
DİYABET / HAZİRAN 2016
Harvard Üniversitesi Toplum Sağlığı Fakültesi’nde araştırmalarını sürdüren Sabri Ülker Merkezi 2015 yılındaki çalışmalarının çarpıcı sonuçlarını, Sabri Ülker Vakfı’nın ev sahipliğinde düzenlenen “Metabolizma ve Yaşam Sempozyumu”nda açıkladı. 2012 Nobel Kimya Ödülü sahibi Prof. Dr. Brian Kobilka’nın onur konuğu olduğu sempozyumda, bilim dünyasından ümit verici çalışmalar da paylaşıldı. Sempozyum kapsamında düzenlenen gecede açıklanan Sabri Ülker Uluslararası Bilim Ödülü’nün sahibi ise, ABD Rockefeller Üniversitesi’nde çalışmalarını sürdüren Türk bilim insanı Yrd. Doç. Dr. Kıvanç Birsoy oldu.
Harvard Sabri Ülker Merkezi Genetik ve Kompleks Hastalıklar Laboratuvarı çalışmalarının 2015 yılı raporunda; metabolizma ve hastalıkları birbirine bağlayan mekanizmalara ışık tutan yeni araştırmaların yanı sıra; şişmanlık, diyabet ve beraberinde ortaya çıkan rahatsızlıkları önleme ve tedavisine yönelik uygulamalardaki yeni gelişmeler geniş yer tuttu.
Ülker’in 2014 yılında yaptığı bağışla 10 yıl süreyle “Sabri Ülker Center” (Sabri Ülker Merkezi) adıyla araştırmalarına devam edecek olan Merkezin başkanlığını yapan Prof. Dr. Gökhan Hotamışlıgil, bir yıllık çalışmalarını anlattı. Metabolizma ile beslenme arasındaki ilişkinin moleküler düzeyde incelenmesinin, toplum sağlığı açısından heyecan verici olduğunu vurgulayan Hotamışlıgil, şunları söyledi:
“Hedefimiz besinlerle alınan bazı öğelerin fonksiyonlarını ortaya çıkararak metabolik hastalıklar ve yaşlanma ile gelen dejenerasyondan korunmayı sağlamak. Obezitenin bir sonucu olarak işlev bozukluğuna neden olan hücrelerdeki yapısal ve biyolojik değişimlerle ilgili yeni bilgiler edindik ve bu çalışmalarla metabolik hastalıkların tedavisine yönelik yenilikçi araçlar geliştiriyoruz. Merkezde yapılan çalışmalar sadece metabolik hastalıkların tanı ve tedavisinde değil, aynı zamanda insanların uzun ve sağlıklı yaşamalarını destekleyecek keşiflere ilham olacak.”

Sabri Ülker Merkezi’nin çalışmalarında; yediğimiz besinlerin hücrelerimizde nasıl kullanıldığından, hastalıklar arasındaki ilişkisine kadar pek çok konuda araştırma yapılıyor. Şişmanlık, diyabet, kalp-damar hastalıkları ve beraberinde ortaya çıkan rahatsızlıkların önlenme ve tedavisine yönelik uygulamalardaki son gelişmelere yer veriliyor. Merkezde yapılan araştırmalar, “high impact factor” adı verilen ve bilim dünyasının prestijli yayınlarından Nature Medicine, Cell Metabolism ve Science gibi dergilerde yayınlanmaya devam ediyor.
DİYABET AŞISI YOLDA!
Merkezdeki başarılı araştırmacılardan biri olan Dr. Ana Paula Arruda; obezitede aşırı besin tüketiminin hücre içindeki pek çok yapıda yeniden düzenlenme ve farklılaşmaya neden olabileceğini keşfetti. Dr. Arruda ve arkadaşları bu farklılaşmanın obeziteye bağlı bazı hücresel fonksiyon bozukluklarına, insülin direncine ve karaciğer yağlanmasına neden olabileceğini gösterdi. Bu sonuçlar başta obezite olmak üzere, pek çok metabolik hastalık için yeni tedavi yöntemlerinin geliştirilmesine olanak sağlayacak.
“Sabri Ülker Fellowship” programı kapsamında merkezde bursiyer olarak çalışmalarını yürüten Dr. Güneş Parlakgün ve Dr. Ekin Güney’in araştırması ise, hücre ve dokuların stresle başa çıkma yöntemleri üzerine çalışmalarını sürdürüyor. Şimdiye kadar elde edilen sonuçlar bile, obezitede hücrelerin içinde meydana gelen bozukluklar ve bu bozuklukların şeker metabolizmasını nasıl etkilediği ile ilgili yeni ufuklar açıyor.
KARACİĞER SİNYALLERİNİ DÜZELTEN İLAÇ ARANIYOR
Merkezde yer alan ve doktora sonrası araştırmalarını yürüten araştırmacılardan ve Dr. Ling Yang ve Dr. Ediz Calay’ın uzun yılardır üzerinde çalıştıkları araştırma, obeziteye bağlı olarak karaciğerde oluşan bazı sinyallerin, insülin direnci ve diyabet oluşumuna neden olabileceği ile ilgili yeni bir yaklaşım getiriyor. Bu mekanizmaların kimyasal yöntemlerle düzeltilmesi ve ilaca dönüşmesi yönünde önemli bir teknolojik gelişme de merkez araştırmacıları Dr. Abdullah Yalcın, Yankun Lee ve Suneng Fu tarafından tıp dünyasına kazandırılıyor.
Dr. Meriç Erikçi Ertunç’un çalışması ise, yağ dokusundan salgılanan ve hormon gibi davranan bir proteinin tip 2 diyabet ve kalp hastalıkları üzerindeki etkisini anlamaya yönelik çarpıcı sonuçlar ortaya koyuyor. Bu hormonun aşı ile durdurularak diyabet tedavisinde kullanılmasına yönelik bir çalışma da Dr. Furkan Burak tarafından başarı ile yönetiliyor.
DESTEK ÖDÜLÜ BİRSOY’UN
Sempozyumda ayrıca Sabri Ülker Vakfı’nın “Beslenme, gıda ve toplum sağlığına ilişkin araştırma, eğitim programları dahil diğer girişimleri desteklemek, genç bilim insanlarını teşvik etmek” hedefi doğrultusunda 3. kez düzenlediği Sabri Ülker Uluslararası Bilim Ödülü de sahibini buldu. Ödülün sahibi Türk bilim dünyasının parlayan yıldızlarından Yrd. Doç. Dr. Kıvanç Birsoy oldu. Uluslararası kariyerine New York’taki Rockefeller Üniveristesi’nde kanser ve metabolizma ilişkisine yönelik çalışmalarıyla devam eden Birsoy, ödülünü 2012 Nobel Kimya Ödülü sahibi Prof. Dr. Brian Kobilka’nın elinden aldı.
Kıvanç Birsoy ve ekibi geliştirdikleri “DNA-Barkodlama Teknolojisi” yöntemi ile farklı kanser türlerinin hangi besinlere bağımlı olduğunun haritasını çıkarıyor. Bu çalışma, kanser ile savaşta yeni, sürdürülebilir ve ekonomik tedavi yöntemlerinin keşfine de ışık tutuyor.
Birsoy, Sabri Ülker Uluslararası Bilim Ödülü ile 100 Bin TL’lik ödülün de sahibi oldu.