
DİYABET / HAZİRAN 2016
İstanbul Üniversitesi İstanbul Tıp Fakültesi Öğretim Üyesi ve İ.Ü. Diyabet Araştırma ve Uygulamaları Merkezi Müdürü Prof. Dr. Temel Yılmaz, Türkiye’de diyabet artış hızının dünya ortalamasının iki kat üzerinde olduğunun altını çizerek, “Türkiye’de diyabetin en yüksek oranının Güneydoğu Anadolu Bölgesi ve bu mutfağın etkili olduğu şehirlerde olduğunu görüyoruz. Güneydoğu Anadolu mutfağı fast food’a dönüştü ve tüm Türkiye’ye yayıldı” dedi.
MEYVEYİ FAZLA VE HIZLI YİYORUZ
Meyvenin diyabetli bir hasta için şeker olduğunu aktaran Prof. Dr. Temel Yılmaz, “Ama diyabetli hastanın meyve yememesi de doğru değildir. Meyveyi yanlış yiyoruz. Biz meyveyi fazla ve hızlı yiyoruz. Diyabette en önemli faktör meyveyi vücudun istediği kadar yemek ve yavaş yavaş yemektir. Küçük küçük kesilip çerez gibi yenilmelidir. Meyve az ve yavaş tüketilirse hasta için bir mahsuru yok. Havuçta şeker var efsanesi, böyle bir şey yok. Diyabetliler havucu rahatlıkla yiyebilir. Bakliyatları sınırlı miktarda yemek gerekir. Diyabette en büyük sorun yiyeceklerin yenilmesi değil, fazla yenilmesidir” dedi.
10 YIL İÇİNDE ÇOK ŞEY DEĞİŞECEK
Gelecek 10 yıl içinde diyabetli bir hastanın hayatının çok kolay olacağını vurgulayan Prof. Dr. Yılmaz, “Kan şekerini ölçmeden ilaçların dozajını ayarlamak, hastalığı yürütmek mümkün değil. Şimdi parmağın ucundan bir cihazla belirlenebiliyor. Bu uygulama bile 30 sene öncesine göre çok iyi. Ama giderek bunlar da tarihe karışıyor. 10 yıl içinde bunların yerini sürekli glikoz izlem sistemleri alacak. Bir küçük düğme ile cep telefonundan günün istenilen saatinde kan şekeri öğrenebiliyor. Hiç kanla temas olmadan sadece bir saat gibi cihazla glikoz değeri öğrenebiliyor. Kök hücre nakli ile ilgili çalışmalar var. Akıllı insülinler üretildi. Aşı çalışmaları da yapılıyor” bilgisini verdi.