ASTIM / TEMMUZ 2016
Abdi İbrahim’in katkılarıyla, 60 ilde 2 bin yeni tanı alan astım ve KOAH hastası üzerinde yapılan araştırmanın sonuçları Dünya Tütünsüz Günü’nde açıklandı. Astımın 40’lı yaşlarda kadınlarda, KOAH’ın ise 50 yaş üzeri erkeklerde sıklıkla görüldüğü açıklanan raporda, hastaların çocukluklarında tütün ürünlerine pasif maruziyete kalmış olma öyküleri dikkat çekici bulundu.
Türkiye genelinde 100’den fazla merkezde, 120’nin üzerinde doktor tarafından yürütülen ve 2 bine yakın hastanın incelendiği rapor, astım hastalığının kadınlarda, KOAH hastalığının ise erkeklerde daha çok rastlandığını ortaya koyuyor. Abdi İbrahim’in verdiği destekle gerçekleştirilen araştırma, Türkiye genelinde hastalıklara dikkat çekmek ve tütün ürünleri kullanan ya da pasif olarak etkilenen kişilerin hastalığa yakalanma olasılığının yüksek olduğunu gösteriyor. Raporun açıklandığı toplantıda astım ve KOAH hastalıklarının görülmesinde genetiğin yanı sıra çevresel etkenlerin de çok önemli olduğuna vurgu yapan Prof. Dr. Zeynep Mısırlıgil, Türkiye’de Ankara’dan İzmir’e, Adana’dan Trabzon’a kadar uzanan 11 bölgede gerçekleştirilen araştırmada, yeni tanılı astım hastalarının 30 ila 39 yaşları arasında, yeni tanılı KOAH hastalarının da sıklıkla 50–60 yaş arasında daha sık saptanmasında çevresel etkenlerin önemli olduğuna dikkat çekti.
ORTAK TETİKLEYİCİ HAVA KİRLİLİĞİ
Yapılan çalışmalarda çıkan sonuçlar 50 ila 59 yaşları arasındaki erkeklerde daha sık görülen KOAH hastalığında tütün ve tütün ürünlerinin kullanımının en önemli etkenlerden biri olduğunu ortaya koyuyor. İlerleyen yaşlarda astım hastalığının etkisinin azalmasına karşın KOAH hastalığının arttığı görülürken her iki hastalık da ortak belirtiler veriyor. Araştırmalarda elde edilen veriler nefes darlığı ve öksürükle kendini hissettiren astım ve KOAH hastalıklarını tetikleyen ortak etkenin hava kirliliği olduğunu gösteriyor.
PASİF MARUZİYET, ASTIMDA %57, KOAH’TA %65
Astıma sıklıkla üst solunum yolu hastalıkları, KOAH’a hipertansiyon daha sık eşlik ediyor. Özellikle çocuk yaşlardan itibaren pasif içici olanların hastalığa yakalanma oranları ise astımda yüzde 57, KOAH’ta yüzde 65 seviyesinde bulundu. Gerçek yaşam verileri açısından bir değerlendirme olan bu çalışmada önemli bir nokta da her iki hastalıkta da başlanan tedavinin ardından hastaların bir yıllık izlemlerinde kontrol vizitlerini aksattıkları saptandı. Mısırlıgil, “Hastalarımıza ilaçlarını aksatmamaları veya aşırı doz ilaç kullanmamaları adına doktor kontrolünde tedavilerini sürdürmelerini öneriyoruz” dedi.
Türkiye’nin farklı illerinde 2 bine yakın astım ve KOAH hastası üzerinde yapılan araştırmanın en çarpıcı sonuçlarından biri de her iki hastalığı taşıyan kişilerdeki obezite oranı. Bu sonuca dikkat çeken Mısırlıgil, “Hastalarımızın dörtte birinden fazlasında obezite görülmüş olması dikkat çekiciydi. Yeni tanı alan hastalarda saptanan bu obezitenin tedavi ile alakası olmadığını, ilaçlarını düzgün kullanan hastalarda aksine kilo artışına rastlanmadığını tespit ettik.”
EN SIK ŞİKAYET NEFES DARLIĞI
Astım ve KOAH teşhisi konulan kişilerin en sık nefes darlığı şikâyetiyle başvurduğunu söyleyen Mısırlıgil, “Astım ve KOAH hastalarında nefes darlığı şikayeti ilk sırada yer alırken, öksürük şikayeti sık görülen belirti olarak karşımıza çıkıyor. Bu yakınmaları olan hastalar, çocuk yaşlarda özellikle sigara dumanına maruz kalmışlarsa veya tütün ürünleri tüketiyorlarsa doktora giderek kontrollerini yaptırmalarını öneriyoruz. Erken teşhis edilen bu tür hastalıklarda erken ve düzenli tedavi uygulandığında hastalık tamamen ortadan kalkmasa da ilerlemesi önlenebilir ve yaşam kalitelerinde önemli bir artış olur” dedi.