Yönetmenliğini, Selma(2014)’nın da yönetmeni olan, Ava DuVernay’in yaptığı belgesel 13th 7 Ekim 2016’da Netflix’te dünya çapında yayınlanmaya başladı. “13th” adını 1865 yılında ABD anayasasında yapılan köleliği sona erdiren 13. Değişiklik’ten alıyor: “Birleşik Devletlerde veya Birleşik Devletler yetkisi altındaki yerlerde, hak ederek mahkûm edilmiş kişinin cezası karşılığı olma dışında, kölelik veya zorla çalıştırılma uygulanmayacaktır.1 ” Bu değişiklikteki “hak ederek mahkûm edilmiş kişinin cezası karşılığı olma dışında” hükmü bir yasal boşluk sağlıyor.
Ava DuVernay de belgeselinde bu yasal boşluğun, 1865’ten günümüze, nasıl siyahları hapsederek bedava iş gücü için kullanma amacıyla suistimal edildiğini gözler önüne seriyor. Yani köleliğin aslında bitmediği, sadece adının ve yönteminin değiştiği gerçeğini ve toplumdaki “siyahlar suça eğilimlidir” mitinin adım adım nasıl oluşturulduğunu yüzünüze vuruyor. “Amerika Birleşik Devletleri dünyadaki nüfusun %5’ine, mahkumların ise %25’ine ev sahipliği yapıyor.
Dünya nüfusunun %5’ine sahip olan küçük bir ülke dünyada mahkumların %25’ini mi barındırıyor? Dört mahkumdan birini mi? Elleri parmaklıklarda, zincirlenmiş her dört insandan biri özgürlükler ülkesinde hapsedilmiş durumda. 1972 senesinde hapishane nüfusu 200.000 kişiydi. Bugün ise 2.3 milyona yükseldi. ABD dünyadaki en yüksek hapsedilme oranına sahip.“ Bunlar belgesel başlar başlamaz size sunduğu korkunç veriler, ve ne yazık ki sona erene kadar sizi daha nice korkunç veri ile karşı karşıya bırakıyor. Ekonomik bir sistem olan köleliğin İç Savaş sonrası sona ermesiyle felç olan Güney ekonomisi, çareyi Afrikalı Amerikalıları toplu olarak tutuklamakta bulduğundan birçok Afrikalı Amerikalı aylaklık, serserilik gibi önemsiz “suçlarla” hapse atılarak Güney’in ekonomisini yeniden inşa etmek için bedava iş gücü sağlamak zorunda bırakıldılar. O dönemde medyada kullanılan retorik, ve özellikle “Bir Ulusun Doğuşu” filminde kullanılan anlatım Afrikalı Amerikalıları suçlu, saldırgan, tecavüzcü olarak gösterme amaçlıydı, ve o zaman yaratılan bu sahte imaj ABD toplumunda hala varlığını sürdürmekte. Belgesel, Sivil Haklar Hareketi, Uyuşturucu Savaşı, Bill Clinton’ın 1994 yılında onayladığı ve her şeyi daha da kötü hale getiren suç yasası, Black Lives Matter2 Hareketi, aynı suçu işleyen siyahlara ve beyazlara verilen cezaların eşitsizliği ve neredeyse her gün haberlerde görülen siyahlara yönelik polis şiddeti gibi birçok konuya değiniyor. Ve bunu yaparken ortaya attığı her argümanı da sağlam verilerle destekliyor.
2016 ABD başkanlık seçimleri adayları Donald Trump ve Hilary Clinton’ın da zamanında siyahları suçlu varsayan retoriği kullandıkları röportajlarını da izliyorsunuz. Ava DuVernay, verdiği bir röportajda bu konuyla ilgili olarak, iki yıl önce filmi çekerken aklında seçimlerin olmadığını, iki adayın kim olacağını kimsenin bilmediğini fakat şu anda baktığında filmin tam vaktinde ve yerinde çıktığını düşündüğünü söylüyor. 13th, 17 yaşında George Zimmerman tarafından vurularak öldürülen Trayvon Martin, 16 yaşında tutuklanan ve mahkemesi görülmemesine rağmen üç yıl boyunca Rikers Island’da hapis yatan ve serbest bırakıldıktan iki yıl sonra intihar eden Kalief Browder, polis memurları tarafından yere yatırılarak kelepçelenen ve boğulan, bir görgü tanığının kaydettiği videoda on bir kez “Nefes alamıyorum” deyişiyle hafızalara kazınan Eric Garner, Chicago polisi tarafından polis arabasına üç metre uzaklıkta olmasına rağmen bıçak bulundurduğu gerekçesiyle 16 el ateş edilerek öldürülen 17 yaşındaki Laquan McDonald gibi toplumda ses getirmiş ve ne yazık ki her gün üstüne yenileri eklenen olayları da kurduğu çerçeve içerisine yerleştirerek bir kez daha seyirciye sunuyor.
Özetle, sistematik ırkçılığı, günümüzde ABD ekonomisinin hapishanelerini dolu tutmaktan nasıl yarar sağladığını, özel hapishanelerin yarattığı sorunları ve birçok büyük şirketin ve markanın mahkumların iş gücünü, yani bedava iş gücünü, kullanarak nasıl kâr ettiğini apaçık ve etkili bir biçimde gözler önüne seren 13th yılın en güçlü ve önemli filmi sayılabilir.
1 http://photos.state.gov/libraries/turkey/231771/PDFs/abd-anayasasi.pdf