Alzheimer tüm dünyada çığ gibi artarken, bilim insanları bu hastalığa çare bulmak için yoğun bir şekilde mesai harcıyor. Başarısızlıkla sonuçlanan aşı çalışmalarını yeniden gözden geçiren bilim insanları, hatalarını gördükçe umut verici gelişmeler ortaya çıkmaya başladı. Bu bilimsel çalışmaları yakından takip eden Türkiye Alzheimer Derneği Yönetim Kurulu Üyesi Doç. Dr. Başar Bilgiç, 40’lı yaşlarda beyinde birikmeye başlayan amiloid proteinin zamanla tau birikimine neden olduğunu, bu nedenle alzheimer’ın ortaya çıkmadan 10–20 yıl öncesinden, görüntüleme yöntemleri ile teşhis edilebileceğini söyledi. Bilgiç, “10 yıl içinde tanı basit, tedavi etkin olacak, buna inanıyoruz” dedi.
Türkiye Alzheimer Derneği, 21 Eylül Dünya Alzheimer Günü nedeniyle 17 bir basın toplantısı düzenledi. Türkiye Alzheimer Derneği Başkanı Prof. Dr. Işın Baral Kulaksızoğlu, Başkan Yardımcısı Prof. Dr. Haşmet Hanağası, Yönetim Kurulu Üyesi Doç. Dr. Başar Bilgiç ve Şişli Belediye Başkanı Hayri İnönü’nün katılımıyla gerçekleşen toplantıda Alzheimer tedavisinde ve teşhisinde kaydedilen son gelişmeler hakkında bilgiler verildi.
Dünya Alzheimer Federasyonu’nun 2014 raporuna göre, dünyada 44 milyon Alzheimer hastası var ve bu sayı 2030 yılında 76 milyona ulaşacak. Türkiye’de ise 350.000 ila 400.000 Alzheimer hastası olduğu tahmin ediliyor.
Yaşlı nüfusun artış hızı göz önüne alındığında, 2050 yılında dünya çapında 135 milyon demans hastası olması bekleniyor. Artan yaşlı nüfusla birlikte Alzheimer Günü her geçen yıl daha da önem kazanırken, bilim dünyasında kaydedilen gelişmeler teşhis ve tedavi konusunda umut vadediyor.
AŞI ÇALIŞMALARINDA İKİNCİ BAHAR
Daha önceki yıllarda olumlu sonuç elde edilemeyen Alzheimer aşısı çalışmalarının bu yıl ikinci baharını yaşayacak şekilde tekrar gündemde olduğunu anlatan Türkiye Alzheimer Derneği Yönetim Kurulu Üyesi Doç. Dr. Başar Bilgiç şöyle konuştu: “Geçmişte yapılan ve maalesef olumlu sonuç alınamayan aşı çalışmalarından gerekli dersler çıkarılarak, bu doğrultuda atılan adımlar tekrar hız kazandı. Bu yıl daha uygun hasta grupları ile daha erken dönemde ve de daha uygun dozlar ile yapılan yeni aşı çalışmaları olumlu sonuçlar ortaya koydu. Halen devam eden bu çalışmalarda ülkemiz de uluslararası konsorsiyumun bir parçası olarak yer alıyor. Alzheimer aşısı çalışmalarının sonuçlarını tüm dünya ile birlikte biz de heyecanla bekliyoruz.”
ALMANYA’DA EĞİTİM VERECEKLER
Alzheimer’s Disease International’ın (ADI) “Twinnings Programme” adlı projesi kapsamında Türkiye Alzheimer Derneği’nin Almanya’da bir dizi eğitim düzenleyeceğini anlatan Türkiye Alzheimer Derneği Başkanı Prof. Dr. Işın Baral Kulaksızoğlu şöyle konuştu: “Bilindiği gibi Türkiye Alzheimer Derneği uzun yıllardır Alzheimer’s Disease International’ın (ADI) ve Alzheimer Europe’ın (AE) üyesidir. Geçtiğimiz yıl bu işbirliği çalışmalarına yeni bir boyut daha eklendi ve dernek 17 Akdeniz ülkesinin katıldığı Alzheimer Akdeniz İttifakı’na (Alzheimer Mediterranean Alliance) üye oldu. Twinnings Programı çerçevesinde de 2016 Şubat ayında Almanya’da yaşayan Türkler için Berlin’de bir konferans düzenlenecek ve konferansın ev sahipliğini Berlin Alzheimer Derneği, sponsorluğunu ise ulusal çatıyı teşkil eden Almanya Alzheimer Derneği üstlenecek.”
TÜKÜRÜK ANALİZİ YARDIMCI OLACAK
Tanı ve tedavi alanında kaydedilen umut verici yeniliklere değinen Doç. Dr. Başar Bilgiç şöyle devam etti: “Günümüzde Alzheimer tanısı için en önemli tetkiklerden birisi halk arasında “belden su alma” diye bilinen Beyin-Omurilik Sıvısı analizidir. Bu sıvıda hastalıkta biriken proteinlerin yansımalarına bakılır. Bu yöntem girişim gerektirmesi ve işlemin yapılmasının süre alması nedeni ile kan alma işlemi kadar kolay değildir. Bu yıl yapılan bilimsel çalışmalar, basit bir tükürük analizinin hastalık tanısında yardımcı bir yöntem olabileceğini göstermiştir. Gelecek için umut vadeden bu basit yöntemin rüştünü ispat etmesi için daha geniş ve kapsamlı çalışmaların yapılması gerekir.”
PROTEİNLER BOYANARAK GÖRÜNTÜ ELDE EDİLEBİLİYOR
Alzheimer hastalarının beyinlerinde biriken bazı proteinlerin tanı konusundaki ayırıcı özelliğine dikkat çeken Doç. Dr. Başar Bilgiç bu alanda kaydedilen gelişmeleri şöyle özetledi: “Alzheimer hastalığında beyinde bazı protein birikimleri olmaktadır. Bunlar plaklar içinde biriken “amiloid” ve yumaklar içinde biriken “tau” adlı proteinlerdir. Günümüzde gelişmiş nükleer tıp yöntemleri ile her iki protein de kendilerine yapışan ve ışıma yapan moleküller ile işaretlenip görüntü alınabilmektedir. Geçmişte amiloid proteini boyanarak görüntü alınabiliyorken artık geliştirilen yeni moleküller ile “tau” proteini de işaretlenerek görüntü alınabilmektedir. Yani beyinlerinde bu proteinleri bulunduran kişiler basit görüntüleme yöntemleri ile tespit edilebilmektedir. Eskiden bu proteinlerin sadece otopsi ile gösterilebildiği düşünülürse bu yöntemlerin ne kadar yararlı olduğu ve devrimci oldukları daha iyi anlaşılacaktır.”
ÇALIŞAN KADINLAR DAHA AZ BUNUYOR
Son yıllarda yapılan çalışmalarda Alzheimer hastalığının köklerinin çocukluk çağına kadar inebildiğini ve çalışkan bir beynin Alzheimer’e daha az oranda yakalandığını gösteren bulgulara da rastlandığını belirten Doç. Dr. Başar Bilgiç, bu çalışmalardan birini şöyle özetledi: “Bu sene İsveç’te ilgi çekici bir çalışma yapıldı ve bu çalışmada yaşlı kişilerin geçmişlerine dönülerek kişilerin 10 yaşındaki okul karnelerine bakıldı. Karneleri kötü olanlarda bunama riskinin daha yüksek olduğu, karneleri pekiyi olanların ise daha az oranda bunama geliştirdikleri görüldü. Ayrıca ilkokul eğitiminin üzerine eğitim alanlarda ve yüksek eğitimine devam edenlerde, ayrıca karmaşık işlerde (daha fazla iletişim gereken işler, kişinin yönlendirme yaptığı ve talimat verdiği işler gibi) çalışan kadınlarda bunama riskinin daha düşük olduğu ortaya çıktı.”