Cinsiyet değişikliğinde hukuki koşul ve hükümler

ayfer uyanik-logo.qxpOCAK 2016

Doğ­du­ğu sıra­da sahip olu­nan fizi­ki yapı­nın tıb­bi müda­ha­le sonu­cun­da ruhi yapı ile örtü­şen fizi­ki yapı­ya değiş­ti­ril­me­si, cin­si­yet değiş­tir­me ola­rak tanım­la­na­bi­lir. Trans­sek­sü­el yapı­da olan kişi­le­re plas­tik cer­ra­hi­nin de dahil oldu­ğu bir ope­ras­yon ile ger­çek­leş­ti­ri­len cin­si­ye­ti değiş­tir­me ame­li­ya­tı ancak kişi­nin tale­bi üze­ri­ne ister özel ister kamu has­ta­ne­sin­de yapı­la­bi­lir. Dün­ya­da 1950 yılın­da ger­çek­leş­ti­ri­len cin­si­ye­ti değiş­tir­me ame­li­ya­tı, Türkiye’de ilke kez bir ses sanat­çı­sı­nın yurt dışın­da ger­çek­leş­tir­di­ği cin­si­ye­ti değiş­tir­me ame­li­ya­tın­dan son­ra nüfus kay­dı­nın değiş­ti­ril­me­si tale­bi üze­ri­ne tar­tı­şıl­ma­ya baş­lan­mış­tır. Uygu­la­ma­da­ki tar­tış­ma­la­ra son ver­mek ve cin­si­ye­ti değiş­tir­me ame­li­ya­tı­nı dev­le­tin dene­ti­mi altı­na almak ama­cıy­la 1988 yılın­da 3444 sayı­lı Kanun ile mül­ga Mede­ni Kanun’un 29’uncu mad­de­si­ne ikin­ci bir fık­ra ekle­ne­rek cin­si­ye­ti değiş­tir­me­nin yasal şart­la­rı orta­ya konul­muş­tur. Konu, Yeni Mede­ni Kanu­nu­mu­zun 40. mad­de­sin­de önce­ki hük­me naza­ran daha ayrın­tı­lı ola­rak yeni­den düzenlenmiştir:”Cinsiyetini değiş­tir­mek iste­yen kim­se, şah­sen baş­vu­ru­da bulu­na­rak mah­ke­me­ce cin­si­yet deği­şik­li­ği­ne izin veril­me­si­ni iste­ye­bi­lir. Ancak, iznin veri­le­bil­me­si için, istem sahi­bi­nin onse­kiz yaşı­nı dol­dur­muş̧ bulun­ma­sı ve evli olma­ma­sı; ayrı­ca trans­sek­sü­el yapı­da olup, cin­si­yet deği­şik­li­ği­nin ruh sağ­lı­ğı açı­sın­dan zorun­lu­lu­ğu­nu ve üre­me yete­ne­ğin­den sürek­li biçim­de yok­sun bulun­du­ğu­nu bir eği­tim ve araş­tır­ma has­ta­ne­sin­den alı­na­cak res­mî sağ­lık kuru­lu rapo­ruy­la bel­ge­le­me­si şart­tır. Veri­len izne bağ­lı ola­rak amaç ve tıb­bî yön­tem­le­re uygun bir cin­si­yet değiş­tir­me ame­li­ya­tı ger­çek­leş­ti­ril­di­ği­nin res­mî sağ­lık kuru­lu rapo­ruy­la doğ­ru­lan­ma­sı hâlin­de, mah­ke­me­ce nüfus sici­lin­de gerek­li düzelt­me­nin yapıl­ma­sı­na karar veri­lir.” Bu hüküm­de, ilgi­li­nin ame­li­yat önce­si haiz olma­sı gere­ken şart­lar ile cin­si­yet deği­şik­li­ği ame­li­ya­tı­nın hukuk haya­tı­na etki­si­nin bir­bi­rin­den ayrı tutul­ma­sı gerek­ti­ği anlaşılmalıdır.

Cin­si­yet deği­şik­li­ği ame­li­ya­tı önce­si ara­nan şart­lar: 18 yaşı­nı tamam­la­mış, ayırt etme yete­ne­ği­ne sahip olan, bekâr ve trans­sek­sü­el yapı­da olup da söz konu­su ame­li­ya­tın ruh sağ­lı­ğı açı­sın­dan zorun­lu oldu­ğu­na ve üre­me yete­ne­ğin­den sürek­li yok­sun bulun­du­ğu­na dair eği­tim ve araş­tır­ma has­ta­ne­sin­den alın­mış sağ­lık rapo­ru ibraz ede­bi­len kişi­nin bu ame­li­yat için mah­ke­me­den izin almış olma­sı aran­mak­ta­dır. Üre­me yete­ne­ğin­den sürek­li yok­sun olma” şar­tı, hük­mün uygu­la­ma alı­nı­nı olduk­ça daralt­mak­ta oldu­ğu­nu, bu kap­sam­da sade­ce her­maf­ro­dit­ler (çift cin­si­yet­li­ler) ile biyo­lo­jik ola­rak üre­me yete­ne­ğin­den yok­sun kişi­le­rin yer ala­bil­mek­te olma­sı sebe­biy­le eleş­ti­ril­mek­te­dir. Zira üre­me yete­ne­ğin­den yok­sun olma­yan kişi­ler de trans­sek­sü­el yapı­da ola­bi­lir­ler. Uygu­la­ma­da, yasa­nın bu ama­cı­nı ger­çek­leş­tir­mek ama­cıy­la, cin­si­yet deği­şik­li­ği ame­li­ya­tı önce­sin­de üre­me yete­ne­ği­ni sona erdi­recek bir tıb­bi müda­ha­le giri­şi­mim­de bulunulmaktadır.

cinsiyet-dagilimi

Ame­li­yat önce­sin­de mah­ke­me­den alı­nan iznin geçer­li­lik süre­si hak­kın­da maale­sef Kanun bir açık­lık getir­me­miş­tir. Ancak Kanun’un ara­dı­ğı cin­si­ye­ti değiş­tir­me ame­li­ya­tı­nın, ilgi­li kişi­nin ruh sağ­lı­ğı açı­sın­dan bir zorun­lu­luk teş­kil etme­si” şar­tı­nın ger­çek­le­şip ger­çek­leş­me­di­ği husu­su, çok eski tarih­li rapo­ra daya­na­rak belir­le­ne­me­ye­ce­ği ortadadır.

Başa­rı­lı geçen bir cin­si­yet deği­şik­li­ği ame­li­ya­tı, baş­ta kişi­ler huku­ku ve aile huku­ku ala­nın­da bir dizi huku­ki etki­le­ri vardır.

Kişi­ler huku­ku; cin­si­ye­ti­ni değiş­ti­ren kişi, tek­rar mah­ke­me­ye baş­vu­ra­rak bu sefer amaç ve tıb­bi yön­tem­le­re uygun bir şekil­de cin­si­ye­ti değiş­tir­me ame­li­ya­tı­nın yapıl­dı­ğı­nı res­mi sağ­lık kuru­lu rapo­ru ile bel­ge­le­ye­rek nüfus kay­dı­nın yeni cin­si­ye­ti­ne göre düzel­til­me­si­ne (kayıt düzelt­me dava­sı) dair mah­ke­me kara­rı­nı alma­lı­dır. Bu kara­ra daya­na­rak nüfus müdür­lü­ğü nüfus sici­lin­de gerek­li düzelt­me­yi yapa­cak­tır. Bu nok­ta­da, yaban­cı ülke­de ora­nın huku­ku­na göre ger­çek­leş­ti­ri­len cin­si­yet değiş­tir­me ame­li­ya­tı­na iliş­kin kesin hüküm nite­li­ği­ne kavuş­muş yaban­cı mah­ke­me karar­la­rı­nın 5718 sayı­lı Mil­let­le­ra­ra­sı Özel Hukuk ve Usul Huku­ku Hak­kın­da Kanun’un 58. mad­de­si­ne göre tanı­na­bi­le­ce­ği­nin kabu­lü gerek­mek­te­dir. Yaban­cı ülke­de, Türk huku­kun­dan fark­lı yasal şart­la­rın aran­ma­sı, Türk kamu düze­ni müda­ha­le­si­ni gerek­tir­me­mek­te­dir (bkz. 21.12.2009 tarih­li Yar­gı­tay 2. Hukuk Daire­si, E.2009/9678/K.2009/22090). Yeni nüfus bil­gi­le­ri­ne bina­en cin­si­yet ve fotoğ­raf deği­şik­li­ği için ehli­yet, pasa­port gibi bel­ge­ler­de de gerek­li düzelt­me­le­rin yapıl­ma­sı gerek­mek­te­dir. Fizik­sel görü­nü­şü ile kim­li­ği ara­sın­da­ki far­kı orta­dan kal­dı­ran kişi, ister­se, hak­lı bir sebep mev­cut oldu­ğu­nu ile­ri süre­rek adı­nın da değiş­ti­ril­me­si­ni hakim­den talep ede­bi­lir (Mede­ni Kanun, m. 27 I).

Aile huku­ku; Türk huku­kun­da evli­lik ve soy­ba­ğı huku­ku­na iliş­kin sorun­lar ile kar­şı­laş­ma­mak için, ame­li­ya­ta izin baş­vu­ru­sun­da bekar olma” veya üre­me yete­ne­ğin­den yok­sun olma” şart­la­rı aran­mak­ta­dır. Durum böy­le olmak­la bir­lik­te, haya­tın ola­ğa­nüs­tü” akı­şı, ilgi­li kişi­nin bazen de Türk huku­ku­nu dolan­mak ama­cıy­la bu ame­li­ya­tı Türkiye’de değil de yurt dışın­da ger­çek­leş­tir­me­si müm­kün­dür. Bu durum­da orta­ya çıkan aynı cin­si­ye­te tabi kişi­le­rin evli­li­ği­nin akı­be­ti­nin ne ola­ca­ğı üze­rin­de durul­ma­lı­dır. Maale­sef dokt­rin­de de şid­det­li tar­tış­ma yarat­mış olan bu huku­ki prob­le­min çözü­mü tüm net­li­ği ile orta­ya konu­la­ma­mak­ta­dır. Dokt­rin­de; evli­li­ğin yok hük­mün­de oldu­ğu savu­nul­du­ğu gibi, konu­ya iliş­kin kanun hüküm­le­ri­nin yeter­siz oldu­ğu, cin­si­yet değiş­tir­me ile ilgi­li ola­rak Kanun’a yeni bir hük­mün eklen­me­si gerek­ti­ği de ile­ri sürül­mek­te­dir. Diğer bir görü­şe göre; de fac­to aynı, huku­ken fark­lı cins­ten iki kişi ara­sın­da­ki evli­li­ğin ancak boşan­ma ile sona erdi­ri­le­bi­le­cek­tir. Anla­şı­lan odur ki, evli­li­ğin bu kişi­ler ara­sın­da devam etti­ril­me­si­nin kamu düze­ni müla­ha­za­la­rı sebe­biy­le kesin­lik­le müm­kün olma­dı­ğı, o yada bu şekil­de evli­li­ğin mut­la­ka son­lan­dı­rıl­ma­sı­nın bir zorun­lu­luk oldu­ğu­nu anlı­yo­ruz. Diğer taraf­tan sona eren bu evli­li­ğin, eş ve var­sa müş­te­rek çocuk­lar bakı­mın­dan da huku­ki sonuç­la­rı var­dır. Mad­di, mane­vi taz­mi­nat, nafa­ka ve vela­yet, kişi­sel görüş­me hak­kı­nın tesi­si, gerek eş gerek­se çocuk­lar bakı­mın­dan ele alın­ma­sı gerekmektedir.

Diğer hukuk alan­la­rı; cin­si­ye­ti değiş­tir­me, ile­ri­ye etki­li hüküm ve sonuç doğur­mak­ta­dır. İlg­ili kişi­nin, sos­yal güven­lik ala­nın­da­ki bek­le­nen hak­la­rı ve asker­lik bakı­mın­dan yeni cin­si­ye­ti” esas alı­na­rak bir değer­len­dir­me yapılacaktır.

Gün­cel bir geliş­me ola­rak; Eylül 2015’de, Anka­ra 4. Asli­ye Hukuk Mah­ke­me­si, Türk Mede­ni Kanunu’nun 40. mad­de­si­nin ikin­ci fık­ra­sı­nın Anayasa’ya aykı­rı oldu­ğu iddi­ası­nı cid­di bula­rak dos­ya­yı Ana­ya­sa Mah­ke­me­si­ne gönderdi.

Son söz; Ana­ya­sa Mahkemesi’nde…

İlgili Haberler

Leave a Comment