Doç. Dr. Zeynep Yezdan FIRAT
Memorial Ataşehir Hastanesi Kulak Burun Boğaz Bölümü
Burun boşluğu mukozasının ve çevresindeki sinüs denilen havalı boşlukların enfeksiyonudur. Rinit; burun mukozasının imflamasyonudur. Akut rinit tek başına olabilir, bu enfeksiyona paranazal sinüsler de eklenmişse akut rinosinüzitten bahsedilir, ancak akut sinüzit tek başına olamaz, mutlaka kliniğe rinit eşlik eder.
Rinosinüzit Tanısı
Klinikte rinosinüzitten şüphelendiğimiz bir hastada şunları birbirinden ayırt etmek zor olabilir: viral rinit, alerjik rinit, adenoidit ve rinosinüzit. Bu durumda hastanın yaşı, ilave semptomları, hikayesi önem kazanmaktadır. Akut rinosinüzit tanısında majör ve minör semptomlardan yararlanılır. 2 majör semptom varlığı + 1 minör semptom varlığı tanı koydurucudur. Sinüzitin majör kriterleri; öksürük, posterior geniz akıntısı, anterior pürülan akıntıdır. Minör kriterleri ise baş ağrısı, ateş, ağız kokusu, periorbital ödem, diş ağrısı, kulak ağrısı, orbital ağrıdır.
Rinosinüzit Sınıflaması
Yakınmalar 4 haftadan kısa bir süredir varsa akut rinosinüzit, 4–12 hafta arasında veya kabaca 3 aylık bir sürede varsa kronik rinosinüzit denilir. Son 1 yılda 3 veya daha fazla atak oluşmuşsa rekürren rinosinüzitten bahsedilir. Kronik rinosinüzitler polipli veya polipsiz şeklinde ayrılır. Polipsiz kronik rinosinüzitte mukozal kalınlaşma, goblet hücrelerinde artış, subepitelyal ödem ve belirgin fibrozis izlenirken, polipli kronik rinosinüzitlerde belirgin epitelyal hasar, belirgin stromal ödem, damar ve glandlarda azalma, eozinofilik imflamasyon izlenir. Akut rinosinüzitler çocuklarda %20–35 oranında sterildir. %25–30 s.pnömonia, %15–20 h.influenza, %15–20 m.kataralis ve %2–5 oranında anaeroblar tarafından oluşur. Erişkinde isen sık %20–45 oranında s.pnömonia, %20–35 h.influenza ve %1–10 m.kataralis ile oluşur. Bu nedenle çocuklarda sıklıkla antibiyotiksiz tedavi edilmeye çalışılırken, erişkinde sıklıkla antibiyotik gerekmektedir. Kronik ya da rekürren rinosinüzitler ise %25–80 oranında koagülaz (-) safilokoklar ile oluşur daha az sıklıkla staf aureus, anaeroblar etken olabilir, bu nedenle daha geniş spektrumlu antibiyotiklerle tedavi edilmelidir.
Kimlerde Rinosinüzit İzlenir?
Çocuklarda doğumla birlikte etmoid ve maksiler sinüsler vardır, 7 yaş civarında frontal sinüs oluşmaya başlar, sfenoid sinüs ise 20’li yaşlarda gelişir. Bu nedenle 7 yaş altı çocuklarda maksiler ve etmoid hücrelerde patoloji izlenir. Water’s grafisinin spesifitesi ve sensitivitesi %50 civarındadır, bilgisayarlı tomografi ise bu yaş için fazla invazif bir tetkik olacaktır. O nedenle çocuklarda tanının klinikle koyulması önemlidir.
Çocuklarda ve erişkinde benzer patojen ajan sorumludur. %40 oranında s.pnömonia, %30 h.influenza ve % 30 m. kataralis etken ajan olarak izlenir. Etiyopatogenezde 3 şey sorumludur: Paranazal sinüslerde ostium kapalılığı, mukosilier klirenste bozulma ve mukus sekresyonda bozukluk. Tedavide bu nedenlerin düzeltilmesi önem kazanmaktadır.
Rinosinüzit Nedenleri
Rinosinüzit, sinüslerin açıklığını oluşturan yerlerde; ostium mukozasında ödem gelişmesi ve sonucunda sinüs içinde imflamasyon gelişmesi ile ortaya çıkar. Buna en sık neden enfeksiyöz nedenlerdir. Diğer üst solunum yolu enfeksiyonları, alerji diş enfeksiyonları rinosinüzite neden olur. Toplumda en sık ise burun içindeki mekanik tıkanıklığa neden olan problemlere ikincil rinosinüzit izlenmektedir. Bunlar; septal deviasyon, konka hipertrofisi, nazal travmalar, adenoid hipertrofi, nazal polipozis, yabancı cisim, nazogastrik sonda takılması, konka anormallikleri, nazal pasajda yer işgal eden tümörler olarak sayılabilir. Ayrıca rinosinüzit bazı sistemik hastalıkların bulgusu olarak ortaya çıkabilir: hipotiroidi, gebelik riniti, immün yetmezlikle giden hastalıklar (HIV gibi), immotil sil sendromu, silier dikinezi sendromu, kistik fibrozis gibi. Ayrıca kullanılan bazı kimyasal irritanlar ve ilaçlar da rinosinüzite neden olmaktadır. Bu anlamda hastalarda oral kontraseptif varlığı, antihipertansif ilaçlar, kokain kullanımı, aspirin kullanımı, sigara veya sigara dumanı varlığı, gebelik olup olmadığı, çevre kirliliği, toksik irritanlar sorgulanmalıdır. Ayrıca devamlı kullanılan topikal etkili burun spreyleri de 3–4 günden fazla kullanılmamalıdır, rinosinüzit tablosuyla karşılaşılır.
Akut rinosinüzitler genelde enfeksiyöz nedenlerle, kronik rinosinüzitler diğer tüm nedenlerle görülebilmektedir. Akut ya da kronik tüm rinosinüzitlerde nazal akıntı, nazal konjesyon, baş ağrısı dolgunluk, hiposmi veya anosmi, hiponazal konuşma eşlik eder. Hiç bakteriyel enfeksiyon olmadan da rinosinüzit izlenebilir. Kalıcı enfeksiyona neden olan bir kaynağın varlığı dışında alerji, immun hastalıklar, nazal poliplerin varlığı, eozinofiliye neden olan mantar olması, aspirin sensitivitesi, otonom sinir sisteminde çalışma bozukluğu, gastroösefagial reflü, faringolaringeal reflü, mukosilier hareket bozukluğu yapan hastalıklar rinosinüzit kliniği oluşturur.
Rinosinüzit Tedavisi
Akut rinosinüzit tablosundaki rinit genellikle viral enfeksiyöz bir rinittir. Sinüs enfeksiyonu eklenmişse bakteriyal enfeksiyon eklenmiştir. Etken m.kataralis olduğunda (tüm enfeksiyonların %30’u) spontan iyileşme mümkün olabilmektedir, ancak etken s.pnömonia veya h.influenza olduğunda amoksisilin-klavulonat ile tedavi edilmelidir. Kronik rinosinüzitlerde seftriakson ve klindamisin grubu antibiyotikler tercih edilmelidir.
Tüm etkin tedaviye rağmen tüm enfeksiyonlarda mukozal membranlarda silier hareket 6 haftalığına bozulmaktadır, hastalarda buna bağlı aktif enfeksiyon geçse bile geniz akıntısı hissi, öksürük hissi ya da “reaktif hava yolu” denilen semptomların geçmesi 6 haftaya kadar uzayabilir.