Bağışıklı sisteminin kanseri yenmesine çok yaklaştık”

KAN­SER / NİS­AN 2016

Merck ve Pfi­zer işbir­li­ğin­de geliş­ti­ri­len, FDA ona­yı ile hız­la­nan immü­no­te­ra­pi araş­tır­ma­sı, son 50 yılın en önem­li bulu­şu ola­rak değer­len­di­ri­li­yor. Hede­fe yöne­lik teda­vi­le­rin de üstün­de, kişi­nin savun­ma hüc­re­le­ri­nin hare­ke­te geçi­ri­le­rek kan­se­rin teda­vi edil­me­si­nin hedef­len­di­ği­ni açık­la­yan Merck Glo­bal Onko­lo­ji Baş­ka­nı And­rew Schi­er­me­i­er, Cilt, baş-boyun ve kolon kan­se­rin­de çığır aça­cak teda­vi­ler üze­rin­de çalı­şı­yo­ruz ve çok heye­can­lı­yız. Merck ola­rak geliş­tir­di­ği­miz anti PdL1 mole­kü­lü’ ile ilk defa ken­di bağı­şık­lık sis­te­mi­miz­den fay­da­la­na­rak kan­se­ri teda­vi ede­ce­ğiz” diye konuştu. 

Geç­ti­ği­miz gün­ler­de Türkiye’ye gele­rek, yeni geliş­ti­ri­len kan­ser teda­vi­le­ri­ne yöne­lik araş­tır­ma­la­rın masa­ya yatı­rıl­dı­ğı ve pay­la­şıl­dı­ğı top­lan­tı­ya katı­lan Merck-Pfi­zer İmm­üno-onko­lo­ji İşb­irl­iği Genel Müdü­rü And­rew Schi­er­me­i­er, Merck ola­rak yeni geliş­tir­di­ği­miz anti pdL1 mole­kü­lü haki­ka­ten bizi çok heye­can­lan­dı­rı­yor. Çün­kü 20 yıl­dır bu konu­da araş­tır­ma­lar yapı­lı­yor olma­sı­na rağ­men ilk defa ken­di bağı­şık­lık sis­te­mi­miz­den yarar­la­na­rak kan­ser­le müca­de­le etme yolun­da bir adım atmış bulu­nu­yo­ruz. Pfizer’in de geliş­tir­di­ği, ben­zer ama bizim­kiy­le aynı olma­yan çeşit­li mole­kül­le­ri var. Bu sek­tör­de­ki, bu alan­da­ki reka­be­tin ne kadar yoğun oldu­ğu­nu göz önün­de bulun­du­ra­rak 2014 yılı­nın Eylül ayın­da alı­nan bir karar ile bu konu­da stra­te­jik bir işbir­li­ği yap­ma­ya karar ver­dik. Bu kara­rı ver­me­miz­de­ki temel neden­ler­den biri de Pzifer’in de bizim­le aynı fel­se­fe­ye sahip olma­sıy­dı. Her iki taraf­ta has­ta­lar üze­rin­de en iyi etki­yi yara­ta­bi­lecek ilaç­lar geliş­tir­mek isti­yor” diye konuştu.

Üze­rin­de çalı­şı­lan 20 kli­nik araş­tır­ma oldu­ğu­nu belir­ten And­rew Schi­er­me­i­er, yeni teda­vi­ler­le ilgi­li şu bil­gi­le­ri verdi: 

Mev­cut teda­vi­ler kemo­te­ra­pi odak­lı. Kan­se­ri dur­du­ru­yor ama geçi­ci bir süre. Kan­ser hüc­re­si mutas­yo­na uğra­ya­rak tek­rar orta­ya çıkı­yor. Üze­rin­de çalış­tı­ğı­mız teda­vi­ler­de ise ilk defa kan­ser hüc­re­le­riy­le müca­de­le­yi ken­di hüc­re­le­ri­miz­le yapa­ca­ğız. Yani ken­di hüc­re­le­ri­miz kan­ser hüc­re­le­ri­ne bağ­la­nı­yor ve vücu­da bu hüc­re­ler bura­da olma­ma­lı’ mesa­jı­nı veri­yor. İns­an­ın bağı­şık­lık sis­te­mi aslın­da vücut­ta olma­ma­sı gere­ken yaban­cı hüc­re­ler­le müca­de­le etme konu­sun­da çok güç­lü ola­bi­li­yor. Bu teda­vi­nin de özel­li­ği, bağı­şık­lık sis­te­mi­nin gücün­den fay­da­la­nıl­ma­sın­da yatı­yor ve bu bizim eli­miz­de­ki en güç­lü silahımız.” 

İlgili Haberler

Leave a Comment