Gıda nasıl endüstrileşti?

yavuz dizdar-logo.qxpNİS­AN 2016

Gıda­nın endüst­ri­leş­me süre­ci Batı ülke­le­rin­de 1900’lerin başı­na kadar gider. İlk deği­şik­lik unun beyaz­la­tıl­ma­sı ile orta­ya çıkar, 1910’larda mar­ga­rin kav­ra­mı, 1920’lerde ilk sıcak­lık değiş­ti­ri­ci­ler kul­la­nıl­ma­ya baş­la­nır (detay­lı bir der­le­me aşa­ğı­da sunul­muş­tur). Bu yön­tem deği­şik­lik­le­ri­nin bir nede­ni raf ömrü­nün uza­tıl­ma­sı, diğer nede­ni ise amba­laj soru­nu­nun üste­sin­den gelin­me­si gibi görün­mek­te­dir. Sıvı yağın 1910’larda dağı­tı­mı kısıt­lı­dır, oysa yağın hid­ro­je­ne doyu­rul­ma­sı onu katı­laş­tı­rır (kızart­ma yağ­la­rı­nın soğu­yun­ca don­ma­sı pren­si­bi) ve raf ömrü­nü uza­tır. Bu durum yağ­lı kağıt amba­laj kul­la­nıl­ma­sı­nı ola­nak­lı kıl­ma­sı­nın öte­sin­de, henüz buz­do­la­bı, hat­ta elekt­ri­ğe bağ­lı tek­no­lo­ji­le­rin olma­dı­ğı dönem­de alı­nan ürü­nün de bozul­ma­dan sak­la­na­bil­me­si­ni sağ­la­ya­bil­mek­te­dir. Yaşı elli­ni üze­rin­de olan­la­rı­mız ülke­miz­de de tel­do­lap” denen bir kav­ra­mın bulun­du­ğu­nu hatır­la­ya­cak­lar­dır. Fakat önce­ki yazı­la­rı­mız­da da ifa­de etti­ği­miz üze­re, bes­len­me para­dig­ma­sı­nın ne oldu­ğu hele hele o dönem­de hiç bilin­me­mek­te­dir. Kim­ya ve tek­no­lo­ji­nin iler­le­me­si 1950’lerde kar­ton kutu amba­la­jın yay­gın kul­la­nı­mı­nı ola­nak­lı kıl­mak­la kal­maz, bazı vita­min­le­rin kim­ya­sal yön­tem­ler­le üre­ti­le­bi­li­yor olma­sı, gıda­nın zen­gin­leş­ti­ri­le­bi­le­ce­ği” düşün­ce­si­ni de bera­be­rin­de getirir.

Dün­ya savaş­la­rı­nın katkıları

Ger­çek gıda­nın içe­ri­si­ne aslın­da zen­gin­leş­tir­me ama­cıy­la bile bir şey karış­tı­rıl­ma­sı gerek­li değil­dir, ancak özel­lik­le II. Dün­ya Sava­şı son­ra­sı deği­şen piya­sa dina­mik­le­ri, yeni ürün niş­le­ri­nin de orta­ya çık­ma­sı­na neden olur. Ne var ki bu aşa­ma­da artık yak­la­şım biçi­mi değiş­miş­tir, ekle­me­ler ürü­nün zen­gin­leş­ti­ril­me­si­ni değil, raf ömrü­nün uza­tıl­ma­sı­na (yani sta­bi­li­zas­yo­nu­nu) ve zaten üre­til­mek­te olan ton­lar­ca ürü­nü pazar­la­ma­nın bir yön­te­mi­ne dönü­şür. D vita­mi­nin­den zen­gin süt, B vita­mi­ni kat­kı­lı içe­cek­ler ve elbet­te C vita­mi­ni hem ken­di başı­na hem de elde bulu­nan zen­gin­leş­ti­ri­ci ürü­ne bağ­lı biçim­de yay­gın kul­la­nım ala­nı bulur. Dola­yı­sıy­la gıda­ya bir mühen­dis­lik ürü­nü biçi­min­de bakı­la­bi­le­ce­ği” düşün­ce­si de orta­ya çıkar. Hij­yen kav­ra­mı­nın orta­ya çıkı­şı gıda­ya bağ­lı has­ta­lık­la­rın önle­ne­bil­me­si­dir, ama işlet­me ve üre­tim ölçek­le­ri­nin büyü­me­si nede­niy­le, kav­ram asga­ri hij­yen­den öte raf ömrü soru­nu ve mar­ka değe­ri­nin korun­ma­sı çer­çe­ve­sin­den yeni­den biçim­le­nir. Düşü­nü­nüz ki bir küçük işlet­me­de orta­ya çıka­bi­lecek hij­yen soru­nu bir­kaç kişi­yi bağ­la­ya­cak­ken, bir büyük üre­tim hat­tın­da yaşa­na­cak sorun mar­ka güve­nir­li­ği­ni zede­le­yecek boyu­ta gele­bi­le­cek­tir. Dola­yı­sıy­la hij­yen amaç­lı işlem­ler ağır­laş­tı­rı­la­rak büyük coğ­raf­ya­ya dağı­tı­mı ola­nak­lı kılar­ken, ister iste­mez gıda­nın içe­ri­ği­nin de doğa­nın kanu­nu gere­ği her zaman ben­zer biçim­de” azal­ma­sı­na neden olur.

Market-1Gıda­da mühen­dis­lik düşün­ce­si ne kadar işler?

Bu yak­la­şım­da­ki temel hata ne yazık ki çıkı­şı­nı en az iki yüz­yıl önce­sin­de­ki Kar­tez­yen man­tık­tan alır; bir konu­nun bütün­sel açık­la­ma­sı müm­kün değil­se, par­ça­la­ra böle­rek açık­lan­ma­sı yolu dene­nir” şek­lin­de­ki bu yak­la­şım, gıda da pro­te­in, yağ ve kar­bon­hid­rat bile­şi­min­den olu­şu­yor­sa, bun­la­rın ayrış­tı­rı­lıp bir­leş­ti­ril­me­si de aynı şey­le sonuç­la­nır” yanıl­sa­ma­sı­dır. Düşün­ce biçi­mi ola­rak elbet­te mühen­dis­lik” algı­sı­na sahip­tir, ama biyo­lo­jik sis­tem­ler mühen­dis­lik man­tı­ğıy­la işle­mez­ler. Nite­kim gıda­nın uzun raf ömrü­ne sahip ola­bil­me­si için geliş­ti­ri­len işlem­ler uygu­la­ma alan­la­rı­nı gide­rek geniş­let­mek­te­dir. Süte basınç ve sıcak­lık uygu­la­ma­sı ola­rak adlan­dı­rı­lan UHT (ult­ra high tem­pe­ra­tu­re, çok yük­sek sıcak­lık), çok daha yük­sek basınç­lar­da ete de uygu­lan­ma­ya baş­lar. Bu ara­da kat­kı mad­de­le­ri de gide­rek çeşit­len­miş ve raf ömrü uza­tıl­ma­sın­da­ki yer­le­ri­ni almış­lar­dır. Bu iki yak­la­şım biçi­mi aslın­da bir­bi­ri­nin ika­me­si değil­dir. Yük­sek basınç-sıcak­lı işlem­le­ri sıvı baz­lı sis­tem­ler­de­ki mik­ro­or­ga­niz­ma etkin­li­ği­ni dur­dur­ma­da (içe­rik­ten ödün ver­se­ler de) tama­men etkin­dir, kim­ya­sal koru­yu­cu­lar ise daha çok her şeyi yık­ma bece­ri­si olan man­tar / küf geli­şi­mi­nin önlen­me­si için gerek­li­dir. Oysa gıda­nın mühen­dis­lik konu­su ola­bi­le­ce­ği düşün­ce­si ne kadar doğ­ruy­sa, mik­ro­or­ga­niz­ma işle­vi­nin hij­yen­le tama­men kont­rol altı­na alı­na­bi­le­ce­ği düşün­ce­si de ancak o kadar geçerlidir.

Kay­nak: Welch RW, Mitc­hel PC. Food pro­ces­sing: A cen­tury of chan­ge. Bri­tish Medi­cal Bul­le­tin 2000; 56: 117.

İlgili Haberler

Leave a Comment