulu­nur. Bu neden­le teda­vi­de aşa­ğı­da tav­si­ye edi­len düzey­ler göz önü­ne alı­na­rak teda­vi yapıl­ma­lı­dır. Ayrı­ca TG sevi­ye­si­nin 500 mg/dl’ı geç­ti­ği durum­lar­da has­ta­nın ate­rosk­le­ro­tik diğer ris­ki çok art­tı­ğı için teda­vi edil­me­si gerek­ti­ği unutulmamalıdır. 

Kıla­vuz­la­ra göre kan yağ­la­rı­nın düze­yi nasıl olma­lı­dır? Risk grup­la­rın­da durum nedir? Örne­ğin diya­bet­li­ler­de, Mİ geçir­miş kişi­ler­de hedef­ler nedir? Teda­vi­de­ki ilaç grup­la­rı­nın seçi­min­de nele­re dik­kat edilmelidir?

ABD’de uygu­la­nan hiper­li­pi­de­mi teda­vi kıla­vu­zu ola­rak kul­la­nı­lan NCEP ATP III kıla­vu­zu 2013 yılın­da önem­li sayı­la­bi­lecek bir reviz­yo­na uğra­mış­tır. En önem­li deği­şik­lik eski kıla­vuz­lar­da olan bel­li hedef teda­vi değer­le­ri­nin kal­dı­rıl­ma­sı oldu. Sta­tin teda­vi­si baş­la­ma öne­ri­le­ri ise dört ana baş­lık altın­da toplandı. 

kolesterol-22Teda­vi­de nasıl yak­la­şım izlen­me­li­dir? Kula­nı­lan ilaç­lar han­gi­le­ri­dir? Yeni kul­la­nı­ma giren ilaç­lar var mıdır?

Teda­vi­de ilaç grup­la­rı seçi­lir­ken de önce­lik­le mor­ta­li­te­yi azalt­tı­ğı kesin gös­te­ri­len sta­tin gru­bu ilaç­la­ra önce­lik veril­me­li­dir. Özel­lik­le LDL için hedef değer­le­re ulaş­mak denen­me­li ama bir­lik­te TG yük­sek­li­ği­nin ön pla­na çık­tı­ğı bir durum da söz konu­su ise TG için daha etkin olan fib­rat­lar gibi ilaç grup­la­rı denenebilir. 

1. Resin­ler (Reçi­ne­ler): Saf­ra asi­di bağ­la­yı­cı reçi­ne­ler saf­ra asit­le­ri­nin ente­ro­he­pa­tik dola­şı­mı­nı boza­rak saf­ra asit­le­ri­nin bar­dak­tan reab­sorp­si­yo­nu­na engel olur­lar ve böy­le­ce kara­ci­ğer­de bulu­nan koles­te­ro­lün yeni saf­ra asi­di yapı­mın­da kul­la­nıl­ma­sı­nı sağ­la­ya­rak, koles­te­rol düze­yi­ni düşü­rür­ler. Bu gru­ba dahil ilaç­lar­dan koles­ti­ra­min ülke­miz­de mev­cut­tur. Alı­mın­da­ki zor­luk­lar, lokal yan etki­le­ri­nin faz­la­lı­ğı, trig­li­se­rid düzey­le­ri­ni yük­sel­te­bil­me­le­ri, ilaç etki­le­şim­le­ri­ne neden olma­la­rı (bu ilaç­la­rın alı­mın­dan 1 saat önce­den baş­la­mak üze­re, 3 saat son­ra­ya kadar alı­nan diğer ilaç­la­rın bar­dak­tan emi­li­mi­ni boza­bi­lir­ler) kul­la­nım­la­rı­nı kısıt­la­mak­ta­dır. Bunun için, ağır LDL koles­te­ro­lü yük­sek­li­ğin­de tek baş­la­rı­na kul­la­nı­la­bi­lir­ler­se de, asıl yer­le­ri ağır hiper­ko­les­te­ro­le­mi­de sta­tin­ler ve/veya koles­te­rol absorp­si­yon inhi­bi­tör­le­ri ile bir­lik­te kullanılmalıdır.

2. Hid­rok­si­me­tilg­lu­ta­ril-Koen­zim A Redük­taz İnh­ib­it­örl­eri (Sta­tin­ler): Bu ilaç­lar koles­te­rol sen­te­zi­ni engel­le­ye­rek koles­te­rol düzey­le­ri­ni düşü­rür­ler. Bunun­la bera­ber önem­li biyo­lo­jik etki­le­ri olan bazı lipid ara ürün­le­ri­nin sen­te­zi­ni de değiş­ti­re­bi­lir­ler. Bunun dışın­da sta­tin­le­rin anti-enf­la­ma­tu­var etki­le­rin­den, endo­tel fonk­si­yo­nu düzel­ti­ci ve baş­ka yarar­lı etki­le­rin­den gide­rek artan sık­lık­ta bah­se­dil­mek­te­dir. Kli­nik uygu­la­ma­da bu muh­te­mel LDL dışı etki­le­rin rolü­nü değer­len­dir­mek zor­dur. Bugün için aynı düzey­de LDL koles­te­ro­lü düşü­rü­cü etki­ye sahip fark­lı sta­tin­le­rin kli­nik açı­dan fark­lı­lık­la­rı oldu­ğu­nu söy­le­mek müm­kün değil­dir. Sta­tin­ler genel ola­rak iyi tole­re edi­lir­ler. İlac­ın kesil­me­si­ni gerek­ti­ren rever­sibl kara­ci­ğer enzim yük­le­me­le­ri ve miyo­zit % 1’den az görü­lür. Dün­ya ilaç piya­sa­sın­da bulu­nan tüm sta­tin­ler uygun dozaj form­la­rıy­la yur­du­muz­da da bulu­na­bil­mek­te­dir. Sta­tin­ler, tüm dün­ya­da çok yay­gın kul­la­nı­lan ve önü­müz­de­ki 10 yıl­da da kul­la­nım indi­kas­yon­la­rı geniş­le­yecek gibi görü­nen ilaç­lar­dır. LDL koles­te­rol düşür­mek için yuka­rı­da bah­si geç­ti­ği üze­re ilk ter­cih edi­lecek ilaç grubudur.

ilaclar3. Koles­te­rol Absorp­si­yon İnh­ib­it­örl­eri: Bar­sak­tan seçi­ci ola­rak ste­rol absorp­si­yo­nu­nu bozan inhi­bi­tör­le­rin geliş­ti­ril­me­si hiper­li­pi­de­mi teda­vi­sin­de yeni ve önem­li bir geliş­me­dir. Bu gru­bun ilk tem­sil­ci­si olan eze­ti­mib ülke­miz­de de var­dır. Özel­lik­le aza­mi tole­re edi­len doz­da sta­tin kul­la­nı­mı­na rağ­men LDL koles­te­rol düze­yi hedef­le­ne­nin üze­rin­de kalan has­ta­lar­da indi­ke­dir. Eze­ti­mib, sta­tin etki­si­ne adi­tif ola­rak, LDL koles­te­ro­lü­nü %18 kadar düşürmektedir.

4. Fib­rik Asit Türev­le­ri (Fib­rat­lar): Fib­rat­la­rın ana indi­kas­yon­la­rı hipert­rig­li­se­ri-demi­si ve HDL koles­te­rol düşük­lü­ğü olan­lar­da kar­di­yo­vas­kü­ler has­ta­lık­la­rın önlen­me­si­dir. Yan etki görül­me ola­sı­lı­ğı nis­pe­ten faz­la­dır. Ayrı­ca homo­sis­te­in düzey­le­ri­ni yük­selt­mek veya hipert­rig­li­se­ri­de­mi­si olan­lar­da LDL koles­te­ro­lü­nü yük­selt­mek gibi olum­suz etki­le­ri söz konu­su ola­bi­lir. Sta­tin­ler bera­ber kul­la­nıl­dık­la­rı zaman (Örn. Gem­fib­ro­zil) miyo­tok­si­si­te ris­ki artar. Bu ilaç­lar Tür­ki­ye ilaç paza­rın­da gem­fib­ro­zil ve feno­fib­rat ile tem­sil edil­mek­te­dir. Sta­tin teda­vi­sin­den daha ucuz değil­dir­ler. Fib­rat­la­rın belir­gin yük­sek hipert­rig­li­se­ri­de­mi­ye eşlik eden HDL koles­te­ro­lü düşük­lü­ğü durum­la­rı­nın teda­vi­sin­de kli­nik öne­mi var­dır. Kom­bi­ne hiper­li­pi­de­mi­de sta­tin-fib­rat kom­bi­nas­yo­nu­nun yeri ola­bi­lir. Sta­tin-fib­rat kom­bi­nas­yo­nu­nu özel­lik­le diya­be­tik has­ta popü­las­yo­nun­da araş­tı­ran önem­li kli­nik çalış­ma­lar devam etmektedir.

5. Niko­ti­nik Asit (Niasin): Niasin trig­li­se­rit düzey­le­ri­ni düşür­mek ve HDL koles­te­ro­lü­nü yük­selt­mek için kul­la­nı­lan eski bir ilaç­tır. Niasin’in LDL koles­te­ro­lü koles­te­ro­lü üze­rin­de­ki etki­si daha müte­va­zi­dir. Her ne kadar mor­ta­li­te üze­rin­de olum­lu etki­si gös­te­ril­miş de olsa, bazen cid­di de ola­bi­len yan etki­le­ri­nin çok­lu­ğu ve sta­tin teda­vi­le­ri­nin yay­gın­laş­ma­sı ile bugün kul­la­nı­mı olduk­ça azal­mış­tır. Uzun etki­li yeni pre­pa­rat­la­rı yan etki­le­ri­ni azalt­mış ve kul­la­nım kolay­lı­ğı getir­miş­tir. Düşük HDL düzey­le­ri­nin ate­rosk­le­roz­da­ki öne­mi­nin gide­rek anla­şıl­ma­sıy­la, bili­nen en iyi HDL koles­te­ro­lü yük­sel­ti­ci ajan olan Niasin’in öne­mi arta­bi­lir. Yakın zaman­da düşük doz sta­tin­le kom­bi­ne edil­di­ğin­de , anji­yog­ra­fik koro­ner arter has­ta­lı­ğı iler­le­me­si­ni yavaş­lat­tı­ğı ve olum­suz kar­di­yak olay­la­rı azalt­tı­ğı gös­te­ril­miş­tir. Ülke­miz­de Niasin pre­pa­ra­tı bulun­mak­ta­dır. Çok majör bir ialç olma­sa da, Türkiye’deki düşük HDL koles­te­ro­lü prob­le­mi dik­ka­te alı­nır­sa önem­sen­me­si gere­ken bir ilaçtır.

6. Balık Yağ­la­rı, Balık yağın­da­ki Yağ Asit­le­ri (Ome­ga 3 yağ asit­le­ri): Plaz­ma trig­li­se­rid düzey­le­ri­ni düşü­rür­ler ve ek ola­rak antit­rom­bo­tik nite­lik­le­ri var­dır. Hipert­rig­li­se­ri­de­mi teda­vi­sin­de kul­la­nı­la­bi­lir­ler ise uygu­la­ma­la­rı kon­van­si­yo­nel teda­vi­ye yanıt ver­me­yen ağır hipert­rig­li­se­ri­de­mi olgu­la­rıy­la sınır­lan­dı­rıl­mış­tır. Etki­ler doza bağım­lı­dır ve plaz­ma trig­li­se­rid düzey­le­rin­de önem­li bir düş­me sağ­la­mak için gün­de 1015 g kadar eico­sa­pen­ta­eno­ic asit (EPA)” veya doco­sa­he­xa­eno­ic asit (DHA)” almak gerek­mek­te­dir. Tür­ki­ye ilaç paza­rın­da 3 adet Ome­ga 3 yağ asi­di pre­pa­ra­tı var­dır. Bun­lar 300 ila 500 mg Ome­ga 3 içer­mek­te­dir. Bu pre­pa­rat­lar­la gün­lük 1015 g’lık hipert­rig­li­se­ri­de­mi teda­vi­si dozu­na ulaş­mak için pra­tik, uygu­la­na­bi­lir ve eko­no­mik değil­dir. Bu amaç­la kul­la­nıl­ma­la­rı desteklenmemelidir.

7. PCSK9 inhi­bi­tör­le­ri: Teda­vi­de yeni kul­la­nı­ma sunu­lan ilaç­lar­dan ali­ro­cu­mab ve evo­lo­cu­mab ise son yıl­lar­da geliş­ti­ri­len bir ilaç gru­bu olan PCSK9 (prop­ro­te­in con­ver­ta­se sub­ti­li­sin kexin 9) inhi­bi­tö­rü­dür. PCSK9 hepa­to­sit­ler­den sal­gı­la­nan ve LDL resep­tör yıkı­mın­da önem­li bir rolu olan pro­te­in olup hepa­to­sit yüze­yin­de LDLR’üne bağ­la­nır. Ligan­da bağ­lı LDLR (bazı­la­rı PCSK‑9 içe­rir) daha son­ra klat­rin kap­lı oyuk­la­ra ula­şır ve LDLRAP1 (LDL resep­tör adap­tör pro­te­ini) yar­dı­mı ile hüc­re içi­ne alı­nır. Endo­si­toz son­ra­sın­da, LDL ve LDLR bir­bi­rin­den ayrı­lır. Bun­dan son­ra, LDL resep­tö­rü hüc­re içe­ri­si­ne geri döner veya hepa­to­sit memb­ran üze­rin­de­ki PCSK9 saye­sin­de par­ça­la­na­rak yeni­den sik­lüs dön­gü­sü­ne gir­me­si­ne engel olur. Yani PCSK9 aslın­da LDL yıkı­mı­nın­da fay­da sağ­la­yan LDL resep­tör­le­ri­nin var­lı­ğı­nı azal­tır. Lite­ra­tür­de 2 adet homo­zi­got PCKS9 yok­lu­ğu olan has­ta­nın LDL<15 mg/dL olma­sı­na rağ­men sağ­lık­lı ve fer­til oldu­ğu­na dair olgu­lar sap­ta­nın­ca bu pro­te­inin inhi­bis­yo­nu­nun güven­li ve etki­li bir teda­vi yolu ola­bi­le­ce­ği fik­ri doğ­muş­tur. Yeni geliş­ti­ri­len PCSK9 inhi­bi­tör­le­ri monok­lo­nal anti­kor­lar olup bir biyo­lo­jik ilaç sını­fı­dır. Bu ilaç­lar sta­tin ile düşü­rü­le­me­yen LDL koles­te­rol teda­vi­sin­de veya sta­ti­ni tole­re ede­me­yen has­ta gru­bu için son yıl­lar­da kul­la­nı­ma sunu­lan önem­li bir ilaç gru­bu­dur. Mart 2015 de NEJM der­gi­sin­de yayın­la­nan çalış­ma­lar gös­ter­miş­tir ki ali­ro­cu­mab veya evo­lo­cu­mab isim­li PCSK9 inhi­bi­tör­le­ri sta­tin ile bir­lik­te sade­ce sta­tin kul­la­nan­la­ra göre 1 yıl sonun­da %60 daha LDL düşür­müş­ler­dir. Daha geniş çap­lı araş­tır­ma­lar devam etmek­le bir­lik­te erken bul­gu­lar kalp kri­zi ve inme gibi olay­la­rı yarı­ya yakın azalt­tı­ğı­nı gös­ter­mek­te­dir. Bu ilaç­lar son 30 yıl­da sta­tin­ler­den son­ra kar­di­yo­vas­kü­ler olay­la­rı bu dere­ce­de düşü­ren en önem­li ilaç gru­bu ola­rak kul­la­nı­ma gir­miş­tir ve rekor hız­la FDA ona­yı almış­lar­dır. Muh­te­me­len önü­müz­de­ki süreç­te, her ne kadar sub­ku­tan enjek­si­yon (ayda 23 kez) veya fiyat gibi önem­li deza­van­taj­la­rı­na kar­şın yıl­da 34 kez sub­ku­tan yapı­lan form­la­rı ile ve fiyat­la­rın muh­te­me­len düş­me­siy­le bir­lik­te, en sık kul­la­nı­lan hiper­li­pi­de­mik ilaç­lar olma­ya adaydırlar.


Yaşı ≥21 ve LDL ≥190 olan­lar­da pri­mer koruma

1. LDL ≥190 mg/dL veya TG ≥500 mg/dl olan­lar sekon­der hiper­li­pi­de­mi neden­le­ri açı­sın­dan araştırılmalıdır.

2. Yaşı ≥21 ve LDL≥190 olan kişi­ler sta­tin ile teda­vi edil­me­li­dir (10-yıl­lık ASKVH risk tah­mi­ni gerekmez).

Bun­lar­da kont­ren­di­ke olma­dık­ça yük­sek yoğun­luk­ta” sta­tin kul­la­nıl­ma­lı­dır. Yük­sek yoğun sta­ti­ni tole­re ede­me­yen­le­re tole­re edi­le­bi­len mak­si­mum doz verilmelidir.

3. Yaşı ≥21 ve teda­vi­siz LDL ≥190 mg/dl olan kişi­ler­de sta­tin teda­vi­si­ni, LDL’de en az %50 düş­me sağ­la­ya­cak şekil­de artır­mak makuldür.

4. Yaşı ≥21 ve teda­vi­siz LDL ≥190 mg/dl olan has­ta­da mak­si­mal yoğun­luk­ta sta­tin teda­vi­si veril­dik­ten son­ra LDL’yi daha faz­la düşür­mek için sta­tin-dışı ilaç ver­mek düşü­nü­le­bi­lir. Bunun için, ASKVH ris­ki­ni düşür­me ile sağ­la­na­cak yarar, advers etki­ler, ilaç etki­le­şim­le­ri değer­len­di­ril­me­li ve has­ta ter­ci­hi göz önü­ne alınmalıdır.


Diya­be­tik LDL’si 70189 olan­lar­da pri­mer koruma

1. Diya­be­tik, 4075 yaş ara­sı has­ta­lar­da, orta yoğun­luk­ta” sta­tin teda­vi­si baş­lan­ma­lı ve devam edilmelidir.

2. 10-yıl­lık ASKVH ris­ki ≥%7.5 olan diya­be­tik, 4075 yaş ara­sı has­ta­lar­da kont­ren­di­ke olma­dık­ça yük­sek yoğun­luk­ta” sta­tin makuldür.

3. Yaşı <40 veya >75 olan diya­be­tik has­ta­lar­da sta­tin teda­vi­si­ne baş­la­nır­ken, devam eder­ken veya yoğun­laş­tı­rı­la­ca­ğı zaman, ASKVH yara­rı ve advers etki potan­si­ye­li, ilaç etki­le­şim­le­ri değer­len­di­ril­me­li ve has­ta ter­ci­hi göz önü­ne alınmalıdır.


Diya­be­tik olma­yan LDL’si 70189 ara­sı olan kişi­ler­de pri­mer koruma

1. Kli­nik ASKVH olma­yan has­ta­lar­da sta­tin teda­vi­si­ne karar ver­mek için havuz­lan­mış kohort denk­lem­le­ri” kul­la­nı­la­rak, 10 yıl­lık ASKVH ris­ki belirlenmelidir.

2. Kli­nik ASKVH veya diya­be­ti olma­yan, yaşı 4075 ara­sı, LDL’si 70189 ara­sı has­ta­la­ra, 10-yıl­lık ASKVH ris­ki ≥ %7.5 ise orta/yüksek yoğun­luk­ta” sta­tin teda­vi­si verilmelidir.

3. Kli­nik ASKVH veya diya­be­ti olma­yan, yaşı 4075 ara­sı, LDL’si 70189 ara­sı has­ta­la­ra, 10-yıl­lık ASKVH ris­ki %5- <%7.5 ara­sı ise orta yoğun­luk­ta” sta­tin teda­vi­si­ni tek­lif etmek makuldür.

4. Kli­nik ASKVH veya diya­be­ti olma­yan, yaşı 4075 ara­sı, LDL’si 70189 ara­sı has­ta­la­ra sta­tin teda­vi­si­ne baş­la­ma­dan önce, hekim ve has­ta­nın, teda­vi­nin ASKVH ris­ki­ni azalt­ma yara­rı ve advers etki­le­ri, ilaç etki­le­şim­le­ri ve teda­vi için has­ta ter­ci­hi­ni içe­ren bir tar­tış­ma yap­ma­sı makuldür.

5. LDL <190 olan ve sta­tin­den yarar görecek gru­ba gir­me­yen veya risk değer­len­dir­me­si sonu­cu teda­vi kara­rı kesin olma­yan has­ta­da, teda­vi kara­rı bil­gi­len­dir­me­si yapı­lır­ken ila­ve fak­tör­ler göz önü­ne alı­na­bi­lir. Bu kişi­ler­de, teda­vi­nin ASKVH ris­ki­ni düşür­me potan­si­ye­li, advers etki­ler, ilaç etki­le­şim­le­ri ve has­ta­nın ter­cih­le­ri tar­tı­şıl­dık­tan son­ra, pri­mer koru­ma için sta­tin teda­vi­si düşünülebilir.


Kli­nik Ate­rosk­le­ro­tik kalp damar has­ta­lı­ğı (ASKVH)’li has­ta­lar­da sekon­der koruma

1) Yaş ≤75 olan kli­nik ASKVH’lı kadın ve erkek­ler­de, kont­ren­di­ke olma­dık­ça ilk ter­cih ola­rak yük­sek yoğun­luk­ta” sta­tin teda­vi­si baş­lan­ma­lı ve devam edilmelidir.

2) Yük­sek yoğun­luk­ta” sta­tin teda­vi­si kul­la­nıl­ma­sı gere­ken kli­nik ASKVH’lı bir has­ta­da kont­ren­di­kas­yon veya sta­ti­ne bağ­lı yan etki­le­re pre­dis­po­zis­yon oluş­tu­ran özel­lik­ler var­sa, ikin­ci ter­cih ola­rak orta yoğun­luk­ta” sta­tin teda­vi­si kullanılmalıdır.

3) Yaşı >75 olan kli­nik ASKVH’lı has­ta­da orta veya yük­sek yoğun­luk­ta sta­tin teda­vi­si baş­lar­ken, ASKVH ris­kin­de­ki azal­ma ve advers etki potan­si­ye­li, ilaç etki­le­şi­mi değer­len­di­ril­me­li ve has­ta ter­ci­hi göz önü­ne alın­ma­lı­dır. Tole­re eden has­ta­lar­da sta­tin teda­vi­si­ne devam edil­me­si makul­dür.


 

Prof. Dr. Mus­ta­fa Kemal Batur kimdir? 

Hacet­te­pe Üni­ver­si­te­si Tıp Fakültesi’nden 1992 yılın­da mezun oldu. 1997 yılın­da aynı üni­ver­si­te­nin Kar­di­yo­lo­ji Ana­bi­lim Dalı’nda ihti­sa­sı­nı tamam­la­dı, 2000 yılın­da doçent oldu. Batur, 2010 yılın­da Acı­ba­dem Üni­ver­si­te­si Tıp Fakültesi’nde pro­fe­sör ünva­nı­nı aldı.

İlgili Haberler

Leave a Comment