Arada bir eczacı arkadaşlarıma uğrar, “İşleriniz nasıl, ödemeler düzgün mü?” diye sorar, sohbet ederim. Uzun süreli bir yurt dışı gezisinden döndükten sonra, birkaç eczacı arkadaşıma uğradım…
Kan ağlıyorlardı… Dertlilerdi… “Neden?” diye sordum. Keşke sormaz olsaydım…
Eczacı arkadaşlarımın anlattıkları beni şoke etti:
“4 yıl önce yaklaşık ayda 80 bin TL ciro yapıyorduk. Şimdi bu ciro 40–45 bine düştü.”
4 yıllık geçmişe rağmen, neden cironuz yüzde 50 düştü?
“Hastalar artık fiyat farkını veremedikleri için reçetelerini yaptırmıyor!”
Nasıl yani?
“Doktorun yazdığı reçetelerde önemli fiyat farkları çıkmaya başladı. Doktorlar genelde güvenilir firmaların ilaçlarını yazıyor. Kurum ise, merdiven altı denebilecek, ancak bakanlık onaylı ilaçların fiyatlarını kabul ediyor, fiyat farkı varsa bunun hastadan tahsil edilmesini istiyor. Hastalarımız da bu ilaçlara güvenemediğinden, fiyat farklarını da karşılayamadığından reçetelerini yaptırmıyorlar. Bu yüzden de gelen reçetelerden bir çoğu iptal ediliyor. İşte bu nedenle cirolarımız yüzde 50’ye yakın düştü. Topu atmak üzereyiz.”
İşte bir Türkiye gerçeği daha…
Hasta ilacının fiyat farkı yüzünden tedavi bile olamıyor!
O halde, bakanlık en azından ya hekimine güvenerek onun yazdığı ilacı vermeli ya da hekimine “ucuz ilaç”ı yazdırmalı, hastayı da bu dertten kurtarmalı…